zamanın içinden
ZAMANIN İÇİNDEN
Yaşanan saatlerden günlerden sonra insanın içine dolan sorular vardır . Beynimi kemiren o sorulardan kurtulmak için bazen kendimle baş başa kalmak, nedir bu halim diye düşünmek istiyorum. Bu aralar öyle yoğun yaşıyorum ki;birileri çıkıp da bunu yüzüme vurduğunda onlara kızamıyorum bile. Anlaşılmak için bir çaba göstermememe rağmen beni anlamadıklarında ise içimi bir burukluk kaplıyor, çırpınmalar başlıyor. Bizlerin “doğru nedir deyince” her nedense başkalarının da onayladığı ve tekrarlanmış hareketler gelir aklımıza. Çok üzülerek söylüyorum kendi doğrularımla hareket edince ve başkalarının açısından da bakınca çok yıpranıyorum. Kendi tercihlerimizi uygulamaya gelince yapabiliyor muyuz acaba? Şahsen kendi başıma buyruk olmama rağmen etkilendiğim oluyor.
Yok olmuş bir hayat değil benim ki . Tam tersi bir yığın yaşanmışlıklarla doluyum. Neşeli ve eğlenceliyim. Çok hareketli, etrafına enerji veren bir kişiliğim var. Anlatmak istediğim o kadar çok hikayem var ki bekleşiyorlar, set kuruyorlar etrafıma, bazen de geceleri rüyama gelerek kendilerini hatırlamamı ve ertesi gün geçmişe dönüp izlerimize anılarıma bakmamı istiyorlar. Şimdi her gece ışıklarımı yanıyor görüyorsunuz ve kendimle oyunlar oynuyorum mutlu olmak adına. Bazen kitapların altında kalıyorum birini alıp birini bırakıyorum. Bazen saatlerce boşluğa bakıyorum.ama en çok gözlerimin bir oyunu olan boncukları toplamakla uğraşıyorum yanaklarımdan. ”Yaradan, rahmetini kahrından üstün saydı;ne olurdu halimiz ,gözyaşı olmasaydı?” Necip Fazıl. Ne kadar çok yürek okşandı bu cümlelerle. Ezgilerin den haz duyduğum parçaları saatlerce dinleyip bağırarak söylemek çocukluğumdan kalan bir alışkanlık ve inanılmaz mutlu oluyorum. Sabahın ilk ışıklarıyla hiç uyumadan yorgunluk duyacağıma çok keyifli ve enerjik olduğumu hissediyorum.
Kalbim hem kıpır kıpırdır hem de sızılarla doludur. Niyedir bilmem ama sıcacık dostlukların artık yok olduğunu düşünmek beni ezen bir duygudur. En ufak bir hissiyatlı sözde, filmde, şarkı sözünde, bakışta hep içim acır, yaşlar dolar gözpınarlarına ve yine sözümü dinlemezler süzülürler tutamam, ne yapsam inerler yanaklarımdan, keşke çenemde kalsalar derim ama oradan da içime sızılarla akıp giderler en derinlere bir yerlere. “Gücü yeten ağlasın ,ağlayamayan da ağlar gibi yapsın. ”Hep uçlarda yaşanır duygular içimde. Hüznüm de mutluluğum da kanırta kanırta yaşanır. Sevincimde yüreğim coşar iki katı oluverir. Hüzünlendiğim de ise avazım çıktığı kadar ağlamaktır benim için yaşam …
Yaşanan duyguların bir mevsim adı olacaksa eğer sonbaharı seçerdim. Aylardan eylül, .karmaşık ama bir o kadar da sakin ılımlı bir ay. Düşünürken içimden geçenlerin beni yönlendirmesine izin veririm. Ah nasıl dayanırım; sızım sızım içim. İçimden ne geçse olur ve bazen ben bile ürkerim düşüncelerimden, çoğunlukla da hoşuma gider hislerimin doğru çıkması.
Islansam saatlerce yağmurun altında sanki rahatlayacağım gibi geliyor. Çok severim yağmuru ve yağarken sanki üstümden kirleri alıyormuş da hafifliyormuşum gibi gelir. Olmazsa olmazlarımın arasında yağmurun yağış şekli ve yıldızların el el tutuşup kaydırak oynamaları gelir. Kumların üzerine uzanıp yıldızlara bakmanın hazzını, sabahın ilk ışıkları ile vücudunuzdaki ıslaklığı hissetmeyi kaç kere yaşamışsınızdır? İşte yaşamdan tam koptuğum dediğim anda beni hayata çağıran ,göz kırpan onlar. Anılarım…
Böyle coşkulu duyguların yaşandığı anlar haricinde de yaşanan olayların ardından geri dönüp de bakınca olmasaydı iyi olurdu dediklerim olmuştur. İşte kafamızda biran kurgulamak tan geçen yiyip bitiren düşünceler. Ah o düşünceler…Dumanı üstünde asfaltların bastığım taşları kimbilir bir daha ne zaman beni görürler…Bu duygular beni ne zaman yalnızlığıma terk ederler. Duygu ve düşüncelerimizin bize hükmetmesine izin vermeyelim. Hangi zaman diliminde anılarıma daha nicelerini eklerim? Sevmek diye bir şey var hep sevelim sevilelim.
Mutluluğun tadı sevgiden geçer.
Hayat sevince, sevilince güzel
Dostluğun temeli
SEVMEKTEN GEÇER…
YORUMLAR
Kumların üzerine uzanıp yıldızlara bakmanın hazzını, sabahın ilk ışıkları ile vücudunuzdaki ıslaklığı hissetmeyi kaç kere yaşamışsınızdır? İşte yaşamdan tam koptuğum dediğim anda beni hayata çağıran, göz kırpan onlar. Anılarım… Kim bilir kaç kez sabahladım kumsalda sabaha kadar sessizlikte ama bir okadar seslerle..
sevelim .. sevilmesek de sevelim ...
güzel bir yazi okudum ...
nasil da yaziyorsunuz ... hayran oldum ...
neler vardi kendimden .. sevgimle .