VESAİRE -Roman -31'İNCİ BÖLÜM
31’inci Bölüm
Hakkı, Hülya’nın rehberliği olmadan da tarım işlerini başarıyla yürütme konusunda hızlı bir öğrenme sürecine girdi. Çapalama, sulama, yabani otları temizleme ve hasat gibi tarım aşamalarını kavramasıyla birlikte, artık kendi başına tarlaya gidip gerekli işlemleri gerçekleştiriyordu.
"Bu toprak, sulama zamanı geldiğinde nasıl canlanır, yabani otlarla nasıl başa çıkılır, ürünler ne zaman olgunlaşır; hepsini öğrendim," dedi Hakkı, gözlerinde tarlanın bereketini yansıtan bir parıltıyla.
Hülya ise gururla gülümsedi. "Senin çabalarınla tarlamız daha da verimli hale geldi. Artık benim sürekli yanında olmama gerek yok."
Bu süreçte, Hakkı’nın tarımdaki becerileri sadece toprakla değil, aynı zamanda kendi iç dünyasıyla da bütünleşmiş gibiydi. Gelişen bu yetenekler, Hülya’nın desteğini daha az ihtiyaç duyduğunu gösteriyordu.
Hakkı, tarla işleriyle ilgili başarılı bir şekilde ilerliyorsun. Ancak, işin sadece tarlada bitmiyor. Depolama ve satış aşamalarını da öğrenmek önemli." dedi Hülya,
Hakkı, tarladan arta kalan zamanda depolama ve manav dükkanında satış işlerini öğreniyordu. Hülya’nın rehberliğiyle, sebzelerin doğru şekilde depolanması, taze kalması ve müşterilere sunulması konularında bilgi sahibi oluyordu.
"Ürünlerimizi doğru bir şekilde depolayarak tazeliğini koruyabiliriz. Ayrıca, müşterilere sunduğumuzda nasıl çekici hale getireceğimizi de bilmeliyiz," diye ekledi Hülya, bir sebzenin cazibesini vurgulayarak.
Hakkı, yeni öğrenmeye başladığı bu yönleriyle, tarımın sadece toprakla sınırlı olmadığını ve işin bir bütün olarak düşünülmesi gerektiğini anlamaya başlamıştı.
Hakkı, Cafer ağadan kalan işyerinin başına geçtiğinde, bir anda patron konumundan üretim ve satışın içine dalmıştı. Ancak bu değişiklik, onu yormak yerine daha çok motive ediyordu. Hülya’nın yanında olması, işe olan tutkusunu artırmış ve her zamankinden daha mutlu, huzurlu bir haldeydi.
"Artık işin başında olmak, her aşamada aktif rol almak beni daha çok mutlu ediyor. Senin ile birlikte çalışmak, hem iş hem de ilişki açısından büyük bir denge sağlıyor," dedi Hakkı,Hülya’ya bakıp gülümseyerek.
Hülya ise sevdiği adamın işte başarılı olmasını görmekten dolayı gurur duyuyordu. "Yıllardır aradığım aşkı buldum ve şimdi işte birlikte başarıya koşuyoruz. Daha mutlu olamazdım," diye ekledi, Hakkı’ya olan sevgisi gözlerinden okunuyordu.
Hakkı, satış işlerinde de oldukça başarılıydı. Şahin’den boşalan şoförlük işine girdi ve lokanta ile yemek yapımında faaliyet gösteren işletmelere mal tedarikini sorunsuzca teslim ediyordu. Müşteriler, Hakkı’dan oldukça memnundu ve bu memnuniyet, Hülya’nın da hoşuna gidiyordu.
"Hakkı, her işte olduğu gibi satış ve dağıtım konusunda da bir numarasın iyiki de kader bizi tekrar birleştirdi bizi gücüme guc kattın ve senden sonra daha bir aşkla yapıyorum her işi Müşterilerle iletişimin, hızlı teslimat ve kaliteli hizmetin sayesinde herkes memnun,bende senden ayrıca memnunum ki bu memnuniyetini sorma " dedi Hülya, gözlerinin içi gülüyordu adeta
Hakkı’nın çeşitli alanlarda gösterdiği başarılar, onun iş dünyasındaki adaptasyon yeteneğini ve çok yönlü becerilerini ortaya koyuyordu. Bu başarılar, hem iş hem de ilişki hayatında güçlü bir şekilde ilerlediklerini gösteriyordu.
Hülya, yarın için planımızda tarla ve manav işi yok. Asuman Hanım ve Naci Bey’in mezarını ziyaret etmeyi düşündüm. Hem çocukluk gençlik hatıralarını tazelemiş olursun hem de komşular ile hasret giderirsin" dedi Hakkı, gözlerinde anlam dolu bir ifadeyle.
Hülya, bu teklifi duyduğunda yüzünde bir tebessüm belirdi. "Evet, doğru düşünmüşsün Hakkı,anne ve babamın mezarını ziyaret etmek istiyordum bende uzun zamandır,ayrıca çocukluk anılarımı yaşadığımız mahalleye uğramak da hoş olacak," diye yanıtladı, Hakkı’ya minnettar bir bakışla.
Ertesi gün, Hakkı ve Hülya kahvaltıyı erken yaparak Yesilhisar’a doğru yola koyuldular. Manav dükkânına uğrayıp sebze ve meyveleri dükkâna bıraktıktan sonra, dükkanı çırağa emanet edip mezarlığa doğru yola çıktılar. Asuman Hanım ve Naci Bey’in mezarında dua ettikten sonra Hülya’nın eski mahallesine geldiler.
Hülya, çocukluk ve gençlik anılarını Hakkı’ya anlatarak, hayatının karardigi depoyu ve eski evini, mahalleyi anlatıyordu Bu nostaljik yolculuk, Hülyanin geçmişine duydugu özlemi bir araya getirerek duygusal anlar yaşamasina neden olmuş gözlerinden yaşlar boşalıyordu Hakki Hulyanin gozlerindeki yaşı silarek saçını okşayıp göğsüne yasladı Hülyanın acısını yureginin derinlerinde hissediyordu adeta
Hakkı, Hülya’nın eski mahallesine yaptıkları ziyaret sırasında duydukları heyecan ve özlemin ardında gizli duygulara tanık olmuştu. Hülya’nın geçmişini, çocukluk ve gençlik anılarını paylaşması, onların arasındaki bağı daha da güçlendirmişti.
"Hülya, bu mahallede geçirdiğin zamanın, buradaki hatıraların gerçekten değerli. Sırrı’nın dükkânı, depo, eski evin... Hepsi seninle ilgili önemli parçalar. Bu mahalle, seninle birlikte yaşadığı anılarla dolu," dedi Hakkı, Hülya’ya olan hayranlığını gizleyemeyerek.
Hülya, gülümseyerek cevap verdi, "Evet, Hakkı. Burası benim için çok özel. Geçmişteki izlerimi sana göstermek, seninle paylaşmak, her şeyi daha anlamlı kılıyor. Seninle bu anıları yaşamak benim için bir ayrıcalık."
İkisi de geçmişlerine birlikte saygı gösterirken, geleceğe yönelik umut dolu bir şekilde ilerlemeye kararlıydılar.
Hülya, mahalleyi dolaşıp eski komşularına selam verdikten sonra eski evine geldiğinde, evin boşaltılmış olduğunu fark etti. Şaşkın bir şekilde Hakkı’ya dönerek, "Hakkı, evdeki eşyalar nereye gitti? Evin boşaltılmış," dedi.
Hakkı da şaşkın bir ifadeyle Hülya’ya baktı. Ev sahiplerinin neden ayrıldığını anlamak için yan komşularından biri olan Nurettin Hanıma sorduklarında, Nurettin Hanım üzgün bir şekilde cevap verdi: "Bir hafta önce evdeki eşyaları alalece boşaltıp kaçarcasına evi terkettiler kızım , nereye gittiklerini bilmiyorum. Eve satılık veya kiralık yazısı da asmadılar. Aniden çıkıp gittiler"dedi
Hülya evin boşaltılması karşısında şaşkın ve endişeli bir şekilde, ev sahiplerinin neden ani bir kararla ayrıldığını anlamaya çalıştı Bu gelişme, beklenmedik bir sürprizle karşılaşmış gibi görünüyordu.
Hakkı, cebinden bir anahtar çıkarıp Hülya’ya uzatarak, "Bu ev artık eskisi gibi senin, hatta bana da bir yer verirsen, evden bizim evimiz olacak," dedi. Hülya, sevinçten dolayı Hakkı’ya sarılırken, içten bir tebessümle "Sevincimden ne diyeceğimi bilemiyorum. Hakkı, sen ne yaptın yaaa diye boynuna sarıldı seninle birlikte bu evde yaşamak, hayallerimizi gerçekleştirmek Allah’ım rüya gibi"dedi.
Hakkı, emlakçıya yüksek bir bedel ödeyerek evi satın almış emlakciya sıkı sıkı tembih ederek Hülya veya Merve’ye birseyler söylememesi hususunda ricada bulunmuştu
Hülya kapıyı açıp odalarda dolaşırken, üst kata çıkarak "Her yer buram buram hatıra kokuyor. Ne kadar özlemişim evi," diye ekledi, gözlerinde hüzün ve mutluluk karışımı bir ifadeyle.
Bu beklenmedik gelişme, ikisinin de hayatında yeni bir başlangıcı olmuştu. Artık bu ev, sadece bir mekan değil, Hakkı ve Hülya’nın birlikte yasayacakları yeni bir hikayenin başlangıcıydı
Hakkı, köydeki eşyalarını artık bu eve taşıyıp burada yaşamaya karar verdiğini Hülya’ya bildirdi. Hülya, köydeki evinden ayrılmak istemese de, Hakkı’nın günlük olarak tarlaya gitmeye devam edecekleri sözünü duyunca teklifi kabul etti Hülya
Yıldız ve Şahin, dillere destan bir nikahın ardından evlenip hayatlarını birleştirmişlerdi. Tüm camia ve iş insanları, bu evliliği konuşuyor ve Cafer ağanın veliahtı olarak Şahin’i onurlandırıyorlardı. Şahin ve Yıldız, bu yeni başlangıçlarıyla çok mutlu bir hayat sürüyorlardı. Bu mutluluk, çevrelerindekileri de etkileyip, sevgi ve birliktelikle dolu bir atmosfer yaratıyordu
Hakkı ve Hülya, köyden Yesilhisar’daki yeni evlerine taşınmışlardı. Tekin, Murtaza ve Naci Mert ile birlikte bu evde yaşamaya karar vermişlerdi. Hülya, bu yeni evdeki mutlu yaşantılarına sevinçle devam ediyordu. Yeni başlangıçları, bir arada geçirecekleri günlerle dolu umutlu bir gelecek vaat ediyordu
Hakkı, Sırrı’ya ait dükkandan kalan arsayı satın almış ve kısa sürede çocuk parkı yaptırma emri vermişti. Park hızlı bir şekilde tamamlanarak çocukların hizmetine girmişti. Mahallede dolaşan Hakkı ve Hülya, çocuk parkına gelince Hülya’nın şaşkın bir halde "Hakkı buraya çocuk parkı yapılmış "dedi Hakkı, gülümseyerek "Evet, Sırrı’nın arsasına park yaptırdık. Hem mahalleye renk katalım hem de çocuklarımız için güzel bir ortam oluşturalım dedik," dedi.
Ancak Hülya, parkın Sırrı’nın arsasına yapılmış olması karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Hakkı, olanlardan dolayı mutlu olduğunu belirtirken, Naci Bey ise Asuman Hanım’ın isimlerini taşıyan tabelayı gösterip, arsayı alarak parkı yaptırdığını söyledi. Bu açıklama üzerine Hülya, Hakkı’ya sarılarak omzunda hüngür hüngür ağladı.
"Hakkı, sanki rüyadayım. Sırrı’nın arsasına yapılan bu çocuk parkı, bir masal gibi geliyor bana. Bu ne kadar güzel bir düşünce! Ama neden Sırrı’nın arsasına, anlatır mısın
Hakkı, Hülya’nın şaşkın ve mutlu ifadeleri karşısında gülümsedi. Hülya’nın sorusuna cevap verirken içtenlikle gözlerine bakarak.
"Sırrı’nın arsasına parkı yapma fikri, senin gençlik hayallerinin söndüğü yerde çocukların neşe içinde oynamasını sağlamak istedim. Bu hem mahallemize renk katmak hem de çocuklar için güzel bir ortam oluşturmak için güzel bir fırsat gibi geldi. Umarım bu park, herkesin hoşuna gider ve mahallemizde güzel anılar biriktiririz
Hülya, Hakkı’ya giderek daha da aşık oluyordu. Bu duygular, ikisinin birbirlerine olan bağlarını güçlendiriyor ve birlikte geçirdikleri zamanın değerini arttırıyordu. Aşk, her buluşmada daha da derinleşiyor, ikisinin de kalplerinde özel bir yer ediniyordu
Hülya ve Hakkı’nın tarla ve manav işindeki başarıları, şehir dışına sevkiyat yapma imkanını da beraberinde getirmişti. Şahin’in gelip yetişmiş ürünleri alması, geçmiş günleri hatırlamak ve anıları tazelemek için güzel bir fırsat sunuyordu. Bir araya geldiklerinde, eski günlerden bahsederek dostluklarını pekiştiriyor, beraber geçirdikleri zorlukları ve başarıları anımsıyorlardı. Bu buluşmalar, işlerin yanı sıra güçlü bir dostluğun da simgesi haline gelmişti
Yıldız ve Şahin Hakkı ve Hülya’yı ziyarte edip sıkı dostlar olmuşlardı.hem ticarinanlamda hemde dostluklari her geçen gün percinleniyordu birgün ziyaretleri sırasında Yıldız Hakkı ve Hülyaya evlenmeleri ve bu mücadeli aşkı evlilik ile taclandirmalarini belirtmeai üzerine Hakkı suprizi açıklayıp çekmeceden verdikleri davetiyeyi Yıldıza ve Şahin’e verdiler Hakkı" biz bu kararı zaten almıştık iki hafta sonra nikah ve düğün törenine bekliyoruz o zaman "dedi.
Yıldız ve şaşırmış vaziyette çiftleri kutladı Hülya sevinçten ağlıyordu buna Yıldız’da eşlik etti
İki hafta sonra dillere destan bir törenle Hakkı ve Hülya dünya evine girmişlerdi.
Ve böylece Hakkı ve Hülya, sevdikleriyle bir araya geldikleri o muazzam günde, dünyaevine girdiler. Nikahları Yıldız ve Şahin’in tanıklığında kıyıldı, sevgi dolu bir atmosferde. Düğünleri ise herkesin katılımıyla, gülümsemeler ve mutluluk içinde gerçekleşti. Hakkı, Hülya’ya ömrünü adayarak, sevdikleriyle çevrili bir hayata yelken açtı.
Yıldız ve Şahin, bu güzel çiftin yanında olmaktan dolayı büyük bir mutluluk yaşadılar. Dostlukları, bu özel günle daha da güçlenip derinleşti. Naci Mert, Murtaza ve Tekin ise bu kutlu günü coşkuyla kutladılar.
Merve’nin sevinç gözyaşları, o anın ne kadar duygusal ve anlamlı olduğunu yansıttı. Hakkı ve Hülya, birlikte geçirecekleri bu yeni hayatlarında birbirlerine sevgiyle bağlı, güzel bir geleceğe doğru yola çıktılar. Ve masalsı bir düğün, dostluk ve aşkın zaferiyle son buldu.
Nisan ayının ortalarinda baharı müjdeleyen kardelenler misali bu kadar çileden sonra Hülya muradina ermiş bir anda vurulduğu aşık olduğu Hakkı ile kavuşmuş geçmişine bir sünger çekerek yeni aşkı ve hayatı ile mutluluklara yelken açmışti adeta
El ele ve gönül gonule çiftlik evinde çaylarını yudumlarken radyoda ki.melodi arkadan fon müzigi eşliğinde aşıkların halini destekliyor gibiydi
Sevmek hayatın tadı sevmek
Tanrının adı demek
Sevmek kulun muradı demek
Sevmek, sevmek
Kalbimizde sevgiye
Aşka yer vermeliyiz
Kucak açıp dostluğa
Sevip sevil meliyiz
Sevmek
31 inci Bölüm Sonu
(31/31)
------SON---------------
YORUMLAR
Yazınızın bu bölümünü zevkle okudum. İlk bölümden başlıyarak tekrar okuyacam. Teşekkürler üstadım, saygılar
Kavi66
Mutlu son en sevdiğim 🐣
Tabi ki tamamını okuyamadım serinin ama az çok içeriğini anladım .
Akıcı, özenli, derli toplu çok güzel bir paylaşım olmuş...
Tebrikler kitaba dönüşsün umarım 👏👏👏
Kavi66
Kavi66
Bu son bölümü okudum gerçekten güzel bir eser olduğuna eminim..gerçekten emek isteyen , sabır isteyen. Bir çalışma kalemi e yüreğine sağlık...
SaygılAr👏👏👏👏👏👍👍👍
Kavi66
sevmek ve mutlu olmak hayatın en önemli öğeleri
ne mutlu bunu yakalayanlara
kutluyorum sevgi dolu yürek sesinizi
selam ve sevgiler