Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm Müslümanların sıkıntıya düştükleri her durumda kendilerine yardım etmişlerdir. Bazen sıkıntıda olmasalar da onlara yaptığı dualarla sıkıntıya düşmekten kurtarmıştır. Bu tür mucizelere örnek olması bakımından bir kaçını nakledelim.

1- Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, İslam ordusunun en kahraman komutanlarından biri olan Hazret-i Hâlid İbni Velid’e (Seyfullah’a) saçından birkaç tanesini verip, girdiği savaşlarda muzaffer olmasına dua etmiş. Hazret-i Hâlid, o saçları külâhında saklamış. İşte o saç ve duanın bereketi hürmetine, girdiği bütün harplerden hep muzaffer çıkmış.

2- Selmân-ı Farisî, Medine’li Kurayza Oğullarından bir Yahudi’ye satılmıştı. Uzun süre bu kölelikten kurtulamamıştı. Çok sıkıntı çekiyordu. Bu durumdan kurtulmak için devamlı dua ediyordu.

Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm, onu bu kölelikten kurtarmak için Selman-i Farisî’ye kendisini satın alanlarla görüşmesini bildirdi. Yahudiler onu kölelikten âzâd etmek için çok şeyler istediler. Yahudilerin anlaşmak için teklifi şöyle idi: Üç yüz hurma fidanının dikilmesi ve bin altı yüz dirhem altın verilmesi.

Selman-ı Farisi, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma geldi, durumunu bildirdi. Her bir Müslüman çeşitli sayılarda hurma fidanı getirerek Selman-ı Farisi’ye yardımcı oldular. Çukurlar kazıldı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, bizzat kendi eliyle, Medine civarında üç yüz fidanı dikti. Yalnız bir tanesini başkası dikmişti. Bir sene içinde, Resul-i Ekrem Aleyhis- salâtü Vesselâmın diktiği bütün fidanlar meyve verdi. Yalnız bir tek başkasının diktiği hurma fidanı meyve vermedi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm onu çıkardı, yeniden dikti de meyve verdi.

Böylece Selman-ı Farisi’nin hurma borcu bitmiş oldu. Yalnız altın borcu kalmıştı. Peygamber Efendimiz Aley hissalâtü Vesselâm, tavuk yumurtası büyüklüğü miktarındaki altına ağzının tükürüğünü sürdü, dua etti, Selmân’a verdi. Dedi:

“Git, Yahudilere ver.”

Selmân-ı Farisî tereddüt içindeydi, bu kadar altın borcumu nasıl ödeyecek diye düşünüyordu. Altını aldı ve istenilen miktarda tartıp alacaklılara borcunu ödedi. Bin altı yüz dirhem altın verdiği halde, o tavuk yumurtası kadar olan altın, eskisi gibi aynen duruyordu.

3- Ümmü Mâlik isminde Sahabe bir hanım, ”ukke” adı verilen küçük bir yağ tulumundan, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma yağ hediye ederdi.

Bir gün yine Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma yağ hediye etmişti. Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm da yağı alıp, ona dua etmiş. Sonra ukkeyi o hanıma vermiş ve kendisine şöyle ferman etmiş:

“Onu boşaltıp sıkmayınız.”

Ümmü Mâlik ukkeyi almış. Evlatları her ne zaman yağ isterlerse, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın duasının bereketiyle yağ tulumunda yağ bulmuş. Hayli zaman bu durum devam etmiş. Bir müddet sonra Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın ihtarına uymayıp, yağ tulumunu sıktıklarında, bereket kesilmiş. Yağ bitmiş.



Ahmet TULGANER