- 150 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Bedduasıyla Gerçekleşen Mucizeler
Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın hayatı incelendiğinde belki de tarihte insanlar tarafından en çok zulme uğrayan insanların başında gelir. Bunca zulüm, hakaret ve işkenceye rağmen o mübarek insan hep insanların hayrını isteyip “Onlar senin davanın kıymetini bilemiyor lar Yarabbim” diye düşünerek yaratılan varlıklara karşı Allah’ın rahmetinden aldığı ilhamla sevgi ve merhametle yaklaşmıştır. Bir sözüyle bu zulmü yapan insanların zarar görmesini sağlayabileceği halde, kurtuluşları için dua etmiştir. Fakat öyle anlar olmuştur ki, ıslahı mümkün olmayan bu kişi ler tarafından Allah’ın Resulü beddua etmeye adeta mecbur bırakılmıştır. Şimdi bunlara birkaç örnek vermeye çalışalım:
1- Muhallim İbni Cessâme adındaki katil, Âmir İbni Azbat’ı hainlik yaparak tuzağa düşürerek vicdansızca katletmişti. Hâlbuki Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Âmir’i cihad ve harp için kumandan tayin edip, bir bölük askerle göndermişti. Muhallim de onunla beraberdi. Bu hainliğin haberi Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma ulaştığı vakit hiddet etmiş ve:
“Allah’ım Muhallimi bağışlama” diye bedduada bulunmuştur.
Bu bedduanın üzerinden henüz yedi gün geçmişti ki, Muhallim öldü. Kabre koydular; toprak kabul etmemiş dışarıya atmıştı. Kaç defa koydularsa, yer kabul etmedi. Sonra mecbur oldular; iki taş ortasında dayanıklı bir duvar yapıldı, ancak bu şekilde yer altında kalıp, örtülmesi sağlanmıştır.
2- Hicretin yedinci senesinde Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm yabancı ülkelerin Hükümdar ve Krallarını İslam’a davet mektupları yazıp, göndermişti.
Abdullah b. Huzeyfe de İran Kisrası Perviz İbn-i Hürmüz’e elçi olarak gitmiş ve mektubu ulaştırmıştı. Perviz denilen Fars Kralı, Peygamberimizin (a.s.m.) mektubunu yırtmıştı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma bu haber ulaşınca şöyle beddua etti:
“Yâ Rab! Nasıl mektubumu paraladı; Sen de onu ve onun mülkünü parça parça et.”
İşte bu bedduanın tesiriyle, Fars Kisrâsı Perviz’i oğlu Şirviye, hançerle parçalamıştır. Sa’d ibni Ebî Vakkas da saltanatını parça parça etti. Sâsâniye devletinin hiçbir yerde etkisi kalmadı. Fakat Kayser ve diğer melikler, Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın gönderdiği mektuba hürmet ettikleri için, onlara bir şey olmamıştır.
3-İslamiyet’in başlangıç yıllarında, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Mescidü’l-Haramda namaz kılarken, Kureyş’in ileri gelenleri toplanıp, ona karşı gayet çirkin davranışlarda bulunup, yapmadıkları terbiyesizlik kalmamıştı. O da, o vakit onlara beddua etmişti. İbni Mes’ud’un bildirdiğine göre:
“Yemin ederim, o çirkin davranışlarda bulunup, onun bedduasına mazhar olanların, Bedir savaşında birer birer leşlerini gördüm.”
4- Islah olmayan Mudariyye denilen Arap’ların büyük bir kabilesi, Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâmı yalancılıkla suçlayıp, peygamberliğini de inkâr edince Allah’ın Rasülü Aleyhissalâtü Vesselâm onlara kuraklık yaşamaları için beddua etti. Bunun üzerine o bölgede yağmur kesildi, kuraklık başladı. Sonra Mudariyye kavminden olan Kureyş kabilesi, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma kuraklığın kalkması için ricaya geldiler. Bunun üzerine dua etti, yağmur geldi, kuraklık kalktı.
5- Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm, en yakınlarından destek göreceği halde belki de en büyük zararı onlardan görüyordu. Mesela bunlardan biri de amcası Ebu Leheb ve onun oğlu Utbe idi. Bir gün Allah’ın Rasülü Aleyhissalâtü Vesselâm Utbe hakkında şöyle ferman etti:
“Onu Allah’ın köpeği yiyecek”
Böylece Utbe’nin başına gelecek feci âkıbetini haber vermişti. Verdiği gibi de aynen gerçekleşmiştir. Hadise şöyle olmuştur:
Amcası Ebu Leheb Peygamber Efendimizi (a.s.m.) çok rahatsız ediyordu. Yine bir gün oğlu Utbe’yi Resul-i Ekrem’i (a.s.m.) rahatsız etmek için gönderdi. Utbe “Vennecm” süresini okuyan Kâinatın Efendisi Aleyhissalâtü Vesselâma küstahça hakaretlerde bulunup, tükürünce Peygamber Efendimiz (a.s.m.) dayanamayıp, şöyle dedi:
“Ya Rab! Ona bir itini musallat et!”
Bu bedduadan bir müddet sonra Utbe ticaret için yola çıkmıştı. Gece konakladıkları sahrada onca insanın içinde bir aslan özellikle Utbe’yi bulmuş ve parçalayarak öldürmüştür.
Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın bu tür bedduaları çok azdır. Örneklerde de belirtildiği gibi karşı taraftaki kişilerin İslam’a zıt ısrarlı, kasıtlı tutumlarından dolayı bedduaya mecbur kalmıştır.
Şimdi de şuursuz, cansız kabul edilen kuru dalların, ağaçların Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın emrine nasıl uyduklarını gösteren mucizelere örnekler verelim.
Ahmet TULGANER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.