4- Yaşarken cennet ile müjdelenen on Sahabeden olan Abdurrahman bin Avf’a, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm malının çok ve bereketli olması için dua etmiş. Duanın bereketiyle çok fazla servet kazanmış. Zenginliğinin ve cömertliğinin ifadesi olarak bir defasında yedi yüz deveyi yükleriyle beraber Allah rızası için sadaka olarak verdiği bildirilmektedir.

5- Bir gün Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Urve bin Ebî Ca’de’ye, ticarette kâr ve kazanç elde etmesi için bereket duası yapmış. Urve diyor ki:

“Ben bazı günler Kûfe çarşısında alış veriş yaparken bir günde kırk bin kazanıyordum.”

İmam-ı Buharî’nin ifadesine göre:

“Toprağı da eline alsa onda bir kazanç bulurdu.”

6- Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm,Abdullah İbni Cafer’e mal çokluğu ve bereket için dua etmiş. Hazret-i Abdullah ibni Cafer o derece servet kazanmış ki, o asırda zenginliğiyle şöhret sahibi olmuş. Resul-i Ekrem Aleyhissa-lâtü Vesselâmın duasıyla elde ettiği servetinin yanında, cömertliğiyle de meşhur olmuş.

7- Bir gün Sa’d İbni Ebî Vakkas için Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm dua etmiş:

“Allah’ım onun duasını kabul et” demiş.

Bu dua üzerine Sa’d İbni Ebî Vakkas her ne için dua ederse, o duası kabul edilmiş. Bu bakımdan kimse onun bedduasını almak istemezmiş.

8- Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Ebu Katâde’ye şöyle dua etmiş:
“Allah, yüzünün güzelliğini kalıcı kılsın, Allah’ım! Saçını ve derisini kendisi için mübarek kıl.”

Bu dua ile Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm Ebu Katâde’nin hep genç kalması için dua etmiş. Bu duanın neticesi olarak, Ebu Katâde, yetmiş yaşında vefat ettiğinde, on beş yaşındaki bir genç gibi olduğu nakledilmiştir.

9-Meşhur şair Nâbiğa, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanında bir şiirini okumuştu. Şiirinde şöyle diyordu:

“Şerefimiz göğe çıktı; biz, daha üstüne çıkmak istiyoruz!”

Bu söz üzerine Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm latife olarak ona:

“Gökten öbür tarafa nereyi istiyorsun ki, şiirinde orayı niyet ediyorsun?” deyince, Nâbiğa dedi:

“Göklerin fevkinde Cennete gitmek istiyoruz.”

Ardından bir mânalı bir şiir daha okudu. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın çok hoşuna gitti ve ona şöyle dua etti:

“Senin ağzın bozulmasın.”

İşte, Resül-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın bu duasının bereketiyle, Nâbiğa yüz yirmi yaşına ulaştığında dahi ağzında bir dişi dahi noksanlaşmamıştır. Hattâ bazen bir dişi düştüğünde, yerine yenisi bir daha geliyordu.

10- Bir gün Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm, Hazreti Ali için şöyle dua etmişti:

“Yâ Rab, soğuk ve sıcağın zahmetini ona gösterme.”

Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın bu duasından sonra Hazreti Ali kışın yazlık kıyafet, yazın da kışlık kıyafet giyerdi. Ve derdi ki:
“O duanın bereketiyle hiçbir soğuk ve sıcağın zahmetini çekmiyordum.”

11-Resül-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm,Hazret-i Fatı- ma için şöyle dua etmişti:

“Açlık sıkıntısını ona verme.”

Hazret-i Fatıma demiş ki:

“O duadan sonra hiç açlık çekmedim.”

12- Bir gün Tufeyl İbni Amr, Resul-i Ekrem Aleyhissa- lâtü Vesselâmın yanına geldi ve ondan götürüp kavmine göstermek için bir mucize istedi. Resul-i Ekrem Aleyhis salâtü Vesselâm ona:

“Allah’ım, onun için ışıklandır” diye duada bulunmuş. O esnada iki gözü ortasında bir nur belirmiş ve o nur sonra değneğinin ucuna gelmiş. Bu bakımdan o günden sonra Tufeyl İbni Amr, “zinnur” diye meşhur olmuştur.

13- Ebu Hüreyre, bir gün Resul-i Ekrem Aleyhissalâ- tü Vesselâma, şöyle bir şikâyetinden bahsetmiş:

“Ben çok unutuyorum.”

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, mendil şeklinde bir şey açmış. Sonra, mübarek avucuyla gaipten bir şey alır gibi, öyle avucunu oraya boşaltmış. İki üç defa öyle yaparak Ebu Hü- reyre’ye demiş:
“Şimdi mendili topla.”

Toplamış. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın duasındaki manevi sır ile Ebu Hüreyre yemin ederek şöyle demiş:

“O hadiseden sonra hiçbir şey unutmadım.”

Şimdi de Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın dua ve temasıyla meydana gelen harika olayları nakledelim.



Ahmet TULGANER