Zaman Dilimi 1.Bölüm
Sonbaharın en çarpıcı zamanlarından en uydurmasyon hikayelerini anlatan yaşlı alkolik bir adamın anlattığı hikayeleri siz sabırsız okuyucu veyahut dinleyicilerine anlatmak isterim. İlk okuduğunuz zaman belki de hayatınıza bir anlam ifade etmeyeceğini, zaman kaybı olduğunu düşüneceğiniz hatta ve hatta anlam veremeyeceğiniz hikayeler bunlar. Zaman geçtikçe anlam yüklenecek belki ölüm anınıza kadar ifade etmeyecek sözcükler barındıracak bu hikayelerde. Ancak ve ancak işte şimdi son nefesimde anladım bu sözcükleri, şükürler olsun ki anlamadan ölmeyeceğim diyen binlerce insan oldu bu kasabada. Peki siz bu kasabadan mısınız? Bu cümleler için hazır yabancılar mısınız?
Kitabın önsözünü okuyan Balkin tam da okuduğu zaman denildiği gibi hiçbir şey anlamamış ve kitabı rafına geri koymuştu. Etrafa bakınmaya başladığında karşısındaki kadını yeni fark etmişti. Tam karşısında olduğu da söylenemezdi açıkçası. Kadın danışman kısmında öylece dikilmiş hiçbir mimik kullanmadan derince Balkin’e bakıyordu. Kadını incelemeye başladı sonuçta ilk bakışmayı başlatan kadındı. Kömür karası saçları fırtınalı dalgalar gibiydi, yüz hatları o kadar keskindi isimlikte yazan gizem adını görmese onun bir erkek olabileceğini bile düşündü. Boyu yaşadığı bölgedeki kadınlara göre oldukça uzundu ve zayıflığı onun hasta olduğunu düşündürtecek kadarda vardı. Giydiği siyah elbise onu rönesans zamanına bile götürebilirdi. Elbisenin gümüş detayları kadının yüzünden daha dikkatini çekmişti. Tekrar yüzüne odaklandığında kadının hiç rahatsız olmadan kendisine bakmaya devam ettiğini gördü. Küçük bir nefes tutmadan sonra kadının yanına gitmeye karar verdi. İlk adımı attığında gerilimi en küçük hücresine kadar hissetmişti. Şuan gerilim müziği verilse tam yeri olur ve bu kütüphaneden nasıl topuklardı diye düşünürken küçük bir gülümseme oluştu suratında. İki, üç, dört adım derken arkadan kitabın düşme sesi geldi ve anında oraya döndü. Tam olarak az önce elinde olan kitabın yerde olması onu şaşırtmıştı çünkü koyduğu yerden düşmesi imkansızdı onun için. Geri döndü ve kitabı eline aldı. Neden dikkatini çektiğini bir kez daha hatırladı. Üstünde adı yazmayan deri defter görünümlü kitaptı. Hatta ilk burayı ziyaret eden birine ait olabileceğini düşünmüştü ama içini açtığında bu nizamda ve mekanik bir yazıyı kimsenin yazamayacağını anlamıştı. Ama o kadar eskiydi ki kitabın sayfaları biraz daha açılmasa birbirine yapışacak kıvama gelmişti. Belki kenarlarındaki bu kemirilmiş sayfaları fareler oluşturmuştur diye düşünmüştü ama kütüphanenin sahibi çift hakkında söylenen titizlik fare kemirilmesi düşüncesini kafasından sildirmişti. Doğrusu titiz diye bahsedilen bu çiftin nasıl bu kadar eskimiş hatta yok olmaya yüz tutmuş kitabı burada bulundurduğuna da anlam verememişti. Kitabı bu sefer yerine koymak istemedi ve eline alıp tekrar kadına doğru döndü. Ama bu sefer kadını orada görememiş ve gerilmesine sebep olmuştu. ‘ Hadi ama yabancı korku filminde miyiz? Birazdan gök gürültüsü ve şimşek te çaksın hatta ışıklar kapansın ve korkunç kadın karşıma çıksın? ‘
Dediklerinin dakikalar içinde gerçekleşmesini kimse beklemez öyle değil mi? Ama maalesef ki gök gürültüsü ve şimşek çakması arka arkaya gelmiş ve ışıklar arka arkaya kesilmeye başlamıştı. Gözlerini sımsıkı kapattı ve kadının gelmesini bekledi. Saniyeler o kadar yavaştı ki gerçekten kendini korku filminde kenara sıkıştırılmış katilini bekleyen kurban gibi kasmıştı. ‘ Ne yapıyorsunuz? İyi misiniz? Mercan çabuk gel sanırım biri yine burada kriz geçiriyor?’
Şaşkınlıkla naif ve korkmuş sesin kime ait olduğunu görmek için açtı gözlerini ama hem kendisini hem de karşıdaki kişiyi korkutmuştu. Aynı anda çığlığı basmışlardı. ‘hey, senin amacın ne yoksa sende o evsizler gibi geceyi burada mı geçirmeyi planlıyorsun? Aklında böyle bir şey varsa hemen gitmeni tavsiye ederim. Yoksa Mercan bu sefer gerçekten birinizin kafasını patlatacak.’
‘ ah, hayır. Sanırım yanlış anladınız. Kitap bakmak için gelmiştim. Çalışan elemanlarınızdan biri beni rahatsız edecek kadar göz hapsine tuttu. Kitap yere düşünce ona bakmak için geri çevirdim kafamı ama o burada değildi. Sanırım biraz gerildim ve korktum üzerine gök gürültüsü. Gerçekten korkunçtu’ sözlerini o kadar arka arkaya nefes almadan söylüyordu ki karşısındaki kadının hiçbir şey anlamadığını fark etti ve hemen durdu. ‘kusura bakmayın kitap bakarken dalmışım, saatin farkına varamamışım. Şuan saat kaç acaba?’ konuyu hemen kapatıp buradan gitmek istiyordu.
‘Saat şuan 20.20. Ah, sizde kitap okumayı sevenlerdensiniz o zaman. Kusura bakmayın hemen yargıladım sizi. Yeni olmalısınız. Burada yaşayanlar kaçta kapattığımızı bilir.’
‘ Pek yeni sayılmam. Dört aydır iki arka sokakta kirada kalıyorum. Elimdeki kitaplar bitince karşınızda bulunan çiçekçi buradan kitap kiralayabileceğimi konuların dikkatimi çekeceği kitaplar bulunduğunu söylemişti.’ Çiçekçiyi duyduğu gibi gerilmişti karşısındaki kadın. Hemen elindeki kitaba baktı ve kaşları çatıldı. Telaşlanmış gibiydi. ‘ üzgünüm ama elinizdeki kitabı kiralamıyoruz.’ Bir anda sertleşen ve elini kitap için uzatan kadın anlam verememişti Balkin. İçinden kitabı geri vermemek ve koşarak kaçmak geldi ama hemen bulunabilecek bir kasabaya gelmişti. O yüzden huzursuzca kitabı sahibine geri verdi.
‘Artık gitseniz iyi olur. ‘
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.