- 375 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Anka Felsefesi
Anka Felsefesi
Bir kadının güçlü olması, hayatın her alanında ayakta durabileceği anlamına gelmez.
Güçlü görünen kadınlar da yıkılır.
En hassas yerinden acımasızca kırılır, sert görünen iç dünyaları paramparça edilir.
Dışarıdan bakıldığında belki de hiçbir şeyin onları yıkamayacağı düşünülür,
ancak içinde hep bir kız çocuğu barındırır. Bunu hep unuturlar.
Misyonlar yüklenir boynumuza. Kaldırır mı kaldıramaz mı bile denmeden hem de?
O kudretli görünen kadın, kutsal annelik güdüsünün gücüyle her şeyle savaşabilir.
Etrafındaki herkesi sarıp sarmalarken yeteri kadar değer görememiştir.
Kadınlık dürtüsüyle yaptığı her fedakârlık görevi olarak kabul edilmiştir. Seve seve
yaptığı hizmetler göz ardı edilir. Yuvaya leş kargaları çökünce tüm emekleri bir kalemde silinir.
Canını gidenden ziyade, bu nankörlük yakar. Kimseye yenilmez amma, İHANETE YENİLİR.
Her şeye rağmen, gözyaşlarını silip acılarını kimseye bildirmemek için hayata gülümserler.
İşte bunun için en yakınları bile yaşadığı hezimeti anlayamaz.
Yıllar içinde destek vermekten yorulmuştur. Güvendiği dağlara kar yağdığı için artık öncelikleri değişmiştir.
Hayattan verdiklerini geri ister. Güven, dürüstlük ve onun için kimlerin ne yaptığı daha büyük anam taşıyordur.
Sevgiden ağzının payını almıştır zaten. Kadınlar, hayatın iniş çıkışlarına karşı savaşan en yüce kahramanlardır.
Kırık parçalarıyla bile kendilerini yeniden inşa ederler. Daha da güçlü ve daha mutlu bir hayata
küllerinden yeniden doğarlar. Suçsuz yere canını acıtanlara inat!
UNUTMAYIN! Kendinizi parçalanmış hissettiğinizde bile, hep umut vardır.
Çünkü doğurganlık bize mahsus bir özelliktir. Herkesi dünyaya getiren beden, kendini tekrar
tekrar yenileyebilir.
Her kadının içinde gizlenmiş ve vakti geldiğinde yediden doğan bir Anka vardır...
Dışarıdan görünenin aksiydi her şey. Sığınan, sığındığını var ediyordu.
Korunmaya ihtiyacı var gibi görünen, aslında koruyandan daha kudretliydi.
Kadın bir erkeği değil, hayatı hem kendine hem kadına dar eden bir enkazı terk etmişti oysa!
Yaşamın yüzeysel görünüşü bizi sık sık yanıltır. Dışarıdan bakıldığında her şey yolunda gibi görünebilir
ama gerçek, her zaman bu kadar basit değildir. Görünürde zayıf ve savunmasız olanlar,
aslında o güçlükle savaşabilenlerdir. Bu kadın da öyleydi!
Dışarıdan bakıldığında, hayatı boyunca korunmaya ihtiyacı olduğu düşünülebilirdi.
Ama gerçekte, o kendi gücünün farkındaydı ve kendini korumak için elinden geleni yapıyordu.
Aslında, o terk ettiği erkek bir enkazdı.
Kadın, onu kurtarmak için birçok şey denemişti ama sonunda kendini kurtarmak zorunda kaldı.
O enkazın altında kalmak yerine, kendi gücünü kullanarak özgürlüğüne kavuştu.
Yorgun Diriliş/ Esma Bolat
YORUMLAR
Küllerinden yeniden doğmak...
Düşse de, yorulsa da hayattan, terhisini beklese de;
Yaşama sebepleri varsa, hayata yeniden tutunur kadın.
Sebepleri için...
İki yönlü bir yaşamın müdavimleridir bazı kadınlar.
Bir kendi içlerinde yaşattıkları yalnızlıkları, bir de toplumda yaşamak zorunda kaldığı rutin hayatı.
Yalnızlığı seviyorum... beni buluyorum yalnızlığımda... yaradanımla hasbihalim...
Kutlarım yazınızı.