- 1295 Okunma
- 0 Yorum
- 3 Beğeni
Sevgi, Saygı ve Hoşgörü 1
SAYGI, SEVGİ VE HOŞGÖRÜ -1
Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Turhal Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Dekanı Prof.Dr.Ebubekir Altuntaş’ın daveti ile Ziraat Fakültesi 1. Sınıf öğrencilerine “Saygı, Sevgi ve Hoşgörü” konulu bir konuşma yapmıştım. Konuşma sonrası öğrencilerin sorularını cevaplamıştım. Orada genişçe cevaplayamadığım soruları tarihe not düşmek açısından bir kere de burada cevaplayayım dedim. Güzel soru soran öğrencilere tabii ki ödülümüz her zaman kalem ve defter olmuştur. En güzel soru sorana kitap. Konuşmadan sonra öğrenciler “Hocam bize farklı bir bakış açısı kazandırdınız” diyerek teşekkür ettikleri konuşmanın soru cevapları şöyle oldu. Konuşmamızı faydalı bulamayan da olmuştur. Onlara da teşekkür ederiz tabii ki, daha güzel konuşmalar için bizleri uyardıkları ve bilgilendirdikleri ve eksiklikleri görmemizi sağladıkları için.
SORU-Kitap okuyan insanların bakış açıları değişir mi? Değişirse neye göre değişir? (Mehmet Aslan)
CEVAP-“Ameller (Yapılan işler) niyetlere göredir” demişler. İnsanların okumaktaki niyetleri farklıdır. Kimi mesleğinde en güzel yere gelmek için meslek kitapları okur ve uygular mesleki açıdan gelişir. Genel kültür kitabı okumaz. Genel kültür açısından gelişemez.
Kimi insan emekli olunca zaman geçsin diye okur. Ya da ev kadını evde sıkılır okur. Amacı zamanı geçirmek içindir. Kimin amacı başkadır. Başka başka niyetler için de okuyan olabilir. Hatta hava atmak için kütüphaneden kitap alıp hiç okumadan iade edenlere bile çok şahit olmuşluğum var. Ya da kitabı alıp da zamanında okumayan. Maksat “okuyor desinler” diye.
Kimi okumak gelişmek ve başkalarını da geliştirmek ister. Kitabı faydalanarak okumak isteyen buna zaman ayırır. Boş konuşmalardan her gün 1 saat zaman ayırsa, kitap okusa insan anlayarak bakış açısı da değişir. Burada bizim anlattığımız gibi, bilgisini paylaşır. Dinleyen bakış açısını değiştirir. Ya da insan kitabı okur bakış açısı değişir. Kitabın amacı da güzel ve yazan da güzel niyetle yazmışsa tabii ki okuyanın bakış açısı olumlu olarak değişir. Bir de adım atarak yazar ile devamlı iletişimde olup sohbet eder, bu sohbetleri de laf olsun diye değil öğrenmek ve gelişmek amacı ile yaparsa olumlu bakış açısına ulaşır.
Genelde insanlar kitabı okur ve yazarı ile aynı şehirde olsa bile iletişime geçmez ve sohbeti devamlı yapmaz ya da faydalanmak istemezse okuduğu insana fayda vermez. Önemli olan anlayarak, olumlu düşünerek okumak ve faydalanmak amacı ile okursa faydalanır, bakış açısı olumlu değişir ve gelişir.
Şahsen yanıma gelen, iletişimde olan okurlarımla sohbet eder, üniversitelilere kalemler hediye eder, eğer imkan olursa okurlarımı ziyaret de ederim. Tabii ki onlar istekli ve hevesli olursa. Bu da yazar olarak hem benim hem de okurlarımın gelişmesine sebep olur. Bunu rahatça gözlemliyorum.
Sizlere de bizim gibi buraya konuşmak için gelen yazarlar ile aynı şehirde iseniz yüz yüze veya sosyal medya aracılığı ile devamlı irtibatta olmanızı ve anlamadığınız veya geniş açıklamasını istediğiniz yerleri sorarak faydalanabilirsiniz.
Bu tutumunuz hem özgüveninizi artırır, hem kendinizi daha rahat ifade etmenizi sağlar, hem de hayata daha olumlu bakmanız için bir destek olur. Ama hemen sonuç almayı beklemeden ve adım adım yaparsanız faydalı olur.
Konuşmalarımdan sonra gelerek bizimle tanışan ve yıllarca sık sık sohbet ettiğimiz gençler olmuştur. Halen de vardır. Tabii ki derslerinizi ihmal etmeden, zamanınızı etkin kullanarak yapmalısınız bunu. O zaman faydalı olur.
Bir yazarın konuşma veya kitabının faydalı olup olmadığına da siz başkalarına sorarak değil kitabını okuyarak konuşmayı dinleyerek karar verin. Başkalarına faydasız görünen konuşma veya kitap sizlere faydalı gelebilir. Ama günümüzde gençler birilerine danışmadan kitap okumuyor veya konferanslara sohbetlere gitmiyorlar nerede ise. Bu da onlara zarar mı kar mı artık siz karar verin.
50 yıllık bir okur olarak her ne kadar, çevrem dahil, farkına varmasa da okumak olumlu düşünmeyi de beraberinde getirirse “Oku” emrini veren yaradan insanlara okuduklarından faydalanması bakış açısını olumlu değiştirmesini de sağlar.
Sizler de okumaya bu açıdan bakarak okumayı yavaş yavaş artırarak ama devamlı olarak yaparsanız farkına varacaksınız eminim.
Bu güzel soru için teşekkür ederim Mehmet, hayatın boyunca güzel sorular sorasın ki güzel bilgiler öğrenesin.
SORU- Önümüze çıkan engelleri nasıl aşmalıyız? (Metin Akyel)
CEVAP- “Engeller aşılmak içindir’’ dedik. Aşabileceğimiz engelleri aşarız. Aşamayacaklarımıza da sabrederiz. Derler ki “Allah’ım değiştirebileceğim şeyler için bana güç, değiştiremeyeceğim şeyler için sabır, ikisi arasında farkı bilebilmem için de akıl ver”
Engeller aşılacak gibi şeyler ise mesela “dersi anlamamak” bunun yolu notları ve kitapları tekrar okumak, anlamış bir arkadaşımızdan veya öğretmenimizden yardım almaktır.
“Kitap okumayı sevememek” ise kitap okumayı seven insan ile arkadaş olmak ve bunu devamlı hale getirmek, O’nun kitap okumayı nasıl sevdiği konusunda sohbet etmek, söylediklerini uygulamak ve bu konuda sabırlı olmaktır.
Engeller bazılarına aşılamaz olarak görünürken, bazıları en aşılmaz dağları bile aşar. Ferhat, Şirin için dağları aşmadı mı? Hannibal Dağları aşmadı mı? Fatih gemileri nereden geçirdi? Engel herkese göre farklıdır. Engel büyükse azmetmek ve çalışmak da büyük olmalıdır. Üniversiteye okumaya önce ilkokulu, sonra ortaokul, sonra liseyi bitirerek, zorlu bir giriş sınavını geçerek geldiniz. Ama ilkokuldan hemen sonra üniversite okumak isteyen amacına ulaşamaz. Ulaşılmaz hedefler de koymamak lazım kendimize.
Azimli ve kararlı olmak, bizim engel olarak gördüğümüz engelleri aşmış insanlar ile iletişimde olmak, arkadaş olmak engelleri aşmamıza yardım eder. Kim bizi seviyor öğretiyor destek oluyor, kim maddi ve manevi olarak bizi kullanıyor, bunları iyi ayırt ederek, bunun farkını aklımızla tespit edersek engeller de o kadar kolay aşılır.
Sevgili Kerdeşim Metin, Konumuz “sevgi, saygı ve hoşgörü “ idi. Şuna inanıyorum ki engeller sevgi ve saygının olduğu ve insanların birbirine hoşgörülü olduğu ortamlarda , elbetteki Üniversitelerde başta olmak üzere, sizler gibi Üniversitelilerin bundan sonraki hayatında sevgi, saygı ve hoşgörüye azemi özen gösterdiğinde engellerin daha kolay aşıldığını sizde göreceksiniz. Konuya bu açıdan da bakalım ve saygımızı, sevgimizi ve hoşgörümüzü artırmaya bakalım. Çünkü toplumun bu 3 duyguyu yaşamaya çok ihtiyacı var.
“Değerlerimiz” dersleri işte bunun için var ve bu dersi müfredata koyanlar çok güzel bir iş yapmışlar. “saygı, sevgi ve hoşgörü” değerlerini artırmak ve sizlerden daha çok önem verecek çocuklar yetiştirmek de sizin elinizde.
Bu güzel sorunuz için çok teşekkür ederim. Engelleri sevgi saygı ve hoşgörü ile aşmaları için de çevremizi bilgilendirmeye devam edelim. Derslerimize saygı ve sevgiyle, hoşgörü duygu ile çalışırsak o zaman daha iyi anlayacağımızı umuyorum. Bu duygulara çok önem veren Ebubekir Hocaya da çok teşekkür ediyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.