- 580 Okunma
- 11 Yorum
- 9 Beğeni
Yedi Paket Birinci
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Daha ilkokula gidiyoruz. Bahçelievler de iki katlı sobalı evimizde oturuyoruz. Güzel komşularımız var mahallede... Loçka Teyzede bunlardan biri... Asıl adı Şükriye de herkes Loçka Teyze diyor... O da birisine seslendi mi Loçkaaam diyor. Yugoslav muhaciri ...
Öyle kurumu kuru, bir ince ağaç dalı gibi, Temel Reis de ki Safinaz gibi bir kadın. Kocasını İkinci Dünya Savaşında kaybetmiş, kalkmış gelmiş çocuklarıyla Türkiye’ye... İki katlı hemen yan tarafımızdaki evde iki kızı ile oturuyor. Kızları girmişler bir devlet dairesine çalışıyorlar. Çocukları, bizleri çok sever.
Her gün bahçede olsun, ev de ya da pencerede olsun fosur fosur sigara içer, sigara içmez adeta sigarayı yer. Çocuk aklımızla her gün o kadar sigarayı nasıl içer diye bizde şaşakalırız... O zaman daha çocukların bakkaldan sigara alma yasağı yok. Çağırır bizi, ’’Loçkaaaam şuradan bana bir yedi sekiz paket birinci sigarası alıver kuzum.’’ Biz de hiç ikiletmeyiz sigara alımını, hemen bir koşu zıplar, Fikret Bakkaldan alır geliriz. Bahşişimizi hiç eksik etmez, on kuruş, yirmi beş kuruş neyse elimize sayar...
O zamanın bakkalları kral kral... O zincir marketlerin daha hiç biri piyasaya çıkmamış. Bakkallar şakır şakır sigara da satıyor, makarnada satıyor, peynir zeytinde satıyor. Mahalle Bakkalı dedin mi bir durup düşüneceksin. Herkesi tanır mahallede, fahri mahalle muhtarı adeta... Adres sormaya bile yabancılar bakkala gelir...
Loçka Teyzemizin iki katlı evinin bahçesinde, çeşit çeşit meyve ağaçları, armuttan duta, erikten kayısıya... Bazen bahçeye gireriz kayısı toplamaya hiç sesi çıkmaz. Bilakis kendisi davet eder zaman zaman, ’’Gelin yavrularım gelin yiyin siz yemezseniz kuşlar yiyor nasılsa.’’ der bizi kendi davet eder. O kadar gönlü geniş bir kadın...
Güzel günlerdi gerçekten. Sonra Bahçelievler’de o iki katlı güzel evlerin hepsi yıkıldı tabi o evlerle Loçka Teyze gibi o güzel insanlarda hayatımızdan çıkıp gittiler bir daha dönmemek üzere. İnsan arıyor gerçekten o komşulukları, o insanları şimdilerde...
YORUMLAR
Birinci ve bafra sigaralarının olduğu dönemi ben de anımsamış oldum bu anınız sayesinde. Dedem içerdi ve arasına sıkıştırdığı parmakları hep sapsarı olurdu. Ve anımsadığım kadarıyla çok çabuk biterlerdi o sigaralar. Çok da sert kokusu vardı. Belki de tütünün kalitesi ile ilintiliydi.
Sizinde değindiğiniz gibi, o dönem (70-ler benim kastettiğim) çocukları sigaradan uzak tutmak diye bir bilgi henüz yoktu. Yanımızda fosur fosur içerlerdi erkekler.
İyi anımsıyorum; dedem kışın sobanın yanında otururdu kürsüde ve sigarasını sobanın ateşiyle yakmak isterdi. Büyük ve kilolu bir adamdı. Göbeğinden eğilemezdi. Bu nedenle sigarasını da sıklıkla bana ya da yakınında kim varsa ona yaktırırdı. Ve hiç sorun yapmadan "bir kiki fırt çek, kızım, bişe olmaz!" derdi. Tütünün dili yakan acısını ve beni nasıl öksürttüğünü hiç unutamam... Dolayısıyla çocukların çok genç yaşta sigaraya alışmaları da hiç anormal gelmezdi dedemin kuşağına....
Evet, güzel bir bir anlatımdı.
Teşekkür ederim bu nostalji için.
Saygılarımla, efendim.
Ahmet Zeytinci
Merhaba Ahmet Bey, saygın kalem, çocukluk insanın anavatanıdır derler. Çocukken ne büyük hayallerimiz vardı. O hayalleri güzel insanların çokluğu besliyordu.
maalesef hepsi bitti. bahçeli evler, güler yüzlü teyzeler birer birer tari oldular.
Özgün yazınızla hafızamızın derinliklerinde saklı o güzellikleri hatırlattığınız için teşekkürler.
Ahmet Zeytinci
"O güzel insanlar beyaz atlarına binip gittiler" diyor Yaşar Kemal.
Bir de "Nerede o eski günler" deyimi var. Acaba 70-80 yıl sonraki insanlar da bu günler için mi diyecek? İnsanlık daha beterine doğru mu gidiyor? Zira nerede o eski günler deyimi Socrates zamanında bile kullanılıyormuş.
Çok güzeldi.
Aldın götürdün dost sağol.
Selam ve saygı bıraktım buraya.
Ahmet Zeytinci
Yani anlayacağımız yasaklar yasaklandıktan sonra bizim ülkemize yasaklar geldi sigara yasağı denen yasak bir dayatmadır bir toplum kendi kendi çocuklarını aileden başlayarak oku ve eğitim ile eğitemez ise işte böyle yasakların yasaklandığı dünyada siz yasak getiri durumu kurtarmaya çalışırsınız işte çalışmayı okuyunca aklıma geldi Loçka teyze gibiler şimdi bu ülkede yaşayamaz çocuklarıda bir yerde çalışamaz göçmen suriyeli ve araplar afgan hariç kutlarım hocam çalışmanızı
Ahmet Zeytinci
Yaşattın bize o yılları be Ustam. Teşekkürler. Ne güzel anlatmışsın.
Ahmet Zeytinci
O binanın bahçesine gittim Loçka teyze de penceredeydi...
İçine aldı yazı tebrik ederim çok güzeldi 👏👏👏
Ahmet Zeytinci
Gül'enyüz
Yinsani
abim iyi gecelerin olsun.
Ahmet Zeytinci
Bir mum da sen yak! derim körlüğe hep
peki abim sen ne yaptın o mahallenin o güzelliklerin kaybolmaması için, tabi bu soru sizin nezdinize gibi olsa da hepimizedir
Kendimi sorgularım işte bu nedenle, zaman zaman mağduriyetlerim pahasına olsa da sürünürüm komando misali mahkeme kapılarında inadım inat.
güzelliğe erdeme olan aşkımı, şiir gibi okurum hakime;))
lakin yargıç adil değil dostum bu zamanda
neylesin mahmut durumu var anlayacağın değerli yazar
günümün yazısı seçtim;)) takdir yönetimde tabi ki
eyvallah
nice saygılarımla
Ahmet Zeytinci
Evet...
GERÇEKTEN GÜZEL ĞÜNLERDİ O GÜNLER...
Yazı da çok güzel gönlünde..
Selamlarımla kardaşim...
Ahmet Zeytinci
Muhteşem günler,muhteşem anılar,muhteşem anlatımlı muhteşem bir yazı.Dikey mimarilerin dikine, politikacıların ıkına sıkına gitmediği dönemlerde herkes daha mutluydu sanki.Birlik beraberlik içinde yaşayan insanlar.O günleri aramamak ne mümkün .Üstadı selamlıyorum.Sağlıcakla.Saygıyla..