HAYALİMDE BİR HAYALSİN
Kimsesiz bıraktın yüreğimdeki çocuğu... Hayalini, sesin gibi alıp benden, ne hale gelir bu insan diye düşünmeden alıp gerçekliğini gittin. Kaçıyordun kendinden, hayatın dönülmez yolarından kendi içinde dönüp kaçıyordun ben dahil her şeyden... En başından anlatıyordun gitmelerden, ne zaman tutulmuştun bu uzaklara gitme sevdasına bilemiyorum. Yaşadıkların sana ağır geliyordu, seni tanımadan öncesinden alışmıştım ben sana, hele ki teninin sıcaklığını öğrendikten sonra senin tarafından gerçekliğinin yokluğu cezasına çarptırılacak ve yokluğuna müebbet hükmü yiyecek ne suç işlemiştim ben. Sana, seni ilk gördüğüm zaman alışmamalıydım. Yüreğimdeki çocuğa seni anlatmamalıydım biliyorum. Şimdi ne yapsam susmuyor o yüreğimdeki çocuk, gözlerini açar açmaz seni soruyor, seni beklerken ağlamalarıyla uykuya dalarken bile senin ismini söylüyor, geceleri ateşler içinde kalıyor ve seni sayıklıyor. O da benim kadar alışmıştı sana...
Neden elini ayağını hayattan çektiğin gibi benden de çektin anlamıyorum. Son zaman seni beklerken, saatlerin her dakikasında çektiğim acı seni kaybetmenin habercisi miydi ki? Geldiğinde ben yine sana yüreğimdeki volkanların sıcaklığıyla sarılmıştım ama sen yoktun o mekanda, soğuktun, buz dağları peydah olmuştu yüreğimin denizlerinde ve o denizler buz tutmuştu. O an anladım ki, hayalini ve gerçekliğini sahiplendiğim kişi sen değildin. Benim olmadın hiçbir zaman ve benim olmayacağın gerçeğini haykırıyordu o buğulu gözlerin...
Ellerimiz yakındı birbirine, tutamak istedim ellerini, kuytu köşelerde ben dinlemek istedim seni ama ben fazlaydım. Sen baş başa görüşmek istiyordun benim dışımdaki ruhlarla ve belki de başka idi planların ama ben ayak bağı olmuş, fazla bir insan gibi hissediyor, seni görmek için beklemelerimin sonunda vakit sana yaklaştığı zaman kendi içimde çarpışıyordum ve çevremdeki insana ben gidebilirim isterseniz diyordum. Her şey senin içindi, senin rahat, senin mutlu olman içindi sevgili. Ben fazlaydım bu hayat içinde, senin hayatında fazlaydım, sana layık olmayan sefil bir adamdım ve nasıl senli düşlerin koynunda soluklanabildim, bu günahı nasıl işledim, senin olmadığını bildiğim halde seni başka bedenlerde nasıl yaşadım, yazıların ortasında kelimelerle sevişirken senin siluetini nasıl hayal edebildim bilemiyorum. Sonunda cezaya çarptırıldım gerçekliğince, usulca sesini aldın benden, bir sonbahar rüzgarı hayalini çaldı sensiz bir gecenin ıstrabını yaşarken ve hayatımda seni tanıdıktan sonra en korktuğum şey başıma geldi. Seni yitirdim, kaybettim ve hatta sen yüreğinde öldürdün beni sensiz bırakarak ve gittin. Artık yoksun.
Anlamalıydım, geldiğinde yoktun kendinde ve gözlerime bakmıyordun eskisi gibi, ben senin yerine yeşil gözlü bir başka ruhu dinliyordum ya da dinliyor gibi görünüyordum. Hiçbir şey anlamıyordum aslında, neler hayal etmiştim oysa sana gelirken, bana sımsıkı ve yüreğindeki özlemleri birleştirerek sarılmanı beklemiştim belki de... Gözlerime bakmıyordun, hatta yüzüme hiç bakmadın seninle aynı mekanda aynı havayı teneffüs ederken... Aslına bakarsan bir tanem, seninle o mekanda o havayı teneffüs etmek bile benim için bir lütuftu sevgili ama sen bunu anlayamayacak kadar çocuktun, tıpkı içimdeki çocuk gibi masum bir melektin.
Yol boyuna içim acıyarak düşündüm son defa seni, artık sana ulaşabilecek bir telefonunda vardı ama sanki seni hiç aramayacağımı bildiğin için vermiştin bana. Korkuyorum işte canım; seni aradığımda zamansız olur sana ulaşmak isteğim, benim yüzümden kızarlar sana bir şeyler söylerler, kırılırsın, incinirsin hem de bu beş para etmez, yüreğinden başka bir mal varlığı olmayan sefil şair yüzünden diye....
Sonra gece boyunca ağladım sessiz sessiz, yüreğimdeki o çocuktan bile göz yaşlarımı saklayarak ağladım içimden, düşündüm. Beni yokluğuna mahkum edecek kadar haklıydın, bırakıp gidecek kadar imkansız, yıldızlar kadar ulaşılmazdın sen. Türk filmivari bir hikayeydi bizimkisi aslında... Sen zengin konakların, zengin mekanların, ışıklı şehirlerin, rengarenk dünyaların ve zamansız, imkansız aşkların prensesiydin. Kimliksiz düşlerin perisiydin. Ben sersefilin tekiydim. Ama yine de seni yürekten, menfaatsizce, tertemiz bir aşkla sevdim.
Şimdi gidiyorsun uzaklara, git! Sakın dönme bana, bende hiçbir şeyin de kalmadı, hatta yüreğimi de aldın yanına şimdi yüreksiz, kalbinin yerinde karanlık bir boşluk taşıyan bir ruhum. İçimdeki çocuk sana alıştı ama çocuktur elbet unutur o da senin gibi... Bir gün gelir onun gözlerine baktığında anlarsın unutulmak kurşunuyla vurulduğunu ve göremezsin kendini onun gözlerinde ve o zaman anlarsın sevgili yokluğa mahkum olmanın, gecelerin koynunda hücreler kadar karanlık yaşamanın ve sensizlikte üşümenin ne demek olduğunu... Anlarsın!
Git! Geri dönme bir daha sakın, hayatını kurtar, beni yüreğindeki aşıklar mezarlığına gömdün zaten biliyorum ve düşünme asla... Biz kendimize yeteriz, bende yeni bir aşka yelken açarım bir gün elbet, git ve ardına bakma sevgili. Mutlu ol ve mutluluk haberlerin gelsin arada, yeter bana...
Ama ne olursun benden seni unutmamı bekleme, sen unut beni! Çünkü sen yok olsan da hayatımda, yerin hep var olacak kalbimin bir yanında, seni yine sevecek o çocuk, aşk seni sarısın, mutluluk seni bulsun diye dualar edecek yokluğunun ayazında üşürken bile... Sen unut beni, benden bekleme imkansızım. Hayalimde bir hayalsin artık ve hep öyle kal! Ben öldüm senin yüreğimde...
Baki EVKARALI
YORUMLAR
yasayan bilir tebrıkler
sarıydı saçları gozlerı mavi
kalbimi sızlattığın o ılk gnden beri
hala boş hiç dolmadıkı yeri
bizi ayırdılar gucum yetmedi
o gunden beri hiç affetmedim kendimi
sarıydı saçları mavydi gözü
ne kadar guzeldı omelek yuzü
kulağımda çınlıyor o ince sesi
ben nasıl affedeyım kendımı
serserı dedıler hep kotuledıler
güzel yarımın aklına gırdıler
aldılar gıttıler gostermedıler
yarımı baska dıyarlara goturduler
malı yok dedıler parasıda yok
senın peşinden koşan ne kadar da çok
ona gıdersen aklında h,ç yok
onun yanında olamssın tok
sevgimiz olmedı ama kullendı
bu yapılanlar hepsı plandı
onun yakınları hepsı yılandı
yıllar sonra gordu benı tepkı vermedı
işte o an yureğimin yağları erıdı
bızı ayıranlar benı ıstedi
kendi bunu hiç öğrenemedi
saçları sarıydı gozleri mavi
o benım dunyamdan hiç gitmedi 08 09 1994
oldum tarafından 10/21/2007 1:45:51 AM zamanında düzenlenmiştir.
Git! Geri dönme bir daha sakın, hayatını kurtar, beni yüreğindeki aşıklar mezarlığına gömdün zaten biliyorum ve düşünme asla... Biz kendimize yeteriz, bende yeni bir aşka yelken açarım bir gün elbet, git ve ardına bakma sevgili. Mutlu ol ve mutluluk haberlerin gelsin arada, yeter bana...
Ama ne olursun benden seni unutmamı bekleme, sen unut beni! Çünkü sen yok olsan da hayatımda, yerin hep var olacak kalbimin bir yanında, seni yine sevecek o çocuk, aşk seni sarısın, mutluluk seni bulsun diye dualar edecek yokluğunun ayazında üşürken bile... Sen unut beni, benden bekleme imkansızım. Hayalimde bir hayalsin artık ve hep öyle kal! Ben öldüm senin yüreğimde...
KUTLARIM SAYGILARIMLA...