- 309 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Cilbab 9
CİLBAB 9
Elbistan Bilsem Bilim Sanat Merkezinde Cilbabımla öğreniyorum Filografi sanatını. Çok çabuk geçiyor zaman ne kadar da geç kalmışım sanatın içinde olmaya hep istedim iş güç en sonunda emeklilikte olabiliyormuş lütfen siz emeklilikten sonraya bırakmayın. Şimdi hatırladım, İstanbul Ataşehir ’de resim kursuna gitmiştim çalışmadığım bir dönemi değerlendirmek için. 8 mart kadınlar günü için hazırlamıştım hatta bir tanesi 2 metre boyunda yağlı boya, cesaret ister eline fırça alıp tuvali boyamak tabureye in çık. Sanat içindeymiş hiç kaybetmedim sanatçı ruhumu, sergileri ziyaret fırsat buldukça eder, soyut resimleri saçma bulurdum. Şimdi Elbistan’da bir resim sergisi olsa sonbaharda sararan kızıla çalan yapraklar arasında Pınarbaşı Ceyhan Nehri kenarında ne hoş olurdu, Cilbabımla resim sergisini dolaşmak tanıdık gözlerden uzakta olunca buruk bir sevinç olsa da sevdiklerim hemen telefonun ucunda gurbet kuşu gibidir.
Her gün Filografi kursunun yerine gitmek için Kızılcaoba mahallesinden 30 dakika kadar yürüyorum. Tabi yürürken bazen Allah’ı zikrediyorum, bazen selamı yayıyorum hanım arkadaşlarıma, bazen de düşünüyorum yol boyunca. Koymuşlar kaldırım kenarına kan kırmızı 3 karpuz sanırım bozulmuş içi, eğer koyan esnafsa bozulana kadar neden bekletir ki, fiyatını ucuzlat sat ya da ikram et sadaka olsun değil mi? Yeter ki israf olmasın diye düşünerek giderken Kent park Elbistan Avm önünde market görevlisi Ahmet bey ile bayan bir müşteri konuşuyordu ister istemez duydum geçerken konu karpuzdu çünkü. Müşteri hanım dün akşam karpuz almış, içi bozuk çıkmış, fişi de varmış, ne yapayım diye sordu Ahmet beye. O’da fişini getir, karpuzu çöpe at, ya karpuz ya da kavun alırsınız dedi, ne güzel bir müşteri memnuniyeti. Ancak burda minik bir hatırlatma yapayım, karpuzun marmelatı çok güzel oluyor, beyaz kısımlarından lütfen hoop çöpe demeyelim...
Filografi kursunu size en iyi şekilde anlatmaya çalışıyorum hemen aşağıda;
Filografik dansçı
Sevda’yla başlar aşk Sevgi’yle yoğrulur. Aşk ile yaparsan yorulmaz Duray’ım biraz demezsin
ÖzCan’dan katlanırsın zorlu yollara ne için Kıymet verilir diye düşünür Feride’nin yüreğinde Nergis Nur çiçekleri açar cennet kızları dolar lavanta bahçesine Huriye hanımın gülümsemesiyle Allah lütfeder iyilikleri..
Çekiç ile gül gibi geçinip gidiyoruz şimdi de çok sayıda mülteci ve muhacir ile yaşıyoruz işte bu yüzden Devlet Terbiyesi için çivi gibi ders anlatmak için vazgeçmeden deneyeceksiniz.
Arabulmak islamda çocuk hakları saklıdır. Çekiç’e dayanamıyorum artık diyorsan niye çivi oldun alışır bir müddet sonra çekicinin sesini duymak istiyorum der çivi ve böyle başlar sevda lakin birşey eksiktir bir ruh bir duygu onları sımsıkı saran...
Çekiç’ in görevi bitmiştir sanmayın keyifle izler sessizce döner çivinin başına geleceklerini..
Birden İslâm güneşi doğar bakmalara doyamazsın için içini yer altın sarısı gözleri kamaşır çekiç ve çivi nin birbirlerini göremez olurlar tel semah ederek döner durur çivilerin arasından geçerek. Göz alıcı, muhteşem bir Filografik dans başlamıştır piyanonun tuş katında görenlerin hayranlıkla izlediği büyük küçük birbirimize destek olan bir Bayram havası var..
ne çivi kaldı.. ne çekiç.. ne de tel.. Dönüş O’nadır sanat sanat için değil, Sanat Allah için yapılır...
Elbistan Halk eğitim ile yeni tanışmıştım. 6 şubat depremini izlerini atmak istercesine önem veriyor halkın özellikle kadınların evde boş vakitlerinde varsa çocuklarını okula gönderdikten sonra ya da emekli ise koşuyor herkes halk eğitim merkezi kurslarına ben de başladım Filografi ile..
Özümüze dönüp baktığımızda unuttuğumuz sandığımız sanat bizi hasretle bekliyordu. Gönlü ve ruhu aç değilim demeyin halk eğitim ile hayat boyu öğrenme, kendimizi geliştirmeye devam edelim hanımlar beyler gıybet kokusu var izleyin. Kahvehaneleri boşaltıp sıraları dolduralım mı?
Sevda’yla başlar aşk Sevgi’yle yoğrulur..
Hocam’ın eşi Sevgi Anne ile görüştüm telefonda. Hocamı yarın uyandıracaklarmış. RABBİM inşallah yar ve yardımcısı olsun.
YORUMLAR
Şimdi Elbistan’da bir resim sergisi olsa sonbaharda sararan kızıla çalan yapraklar arasında Pınarbaşı Ceyhan Nehri kenarında ne hoş olurdu,
Kıskanmadım ama gıptayla birkaç kere okumadan geçemedim ki :)
Sevda’yla başlar aşk Sevgi’yle yoğrulur :)
Aşk ile yaparsan yorulmaz Duray’ım biraz demezsin ÖzCan’dan katlanırsın zorlu yollara ne için Kıymet verilir diye düşünür Feride’nin yüreğinde Nergis Nur çiçekleri açar cennet kızları dolar lavanta bahçesine Huriye hanımın gülümsemesiyle Allah lütfeder iyilikleri :)
Dönüş O’nadır sanat sanat için değil, Sanat Allah için yapılır :)
Yazınızdan alıntılayarak yazdığım için affınızı istirham ederim...
Bütün kabahat da benim sayılmaz değil mi :)
Bu kadar üst düzey bir edebi dille yazılmış, hem de muhteşem bir ruh ve gönül dünyasına sahip hanımefendi tarafından yazıya dökülmüşse :)
Biraz da sizlerin kabahatı olmalı düşüncesindeyim Lütfiye_Çanacık hanımefendi :)
Seromoniyle selamlarken zat-ı alinizi saygılarımı ve selamlarımı sunuyorum..