- 161 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Peygamberimize(a.s.m.)Uygulanan Suikastların Boşa Çıkması Mucizeleri 1
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm insanlara geçici dünya hayatında ve ebedi ahiret hayatında mutlu yaşamaları için gerekli prensipleri öğretiyordu. Bunu yaparken de insanlara çok yumuşak davranıyordu. Hiç kimsenin kalbini kırmıyordu. Buna rağmen kalpleri kararmış bazı insanlar bundan rahatsız oluyorlardı. Her fırsatta Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma ellerinden gelen zorluğu gösteriyorlardı. Kötü sözler sarf ediyorlar, geçtiği yollara, üzerine ve evinin önüne pislikler döküyorlardı.
Azgınlıklarını iyice arttıranlar ise onun vücudunu tamamen ortadan kaldırmak için planlar yapıyorlardı. Tabii bunda başarılı olamıyorlardı ve olmaları da mümkün değildi. Çünkü Yüce Yaratıcının buna müsaadesi yoktu. Ayrıca onun daha yapması gerekenler vardı. Diğer taraftan Yüce Yaratıcının Habibine vazifesini bitirmesi için tayin ettiği vakit henüz gelmemişti.
Zalimlerin yaptığı kötülüklerin boşa çıkmasının bazı örneklerini verelim.
1- Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ve Hazreti Ebu Bekir Hicret esnasında sığındıkları mağaradan çıkıp Medine tarafına gittikleri vakit, Kureyş’in ileri gelen müşrikleri, mühim bir mal karşılığında, Sürâka isminde gayet cesur bir adamı takip edip onları öldürmesi için gönderdiler. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Ebu Bekr-i Sıddık ile beraber Sevr mağarasından çıkıp giderken, Sürâka’nın geldiğini gördüler. Ebu Bekr-i Sıddık telâş etti. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm mağarada dediği gibi ona:
“Üzülme Allah bizimle beraberdir.” dedi. Sürâka’ya öyle bir baktı ki; Sürâka’nın atının ayakları yere saplandı, kaldı. Tekrar kurtuldu, yine takip etti. Takip ederken atının ayakları yine toprağa saplandı ve saplandığı yerden duman gibi bir şey çıkmaya başladı. O zaman anladı ki, ne kendisi nede bir başkasının onu takip etmesi ve zarar vermesi mümkün değildir. Süraka hatasını anlayıp, Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâmdan özür diledi, yardımını talep etti. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm onu bağışladı ve ona şöyle dedi:
“Git, öyle yap ki başkası gelmesin.”
Süraka geri dönmüş, her tarafı aradığını buralarda olmadıklarını beyan etmiş ve geriden gelenlerin takibini önlemiştir.
2- Yine Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ve Hazreti Ebu Bekir’in Medine’ye hicreti sırasında bir çoban, onları gördükten sonra Kureyş müşriklerine haber vermek için Mekke’ye gitmiş. Mekke’ye vardığında, niçin geldiğini unutmuş. Ne kadar çalışmışsa, hatırına getirememiş. Mecbur olmuş, dönmüş gitmiş. Sonra anlamış ki, ona unutturulmuş.
3- Gatfan diye ifade edilen savaşta, Gavres isminde cesur bir kabile reisi, kimse görmeden, tam Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın başı üzerine gelerek, yalın kılıç elinde olduğu halde, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma şöyle dedi:
“Kim seni benden kurtaracak?” Allah’ın Resul-i ona dedi:
“Allah.” Sonra şöyle dua etti:
“Allah’ım, dilediğin bir tarzda, benim için onun hakkından gel.”
Birden Gavres, iki omuzu ortasına gaipten bir darbe yedi, kılıç elinden düştü ve yere yuvarlandı. Resul-i Ekrem Aleyhis- salâtü Vesselâm kılıcı eline aldı ve ona:
“Şimdi seni kim kurtaracak?” dedi, sonra affetti.
O adam kabilesine geri döndü. O pek cüretkâr, cesur adama herkes hayret etti. Ona sordular:
“Ne oldu sana? Niçin bir şey yapamadın?” dediler. O dedi:
“Hadise böyle böyle oldu. Ben şimdi insanların en iyisinin yanından geliyorum.”
4- Bedir savaşında bir münafık, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın dalgın olduğu bir anında, kimse görmeden, tam arkasından kılıcını kaldırıp vuracağı sırada, birden Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm dönüp ona bakmış. O titreyince, kılıç elinden yere düşmüştür.
5-Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmı en çok rahatsız edenlerin başında Ebu Cehil geliyordu. Peygamber Efendimizin insanları hak yoluna davet etmesini hazmedemiyordu. Bir gün Ebu Cehil şöyle yemin etti:
“Ben secdede Muhammed’i görürsem, bu taşı onu vuracağım.” Bir müddet sonra büyük bir taş alıp, Mescid-i Haram’a gitti. Baktı ki, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm namaz kılıyorlar. Kötü niyetini uygulamak için tam secdede iken Ebu Cehil elindeki koca taşı vurmak kastıyla havaya kaldırdı. Fakat ellerini ne kadar uğraştıysa da aşağıya indiremedi. Havada kaskatı kalmıştı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm namazı bitirdikten sonra kalkıp, gitti. Ebu Cehil’in eli ancak o gittikten sonra çözüldü. Böylece haince planladığı niyetini gerçekleştiremedi.
Ahmet TULGANER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.