0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
191
Okunma
Allah’ın Resulü Aleyhissalâtü Vesselâm mübarek nefesiyle ve tükürüğüyle, inananlara Allah’ın izniyle şifa dağıtmıştır. Müslümanlar savaşın bütün şiddetiyle devam ettiği şartlarda en ağır yaraları aldıklarında onun sayesinde şifa bulmuşlar ve hiçbir şey olmamış gibi savaşa devam etmişlerdir. Şimdi bu tür mucizelerden bazılarını aktarmaya çalışalım.
1- Yaşarken cennet ile müjdelenen kişilerden olan, Hazret-i Ömer’in zamanında İslâm ordusunun başkumandanlığını yapan ve İran’ın fatihi olarak anılan, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yardımcısı ve değerli bir kumandanı olan Hazret-i Sa’d ibni Ebî Vakkas yaşadıklarını şöyle nakletmiştir:
Uhud savaşında, ben Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanındaydım. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, o gün yayı kırılıncaya kadar kâfirlere oklar attı. Sonra bana okları verdi, “At” diyordu. Attıklarım okun uçmasına yardım eden kanatları olmayan oklardandı. Bana verirdi ve emrederdi:
“At!” Ben de atardım; oklar kanatlı oklar gibi uçardı, kâfirlerin cesedine yerleşirdi.
O esnada, Katâde İbni Numan’ın gözüne bir ok isabet etmiş. Gözünü çıkarıp, göz bebeği yüzünün üstüne akmıştı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm mübarek, şifalı eliyle onun gözünü alıp, eski yuvasına yerleştirip, şifası için dua etti ve gözü önceki halinden daha sağlıklı olarak şifa buldu.
2- Hayber kalesinin fethinde, Resul-i Ekrem Aleyhissalâ- tü Vesselâm, Aliyy-i Haydarî’yi bayraktar tayin etmişti, ancak Hazreti Ali’nin gözleri hastalıktan çok ağrıyordu. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ilaç gibi tükürüğünü gö züne sürdüğü dakikada şifa bularak hiçbir şey kalmamıştı. Sabahleyin Hayber Kalesinin çok ağır demir kapısını çekip, yerinden sökmüş ve elinde kalkan gibi tutup Hayber kalesini fethetmişti.
Yine Hayber’in fethi sırasında, Selemet ibnü’l-Ekvâ- nın bacağına kılıç vurulmuş, yarılmıştı. Resul-i Ekrem Aley hissalâtü Vesselâm ona mubarek nefesiyle dua edip üfleyince, birden ayağı şifa buldu.
3-Osman bin Huneyf şahit olduğu hadiseyi şöyle nakletmiştir:
Bir gün Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanına doğuştan gözü görmeyen biri geldi, dedi:
“Benim gözlerimin açılması için dua et.” Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ona ferman etti:
“Git abdest al, sonra iki rekât namaz kıl ve şöyle dua et:
”Yâ Rabbi! Rahmet peygamberi olan Muhammed Peygamberi şefaatçi ederek Sana yöneliyor ve Senden istiyorum. Yâ Muhammed seni şefaatçi ederek Rabbime yöneliyorum ki, gözlerimi yeniden açsın. Allah’ım, onun benim hakkımdaki şefaatini kabul eyle!”
Gözleri görmeyen adam Peygamber Efendimiz Aleyhis- salâtü Vesselâmın dediklerini aynen yaptı. Sonra gözleri açıldı. Çok güzel görmeye başladı.
4- Bedir savaşının on dört şehidinden birisi olan Muavviz İbni Afra’ Ebu Cehil ile dövüşürken, lanetlenmiş Ebu Cehl, o kahramanın bir elini kesmiş. O da öteki eliyle kopan elini tutup Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanına gelmiş. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm onun eline tükürüğünü sürdü yine yerine yapıştırmış. Birden şifa bulmuş, yine harbe gidip, şehit oluncaya kadar harp etmiştir.
5- Yine Bedir savaşında Hubeyb İbni Yesaf’ın omuz başına bir kılıç vurulmuştu. Bu vurmayla kolu omuzsundan ayrılacak hale gelmiş ve dehşetli bir yara açılmıştı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm onun kolunu omzuna eliyle yapıştırmış, nefes etmiş yara şifa bulmuştu.
6- Aliyyi’bni’l-Hakem’in, Hendek savaşında, kâfirlerin darbesiyle ayağı kırılmıştı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ayağını meshetti; dakikasında öyle şifa buldu ki, atından inmeden savaşa devam etti.
7- Hazreti Ali çok hasta idi. Istırabından, kendi kendine dua edip inliyordu. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm yanına geldi, dedi:
“Allah’ım ona şifa ver.” Ve ayağıyla Hazret-i Ali’ye dokundu, “Kalk” dedi. Birden şifa buldu. Hazret-i Ali der ki:
“Ondan sonra o hastalığı hiç görmedim.
Ahmet TULGANER