- 487 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Silkelen
Hayatta en büyük erdemlerden biri, nerede, ne zaman veya nasıla bağlı kalmadan, başına ne gelirse gelsin, düştüğünde, buna gülerek ayağa kalkabilmektir.
Eğer ki bu gücü sen kendinde bulabilirsen, sen bu dünyadaki en şanslı kişilerdensin.
Bazen şöyle de olabiliyor "tükendim ben bittim" dediğimiz anlar...
Böyle hissetmemiz ve bu durumlar normaldir, bir bebek emeklemeden yürüyemez değil mi?..
Bir İngiliz atasözü “Nasıl düştüğün önemli değildir, önemli olan ne kadar çabuk ayağa kalkabildiğindir” der.
Bazen adı ister nazar olsun ister şanssızlık ister dikkatsizlik, isterse kullandığın araçların yetersizliği, adı ne olursa olsun, o an bir şekilde seni yere vuran her ne ise, aslında seni test etmekte ve gerçek potansiyeline ulaşmanı engellemek için, tam depar atacağın noktada ayağına bir çelme takmaktadır.
Senin gerçek potansiyelin aslında bu etabın çok daha iyilerini yapabilecek seviyededir. Düştüğün şekil, konum ya da durum sana acı verse de eğer kendi içindeki güce, kalbindeki ilahi aşkın enerjisine ve ‘içindeki hadi kalk daha iyisini yapabilirsin’ sesine kulak verebilirsen, seni korkutmaya çalışan o negatif enerjilere “hoşçakal beni yolumdan çevirecek güçte değilsin” dersin.
Kendinle yüzleşmen gereklidir.
Kendinle ve korkularınla yüzleşmediğin sürece bunu başaramazsın.
Hepimizin hayatta korkuları vardır.
Hayatta en korktuğun şeyler neler ise, onları mutlak yaşarsın ve deyimlersin önemli olan bu süreçleri nasıl atlatmış olmandır.
Kendine değer vermelisin çünkü başkalarına verdiğin değer kadar kendinde önemlisin.
Kendi değerinin ve ışığının farkına vardığında, etrafındaki herkesin sana daha çok sevgi takdir ve beğeni ile ‘helal olsun’ der gibi baktığına şahit olursun.
Unutma, ayağa kalkmak daha zorunu başarabilmek cesaret ister ve mangal gibi yürek ister.
Kendi adıma, hayatımda, işimde, ilişkimde hangi darbeyi yemişsem, hangi şekilde düşmüşsem, hepsini ve herkesi kabule geçiyorum.
Bir an durup yaşadıklarıma bakıp, bunlar pişmiş tavuğun başına gelmez diye düşünüp düştüğüm durumdan avantajlı konuma geçerek ve güçlenerek sıyrılmayı seçiyorum.
Yüksek dağın karı bol olurmuş dediklerinde, kendi yaşadıklarıma bakıp, bu karların neden bana geldiğini anlamayı artık öğrendim. O yağan karları, zirvenin soğukluğunu avantajıma çevirmenin artık zamanı.
*****************************
______Bir gün, bir çiftçinin eşeği kuyuya düşer.
Adam ne yapacağını düşünürken, hayvan ...saatlerce anırır.
En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı olduğunu ve kuyunun da zaten
kapanması gerektiğini düşünür ve eşeği çıkartmaya değmeyeceğine karar
verir. Bütün komşularını yardıma çağırır.
Her biri birer kürek alarak kuyuya toprak atmaya başlarlar.
Eşek ne olduğunu fark edince, önce daha beter bağırmaya başlar.
Sonra, herkesin şaşkınlığına, sesini keser.
Birkaç kürek toprak daha attıktan sonra, çiftçi kuyuya bakar.
Gözlerine inanamaz.
Eşek, sırtına düşen her kürek toprakla müthiş bir şey yapmakta, toprağı aşağıya silkeleyerek yukarı çıkmasına basamak hazırlamaktadır.
Bir süre sonra, komşular toprak atmaya devam edince, herkesin şaşkınlığı altında eşek, kuyunun kenarından dışarı bir adım atıp, koşarak uzaklaşır!.
______Hayat üzerinize hep toprak atacaktır; her türlü pislik ile.
Kuyudan çıkmanın sırrı, bu pisliği silkeleyip bir adım yükselmektir.
Sıkıntılarımızın her biri bir adımdır.
En derin kuyulardan bile yılmayarak, usanmayarak çıkabiliriz.
Silkelenin ve biraz daha yukarı çıkın...
Dip not/ Bu yazı ve hikaye netten alıntıdır.
Hayat güllük gülistanlık olsaydı, kimse kimseyi üzmeseydi
hep musmutlu olsaydık hiç üzülmeseydik olmaz mıydı?..
Semra EROĞLU Şiirleri sevdiren kadın
YORUMLAR
Hayat akıp giderken yaşadıklarımız acı veya tatlı her olay bize hayat tecrübesi... Her zaman umut olmalı insanda en dibe vurdum dediği zamanda bile... Kırmadan dökmeden, kimseleri incitmeden ve incinmeden yaşamaya hayat sımsıkı tutunmaya devam gücümüz yettiğince dilimiz döndüğünce... Kutlarım yürekten Semra Hanım...
Semra Eroğlu
Bazen de öyle anlar olur ki çaresizliğin en dibinde buluyor kendisini insan ne yapacağını bilemez bir halde hayatı sorgularken buluyor kendini.
Zorluklarla savaşmaktan yoruluyor ve bu zorluklara göğüs gere gere tükendiğini adım atacak halinin kalmadığını görüyor. İşte böyle zamanların içinde bile bir kurtuluş yolunun olduğunun inancıyla yaşamaya devam ediyor...