Her ayrılış, ölümün önceden alınan bir tadı gibidir, tekrar bir araya geliş de yeniden dünyaya gelişin önceden alınan bir tadı gibidir.-- schopenhauer
Ahmet TULGANER
Ahmet TULGANER
@ahmettulganer

Ağaçların Peygamberimizin (a.s.m.) Emriyle Hareket Etme Mucizeleri 2

16 Kasım 2023 Perşembe
Yorum

Ağaçların Peygamberimizin (a.s.m.) Emriyle Hareket Etme Mucizeleri 2

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

217

Okunma

Ağaçların Peygamberimizin (a.s.m.) Emriyle Hareket Etme Mucizeleri 2



6- Hazret-i Ya’le’nin bildirdiğine göre:

“Bir seferde, “semure” denilen bir ağaç geldi, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın etrafında tavaf eder gibi döndü, sonra yine yerine gitti. Bu konu ile ilgili olarak, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm şöyle ferman etti:

“O ağaç bana selam vermek için Cenâb-ı Hak’tan izin istedi.”

7- İbni Mes’ud da yaşadığı ilginç hadiseyi şöyle nakletmiştir:

“Batn-ı Nahl denilen mevkide, Nusaybin cinleri iman etmek için, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma geldikleri vakit, bir ağaç o cinlerin geldiklerini haber verdi.

O cinler iman etmek için bir delil istediler. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm bir ağaca emretti; yerinden çıkıp geldi, sonra yine yerine gitti. Cin taifesine bir tek mucize kâfi geldi ve iman ettiler.

8- İbni Abbas’ın naklettiğine göre:

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm bir gün karşılaştığı bir adama şöyle ferman etti:

“Ben bu ağacın şu dalını çağırsam, yanıma gelse, iman edecek misin?”
“Evet” dedi.

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm dalı çağırdı. O urcun adı verilen kuru hurma dalı, ağacının gövdesinden kopup, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanına atladı, geldi. Sonra emretti, yine yerine gitti.

9- Rükâne b. Abd. Yezid devrinin yenilmez pehlivanıydı. Çok güçlü, kuvvetli bir adamdı.

Bir gün Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm ile Rükâne bir vadide karşılaştılar. Allah’ın Resulü Aleyhissalâtü Vesselâm Rükâne’yi iman etmeye davet etti. Kendisine çok güvenen Rükâne iman etme niyetinde olmadığından, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma güreş yapmayı, şayet kendisini yenerse Müslüman olacağını söyledi. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm teyit etmek için kendisi yendiğinde hak yoluna girip, girmeyeceğini sordu.

Rükane bir şartla kabul ediyordu. Kendisi yendiğinde, Allah’ın Resulü, peygamberlik davasından vazgeçecekti. Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm kabul edince güreş başladı. Başlamasıyla bitmesi bir olmuştu. Rükane yere yıkılmıştı. Rükane yenilmesine akıl erdiremediğinden bir güreş daha teklif etti. Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm kabul etti ve yine yere yıktı. Rükâ ne ‘Yenilen pehlivan güreşe doymaz’ kaidesince üçüncü kez güreş teklif etti. Yine Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm tuttuğu gibi yere yıkıverdi. Rükâne yenilgiyi hazmede miyor ve inanamıyordu. Bunun ancak bir sihir olduğunu söy ledi. Aslında bu açık bir mucizeydi.

Kâinatın Efendisi Aleyhissalâtü Vesselâm yenilgiyi kabul etmeyen Rükâne’yi imana kavuşturmak için bir başka mucize gösterdi. Mucize şu şekilde meydana geldi:

Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm, Rü-kâne’ye karşılarında bulunan ağacı gösterip, yanına çağıracağını bildirdi. Rükâne böyle bir şeyin olacağına ihtimal vermiyordu.

“Haydi, çağır da gelsin” dedi.

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Cenab-ı Hak’ka dua edip, ağacı yanına çağırdı. Emri alan ağaç Allah’ın izniyle yerinden hareket edip, toprağı yararak Kâinatın Efendisi Aleyhissalâtü Vesselâmın yanına geldi.

Rükâne şaşkına dönmüştü. Fakat yine bunun bir sihir olduğunu söyleyip, ağacın tekrar yerine gitmesini, teklif etti. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ağaca “Allah’ın izniyle geri dön” emrini verince, derhal yerine döndü. Bütün bu mucizelere rağmen Rükâne inadını devam ettirip, imana gelmemişti.

10- Uhud savaşı bütün şiddetiyle devam ediyordu. Düşman askerleriyle kahramanca savaşan Abdullah b. Cahş’ın elindeki kılınç kırılmıştı. Kâinatın Efendisi Aleyhis salâtü Vesselâm ona bir hurma dalı verdi. Bu hurma dalı ile savaşmasını bildirdi.

Abdullah b. Cahş eline hurma dalını alır almaz bunun bir kılınç’a döndüğünü hayretle, gördü. Kılıçla harp etti. Bu mucize eseri olan kılıncı sonradan da kullandı.

Yerinde hep sabit durduğunu görmeye alıştığımız ağaçların Kâinatın Efendisi Aleyhissalâtü Vesselâmın sözünü nasıl dinlediğini yukarıda ifade edilmeye çalışılan mucizelerde gördük. Kesin ve yalan söylemesi mümkün olmayan güvenilir insanlar tarafından nakledilen ve kayıt altına alınan bu mucizeler büyük bir ibret örnekleridir.

Fakat bu mucizeleri kabul etmek istemeyen insanlar bulunmaktadır. Bu tür kişilerle, cansız kuru dallar ve ağaçları kıyaslayacak olursak ilginç noktalar ortaya çıkar. Acaba, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma ağaçlar, örnekler de görüldüğü gibi, onu tanıyıp, peygamberliğini tasdik ederken, kendilerine insan diyen bir kısım cansız, akılsız mahlûklar onu tanımazsa, iman etmezse, kuru ağaçtan daha çok, odun parçası gibi ehemmiyetsiz, kıymetsiz olarak ateşte yanmaya lâyık olmaz mı?”

Şimdi de bir avuç kum parçasının Kâinatın Efendisi Aleyhissalâtü Vesselâmın elinde nasıl gizli bir silaha dönüştüğünün örneklerini görelim.



Ahmet TULGANER



Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ağaçların peygamberimizin (a.s.m.) emriyle hareket etme mucizeleri 2 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ağaçların peygamberimizin (a.s.m.) emriyle hareket etme mucizeleri 2 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ağaçların Peygamberimizin (a.s.m.) Emriyle Hareket Etme Mucizeleri 2 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.