- 199 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖĞRETMENİM
İlk dersti,yoklama alıyordum. Duymakla duymamak arasında kapı çaldı. İşaret parmağımı, kaldığım ismin üzerine korken: "Gel." diye seslendim ve kafamı kapıya doğru çevirdim.
Tiz bir gıcırtı ile kapı açıldı. Usul usul içeri girdi, döndü ve kapıyı yine usulca kapattı. Tekrar döndü, bir iki adım attı ve durdu. Başını öne eğdi, ellerini önünde birleştirdi. Sarı saçları biraz dağınıktı. Yine üzerinde ilk karşılaştığımızdaki o çiçekli, fistan tabir edilen elbise ve o sarı naylon ayakkabıları vardı. Kafasından geçirerek, omuzuna astığı bezden, sarı bir çanta taşıyordu. Kısa bir süre suskunluk oldu. Başını hafifçe kaldırdı, derin bakışlı mavi gözlerini gözlerime sabitleyerek "Gusura galmayın öğretmenim uyuya galmışım." dedi ve başını yine öne eğdi. Yanaklarındaki hafif kızarıklık, geç kalmanın verdiği utanma duygusunun sonucu oluşmuştu. Sözlerinden, yalan söylemeyen ve böyle zor bir duruma düşmeyi asla istemeyen bir yapısı olduğu sonucuna varmıştım. Böyle bir dürüstlükten doğan hoşnutluk içinde "Önemli değil, bundan sonra daha dikkatli olursan sevinirim. Hadi yerine otur Eylül!" diye seslendim. Başı önde, yine yavaş adımlarla yürüdü ve arkalarda boş bir sıraya oturdu. Sarı bez çantasını çıkardı ve sıranın üzerine koydu.Ben kaldığım yerden yoklama almaya devam ettim.
Yoklamayı bitirdikten sonra gözlerimi bir süre sınıfta gezdirdim. Tarif edilmez bir heyecan sarmıştı ruhumu, öyle ki nefes almakta zorlanıyor, kelimeler boğazımda düğümleniyor, nereden ve nasıl başlayacağımı bilmiyordum. Bedenimi inceden bir titreme ve sıcaklık sarararken, avuçlarım da terliyordu. Çocuklarında benim kadar heyecanlı olduklarını hissedebiliyorum. O an, nasıl ve nereden geldi aklıma bilmiyorum. Bir televizyon dizisinde gördüğüm bir sahne dimağımda yeniden hayat buldu.
Yerimden kalktım, tahtanın önüne geldim. Tebeşir aldım, tahtaya kocaman harflerle isim ve soyismimi yazdım. Tekrar sınıfa dönüp, "Tahtaya yazdığım benim isim ve soyismim. Size beş dakika süre veriyorum. Süre boyunca dikkatlice bakıp kim aklına yazacak bu yazıyı bakalım. Ders sonunda kim tahtaya yazabilecek bakalım. Yazana bir kurşun kalem hediye edeceğim." dedim. Sonra geçip en arkada boş bir sıraya oturdum. Çocuklar pür dikkat tahtaya bakıyorlardı.
Süre bittikten sonra yerimden kalktım ve tahtadaki yazıyı sildim. köydeki yaşam üzerine karşılıklı konuştuk. Ders sonunda "Evet çocuklar tahtadaki yazıyı kim aklına yazdı?" diye sordum. Bütün sınıf parmak kaldırdı. Elimle işaret ederek parmaklarını indirmelerini sağlandıktan sonra "Peki aklınıza ne olarak kaydettiniz? diye sordum. Kısa bir bekleyişten sonra Elif parmak kaldırdı. Söylemesi için elimle tekrar işaret ettim. Ayağa kalktı "Öğretmenim diye." Cevapladı.
Sadık Uygur (Y. K. K.’dan alıntı)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.