- 164 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HİZMETE TALİP OLMAK KAZANMAK MI KAYBETMEK Mİ?
HİZMETE TALİP OLMAK KAZANMAK MI KAYBETMEK Mİ?
Bir seçim daha bitti. İnsanlar yerelde kendilerine hizmet edecek kişileri seçti özgür(?) iradeleriyle… Kimileri sevindi, kimileri üzüldü. Üzülenler, sessiz sedasız çekildiler köşelerine, mahcup ve mahzun… Sevinenlerin yüzü gülüyordu, etrafa gülücükler savururken iki elleriyle de selam veriyordu seçmenlerine. Herkeste bir sevinç, bir mutluluk…
Göreve talip olmak büyük bir cesaret... Bu özveriyi, gücü, kararlılığı kendinde görmek ve kendine güvenmek… Çok güzel. Böyle insanlara toplumumuzun ihtiyacı var. Her zaman da olacaktır. Bu tür insanlarla bir toplum ayağa kalkar. Bu anlamda cesaret gösterip aday olan herkesi gönülden tebrik ediyorum. Teveccüh seçmenin. Demokrasinin gereği olarak da en fazla oyu kim alırsa o seçiliyor. Uzun bir seçim çalışması sonunda vaatler, sözler, istekler; bunlara verilen cevaplar, salon, meydan konuşmaları vs. sonunda büyük yorgunluk… Sandıklar açılır sevinç ve hüzün…
Bir şeyi kazanmak ve kaybetmek tabii ki insanları bir şekilde etkiler; insanız çünkü… Fakat aslında biz insanlar neye üzülüp neye sevineceğimizin de farkında değiliz. İşin aslına bakarsanız kaybedenlerin sevinmesi, kazananın biraz da düşünmesi ve bu kadar çok sevinmemesi gerektiğinin farkında olması gerekmez mi… Neden mi böyle diyorum? Ben biraz farklı düşünüyorum. Olaya, kaybetmek ve kazanmak penceresinden bakmıyor, hizmet penceresinden bakıyorum. Seçtiklerimiz seçilene kadar seçmene kul köle, seçildikten sonra başlarında alikıran baş kesen olmasınlar diyorum.
O zaman seçilenlerin seçildikleri andan itibaren, yeni bir seçime kadar bu halka hizmet etmesi gerekeceğinden nefes almaya bile zamanları olmayacaktır. Hal böyle olurunca, başını kaşıyacak zamanı, eşine dostuna, çocuklarına bile zaman ayıramayacağı endişesine kapılmalı değiller mi?
Bunca işin altından hakkıyla nasıl gelebileceğim, korkusu olmalı değil mi?
Hak hukuk ilkelerinden sapmadan adil bir hizmet anlayışını sonuna kadar götürebilecek miyim?
Eşim, dostum, mesai arkadaşlarım beni yanlış yönlendirip yanlışlık yaptırır mı endişesi olmalı değil mi?
Bir fakir fukaranın elinden tutamaz, ihtiyaç sahiplerine değil de menfaat çetelerinin çemberine takılırsam, insanların haklarına girersem korkusu yaşamalı değil mi?
Daha binlerce soru kafasında cevap bekleyip dururken insan bir seçim kazandım diye nasıl bu kadar çok sevinebilir?
Bir iş başarmak, insanları mutlu eder, sevindirir. Ancak bu sorumluluk alma seçimidir. Bulunduğumuz yerdeki insanların tamamının sorumluluğu… Biz insanlar kendi üzerimize düşen öncelikle kendi sorumluluğumuzu bile ne kadar yerine getirebiliyoruz ki… Bu kadar eksiğimiz, hatalarımız, yanlışlarımız varken bir de bütün insanların sorumluluğunu omuzlamak. Vallahi çok büyük cesaret… Buna cesaret edenlerin cesaretlerini kutlamamak, canı gönülden tebrik etmemek elde değil…
Kaybedenler bir seçim kaybettikleri için normal olarak üzüleceklerdir. O kadar emek, söz, hayaller vardı gerçekleştirecekleri; hepsi suya düştü. Bu hayallerini seçilen başkan yaparsa ne âlâ, ama benim gibi yapamaz, çünkü o benim hayalimdi, o bu hayali benim kadar özümseyemez. Özümsenmemiş bir hayal gerçekleştirilemez. Hüzün… Ama sonuç başından belli; bir kişi kazanacak, diğerleri kaybedecek. Doğru, demeli, bunca insanın sorumluluğunu taşıma sorumluluğu varken o sorumluluğu taşımamak, aile, hısım akraba, eş dostla ilişkilerine devam edebilecek, kendine zaman ayırabilecek olmaktan dolayı aslında sevineli değil mi?
Kaybedenler aslına baktığınızda kazananlardır. Yani bu cümleyi ne tarafından yorumlarsanız yerine oturur. Kaybedenler aslında kazananlardır ya da kazananlar aslında kaybedenlerdir.
Gerçekten hizmet etmek aşkıyla seçime girmiş bir kişi bunlardan hangisini tercih eder? Kazanan mı kazanmıştır yoksa kaybeden mi? 01.04.2019
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.