- 297 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Buz sarkıtları
Hayat şu sıralar bir kış mevsiminde çatılardan sarkan buz sarkıtlarını andırıyor. Ardı sıra yeryüzüne doğru inecek devasa su damlaları, tam da ben gökyüzüne bakarken donmuş da sivri uçlarını alnımın ortasına batıracak gibi.
Ümitsizlikler günlere yakışmasa da bir yolunu bulup giriveriyor gündüzlerime ve geceleri üzerime örttüğüm düşüncelerin kalbine tuhaf bir hüzün fısıldıyor.
Ben her şeye rağmen pencereden bakmaya devam ediyorum, yağan karın usul usul yere düşmesini ve en çok da sokak lambasının aydınlattığı karede yeryüzüne inmesini seyrediyorum. Ömrün soğuk ikliminde, bakmaya değer şeyleri buluyorum yine de.
Bir kıvılcımla başlayan güzel duygularım en ufak bir esintide sönebiliyor. Arabayla bir yere giderken dinlediğim, o en sevdiğim şarkının sözleri mesela, gittiğim yerde uğradığım hayal kırıklıklarından sonra dönüş yolunda bana batıyor.
Sonra diyorum ki kendi kendime, "Ben niye ümit ettim ki yine?"
İnsan çok şey yaşıyor şu hayatta, ancak ona küs kalamıyor. Fakat ne zaman hayatın dudakları yüzüme bir tebessüme yeltenip kenardan yukarı doğru kıvrılsa, anlıyorum ki arkasından bir Buz sarkıtı düşecek bir yerlerden. Alnımın tam ortasına...Ben tam gökyüzüne doğru gülümserken.
Küs değilim. Fakat yorgunum. Nasıl hissetmen gerektiğini bilmemek kadar yorucu bir mesele var mı bilmiyorum.
Yine de buz sarkıtları da var olsun. Başımıza bir şeyler düşmese, kafamızı daha sonra daha başka şeylere kendimiz vururduk herhalde.
Hayal kırıklıkları bir şefkat tokadı ki, ancak en merhametli olan bizi kendimize getirmek için yüzümüze okkalı bir tokadı indirir herhalde... Allah’ım, sen uyandır başkalarının umuduna bırakma...
Zeynep Zuhal Kılınç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.