- 285 Okunma
- 2 Yorum
- 3 Beğeni
Sevgi ne demekti?
Artık hiçbir şey eskisi gibi değil maalesef.
Sizce de öyle değil mi?
Z-Kuşağı diye adlandırılan şimdiki gençlerin sevgiyi tanımlayışına rast geldiniz mi hiç?
Sevmek ve sevilmek;
yan yana yakışan, uyuşan ne şahane denklem!
Üstelik tüm canlılara fiziksel bağlamda, elle tutulur gözle görülür olmadan, vücuda enjekte edilmiş bu gücün adıdır sevgi.
İnsanoğluna sunulmuş, bahşedilmiş bu duygu bize verildiğinde, kendimizi sanki dünyanın bütün yükünü taşıyabiliriz hissi dolmuyor mu içinize?
Öte yandan sevgisizlik dağ gibi bir insanı yerle yeksan edebiliyor.
Her bireyin, sevgiye dair kendince tanımlayış yöntemi vardır illaki.
Tecrübesi belki de.
Hatırlayın.
Selvi boylum Al yazmalım film sahnesinde dilimize pelesenk olan o muhteşem replik vardı ya hani?
“Sevgi neydi, sevgi emekti.”
Emekti evet.
Peki sevgi; koşulsuz karşılıksız beklentisiz sevmek miydi?
Sadakat, vefa saygı hoşgörü vesaire.
Yani bir evliliği birlikteliği beraberliği uzun soluklu ayakta tutan en temel duygular hangisi derseniz; hepsi birbirini tamamlar derim!
Şimdi size; ön yargılarımdan, kıyaslamalardan sıyrılmış bir şekilde gözlemlediğim örneklerden sadece birinden;
Ursula ile Franz çiftinden bahsedeceğim.
Mesleğim gereği; hep romanlarda filmlerde karşılaştığımız bu sahneleri yakından takip ediyor gözlemliyor bizzat şahit oluyorum.
Ursula 75 yaşlarında Alzheimer olan bir hastam, eşi Franz bey 80 yaşlarında bir adam düşünün.
Yıllardır her gün, öğlen yemeği sonrası eşi Ursula’yı görmeye geliyor.
Bıkmadan usanmadan gündelik ziyaret ediyor, saatlerce ilgileniyor eşiyle.
Onunla akşam yemeğine kadar vakit geçiriyor ki kendisi de çok sağlıklı sayılmaz bu arada!
Ursula, hiçbir şekilde eşini hatırlamıyor. Kim olduğunu unutan, ne konuştuğunu bilmeyen hafıza kaybı olan yaşlı ve hâlâ çok gülümseyen güzel bir kadın.
Franz bey’e bir gün sordum:
“Sizi hatırladığına dair en ufak bir belirti gösteriyor mu?”
Franz bey; gözleri dolu bir şekilde
“Ursula sözlü ifade edemese de kendini, beni görünce sizce de bir başka bakmıyor mu gözleri?
Ayrıca o beni bilmese de, ben onun kim olduğunu biliyorum.”
Ne klişe ve alışılagelmiş bir söylem değil mi?
Demem o ki; eskilerin sevgisiyle şimdiki sevgileri nasıl mukayese edebilirim ki?
YORUMLAR
Evrene baktığımda sevgiyi sadece Tanrının,annemin ve çocuklarımın hak ettiğini düşünüyorum.Özellikle Tanrı bunca güzelliği bizlere bahşetmişse sevgiyi sadece insana indirgemek kesinlikle yanlıştır.Çünkü bu cennet evreni cehenneme çeviren insansı mahluklar değil mi.Sevgiler selamlar.