- 294 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
BİL MUKABİL BAYIM...
Çalıntı gülüşlerin her sekantında asılıdır yalnızlığım, asırlara denk düşen sessizliğimin bir imgenin ışığında şakıdığı kadar pırıltısıdır içimdeki sonsuz demin hikâyesi…
Bil mukabil, bayım…
Kükreyen sessizliğimi emanet ettim kalbinize ve içim el vermediği kadar yoldaşımdır rüzgâr.
Askıntı hüznün bakiyesi:
Suskun klimanın yoran sessizliği ve kimliğim…
Katmanlarında saklıyım hem hayatın hem hüznün sarmalında tetiklenir kalbim.
Mızrabı kırık bir notayım belki de bir nokta kadar hiçliğin duvarlarına tırmanırken içimde ahkâm keser sözcükler ama yetmez yetim yüreğimin marifetleri:
Öznemle kesişir özlem duyduğum varlığınız bazense bir öfkeye tekabül eder sessiz sedasız kalbimden taşar varlığınız sözcüklerin albenisinde susarım; hidayetin surelerinde sürüklenirim ve bodoslama sevmedim ben sizi aşkın hakkaniyeti ve hâkimiyeti ile vurgun yedim yiyeli vurdumduymaz iklimlerde sekteye uğrar ısrarlı yalnızlığım ve bu aşkın imkânsızlığında beti benzi atar sözcüklerin…
Çürük düş mahiyetindir sızlayan ruhumdan sızan yalnızlığın kor nidaları ve süklüm püklüm değildir seyrüseferim ve ben…
Ah, bu aşka meylettim edeli…
Ederim aşktır.
Kabımdan taşarım.
Olmazın olmazı bir rüyada kilitlenir yüreğim.
Askıntı rüzgârdan kaçarım kaçamak değildir bakışlarım ve çakmak çakmak gözlerimden bir bir firar eder yaşlarım…
Yasımı yüklendiğim kadar yaşarım.
Kifayetsizliğimden bentler aşırırım soluksuz nidalarımda satırlar nasıl da korumdur ve kör noktam ve işte sürgün edildiğim coğrafyalardan seker kıtalar aşarım: dizelerini dövmeyen şairin nezdinde dizlerimin bağı çözülürken dizelerimden taşar yüreğimin t/aşkın suları…
Aşka meyleder yüreğim arpacı kumrusu gibi düşünür değilim düşünmeden sevdim ben bir kere sizi.
Asası kırıktır yorgun kıblemden dökülür sözcüklerim ve nasıl da pürü paktır yüreğim göğün metanetini giyinir yerin dibinden infilak ederim ve arşı alaya çıkar çırpınışlarım.
Suretimde yangın.
Ruhumda sükûn dilerim.
Surlarında şehrin serlerimi de sırlarımı da emanet ettim ben bir kere size.
Hüznün coğrafyasında yaşarım ama yetmez…
Hümayunu iken aşkın şiirlerimdir kolluk kuvveti…
Arkamı kollamam çünkü ben bir kere inandım size.
Azıktır ruhum.
Azadesiyimdir coşkumun.
Azat edilmeyi temenni etmem evrenden çünkü ben bu aşka mahkûm olduğum kadar mutlu ve coşkuluyum.
Yırtarım yazdığım şiirleri ve bir yitim bellerim zamanı ne zamanki uzak düşsem hem sizden hem şiirden ve nemalandığım kadar acılardan büyür aşkımın açısı ve enginlere kulaç açarım nasıl ki çağrısıdır şahikanın kanatlarımla sarıp sarmalarım yalnızlığımı.
Temposu dinmez ruhumun.
Afaki bir taşkın değildir hem iç sesim.
Ayırdında iyinin kötünün dualarımda saklarım sizi ve ser verip sır vermediğim şiirlerimden sekerim bir bir hicvederim hüznü hicret bildiğim kadar bu imkânsız aşkı, meylederim yarınlara bilsem de kaderimin değişmeyeceğini ve sınandığım kadar sinerim karanlığa sinemde devasa bir hasret simamda oynaşır gölgeler ve kapıdan kovup da bacadan girer benim sözcüklerim.
Oymakbaşıyım ben aşkın.
Zirvesinde hüzün dağının, zevcesiyim ölümün.
Zariftir ruhum ve zikrime denk düşen fikrimle sirayet ederim hayatın girift yollarında bir batında açarım şiir olup eklem yerlerinde şiirin nidalar ekerim tozlu yollara ve hüzün biçerim en çok da şiir niyetine sırtımdaki küfedir içinde saklandığım mabedin ve makberin son yolcusu olmaya meyyal kâh yaşayan ölüyüm kâh doğması an meselesi gün doğumunda aşkla koşarım ben Rabbime en çok da sizi Allah rızası için sevmişken ve ayağınıza taş değmesin ki taşlansa da varlığım ben Allah yolunda kâh hüzünle kâh aşkla taçlandırıldım…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.