- 476 Okunma
- 1 Yorum
- 8 Beğeni
Kıpkırmızı Bir Ölüm
boynumun kenarından geçen yollara bakıyorum
ayaklarımın dibinden geçen kalbime bakarken
kapalı yol kalbine düşürdükleri
virajlı uykularda ürkeklik geçitlerinde takılı kalmıştım
oysa hep yeşildi gişe viyadükleri
annem ne zaman beni karnından atsa hiçliklere
yalın ayak
trafik lambalarında intihar düğmesine basıyorum
ne sarı ne yeşil hep kıpkırmızıydı ölümlerim
Ne zaman ölsem kırmızı ışıkta yağmurun yüzünden yürüyüp geçiyorum. Saçımın girdaplı o uzun yolları pasta tabaklarına döküp gidiyorum ardımda her şeyi bırakamayarak. Hep sinsi asfatlarda kalbimi çıkarıp mazot santrellerinde üç beş dakikalık ölüm oluyordum babasızca.
Hiç kimsenin o giremediği küçücük kalbimin odalarında, hep parmaklarıma dokunmuş hayatların uzun uzun fragmanlarını işlemiştim. İğne oyalarıyla gözlerimin boyalarına rengarenk çocuk gülüşleri ektiğimizde, buzdan kayıp kollarımı çıkarmıştım. Dağın kör bacağının olduğu tarafında. Düşmemle birisinin beni sırtına alıp koşmaya başlamış olması ’’ Vay canına galiba uçmayı öğrendim’’ dedirtmişti. Ayaklarının altında kar tekerleği mi vardı diye eğilip gözümle süzdüm koşturduğu kar tekerleklerini. Koşuyordu durmadan koştukça kollarım dalgalanıyordu, Buz yemiş rüzgarın içinde. Sonra hastane gişesinde durdu beden askeri. Eğilip yüzüme bakıp ’’Büyü hemen büyü. Evlenicem seninle’’ dediğinde ama’larla dolu bir yük tırı kalbime tırmanmaya başlamıştı. Yaşımın dokuz olduğunu biliyordum bu neydi şimdi derken, baktım gözlerim kalbime girip açmışlar bir müzik dans edip yemek yapıyorlar. Arkalarından sarıldığımda yok oldular. Gözlerime siyah gül mezarı bekçisi TABAKLARINA TOPRAK DOLDURUP oturmuştu içime.Babasızlığım peşinden ÖPÜCÜK çiçeklerini yolcu etmiştim. Halbuki en çok öpücük çiçeklerden taç yapmayı seviyordu, kirpiklerimin yağmur öpücüğü. Yolcu yolunda gerek diye kalbimi toparlayıp sırt bavulumda ki Amsterdam mevkiine yerleştirdim. Dedim ki ’’Kalkıyoruz kalbim hazır mısın?’’ ’’Dur bir dk dur bir dkkkkkk’’
Ne oluyor demeye kalmadan, ellerimi kalbime atmıştım. Kalbim yanıyordu. Baktım yanan benmişim, ölen canlı. ’’Kıpkırmızı bir ölümdü yaşadıkları’’ yazıldı canlı bedenin tam ortasına. Soğuk kar yaprakları dökülüyordu gözlerinin içine. Düştü oraya çıkamadı çıkmadı 🍁🌧🍂
www.mp3indirdur.biz/19631-mp3-senai-demirci-bu-senin-hikayen-indir.html
Umarım devam eder
Selam,
Kasım on altısı,
Kıpkırmızı Bir Ölüm Yazısına Yorum Yap
"Kıpkırmızı Bir Ölüm" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Tülay ablacığım çiçek gibi bir kalbin var. Yazın çok dokundu.
Seni seviyorum canım ablacığım
Kimseye aldırmadan hayatı metanetle karşılamak gerek çoğu zaman
Her şey çok karışık ve fazla göründüğü vakitler tek sığınağım kalbim ve seccadem
Burada Cuma selası veriyor Müezzin
Hamd olsun
Seni karşıma çıkaran Rabbime Hamd olsun
Seni dualarıma katacağım ablacığım
Hiçbir şey için üzülmesin kalbin
❤🤲🌹