- 118 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Meleklerin Yardım Etme Mucizeleri
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın ve Müslümanların en zorda kaldığı zamanlarda imdatlarına Cenab-ı Hak yetişmiştir. Vazifelendirdiği melekleri özellikle savaşlarda kahraman bir asker gibi savaşmışlardır. Bedir’in aslanları olan sahabeler nasıl en üst mertebelere ulaşmışlarsa bu savaşlara katılan melekler de onlar gibi üst mertebededirler.
Bunlardan bazılarını örnek olması açısından nakledelim.
1-Bir defasında Hazret-i Cebrâil, beyaz elbiseli bir insan suretinde gelmişti. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Sahabeleri ile beraber otururken, yanına gitmiş ve öğrenmek isteyen bir insan gibi Allah’ın Resulü Aleyhissa- lâtü Vesselâma sormuştu:
“İman, İslâm, İhsan nedir? Tarif et.”
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm tarif etmiş. Orada bulunan Sahabeler de bu sorunun cevabından hem ders almış, hem de o zâtı yakından görmüşler. O zat, misafir gibi görünürken, üstünde yolculuktan geldiğine dair hiçbir eser bulunmuyormuş. Bir müddet sonra kalkıp, aniden kaybolmuş. Bunun üzerine Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş:
“Size ders vermek için Cebrâil böyle yaptı.” Yani Cebrail (a.s.) insan kılığına girmiş, sorularını sorup, cevabını almış, böylece hem sahabeler bilmedikleri bir şeyleri öğrenmiş hem de onu insan şeklinde de olsa görmüşlerdir.
2- Sahabeler Hazret-i Cebrâil’i genellikle, çok yakışıklı olan Dıhye adındaki sahabe suretinde, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanında görüyorlardı.
Hazret-i Ömer ve İbni Abbas ve Üsame bin Zeyd ve Hâris ve Aişe-i Sıddıka ve Ümmü Seleme gibi zatlar kesin olarak haber veriyorlar ki:
“Biz Hazret-i Cebrâil’i Dıhye suretinde, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanında çok kez gördük.”
3- Yaşarken cennetle müjdelenen on kişiden olan Sa’d ibni Ebî Vakkas gördüklerini şöyle aktarmıştır:
“Uhud savaşında, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın iki tarafında, iki beyaz elbiseli kişiyi, ona nöbetçi gibi, muhafızlık yaparken gördük. Bu İki kişi anlaşıldı ki, meleklerdir. Ve Hazret-i Cebrâil ile Mikâil olduğunu anladık.”
4- Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın halasının oğlu Ebu Süfyan ibni Hâris İbni Abdülmuttalib, haber veriyor ki:
“Bedir savaşında, gökle yer arasında, beyaz elbiseli, atlı zatları gördük.”
Bunlar Cenab-ı Hak’kın Müslümanlara yardım etmesi için gönderilen meleklerdir.
5- Bir gün Hazret-i Hamza, Resul-i Ekrem Aley-hissalâtü Vesselâmdan şu ricada bulundu:
“Ben Cebrâil’i görmek istiyorum.”
Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm da ona Kâbe’de Cebrail’i (a.s.) gösterdi. Fakat dayanamadı, kendinden geçti, yere düştü.
6- Bedir’de bir avuç Müslüman’ın müşrik ordusuna karşı mücadelesi bütün hızıyla devam ediyordu. Bu savaştan önce Allah Peygamberine (a.s.m.) yardım vaat etmişti. Bu bakımdan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm devamlı olarak Yüce Yaratıcıya vaat ettiği yardımı göndermesi için dua ediyordu. Esnada Peygamber Efendimiz Aleyhissa lâtü Vesselâm müjdeyi Hz. Ebu Bekir’e verdi. Cebrail, Mikail, İsrafil (a.s.) biner melekle yardımlarına gelmişlerdi. Meleklerin yardımlarına gelmesini Cenab-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurarak ifade etmişlerdir:
“Muhakkak ki, siz Bedirde zayıf durumda iken Allah size yardım etmişti de muzaffer olmuştunuz. Öyleyse Allah’tan korkun ki, O’nun yardımına şükretmiş olasınız.
O zaman sen mü’minlere,”Rabbinin gökten indirdiği üç bin melekle yardım etmesi size yetmez mi? diyordun.” (Al-i İmran Süresi,123-124.)
Allah’ın yardımıyla böylece savaş kazanılmıştı. Bedir savaşında olduğu gibi ihlâslı Müslümanların bulunduğu her savaşta Cenab-ı Hak’kın her zaman yardımı söz konusu olmuştur. Mesela birkaç örnek vermek gerekirse; Doksan üç harbi denilen Ruslarla yaptığımız savaş, Çanakkale, Kurtuluş ve Kıbrıs savaşlarında düşman askerlerinin ‘yeşil sarıklılar’ olarak gördüğü birçok meleği Cenab-ı Allah Müslümanların yardımına göndermiştir. Kahraman askerlerimizin, halkımızın hep birlikte gayreti ve Allah’ın yardımıyla düşman mağlup edilmiştir.
Şimdi de cinlerin İslâmiyet ile nasıl şereflendiğini ifade eden mucizelerden örnekler vereceğiz.
Ahmet TULGANER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.