Kör Piyangocu
Kör piyangocu tren istasyonunda dolaşıyordu. Bir elinde sopa diğer elinde piyango biletleri.
İstasyon insanları O’nu görüyor, O ise “Görüyor olsaydım bile sizi sallamazdım be!” edasıyla, dilinde pelesenk olmuş sloganı söylüyordu, sessiz bir çığırtkanlık içinde.
İstasyonda; Ankara’dan gelen trenlerin kıç, İstanbul’dan gelen trenlerin baş tarafının denk geldiği kısımdan başlayarak, kıçtan-başa baştan-kıça iki tur attı.
Kimi ağzı sigaralı kırk beş yaş babalar biletler, kimi üniversite öğrencisi kızlar kazı-kazanlar aldılar. Kırk beşlik babalar, muhtemelen bir iki gün sonra, o an bekledikleri trenin onları götüreceği şehirde bir köşebaşı büfeden çekiliş listesi alıp baktılar biletlerine ikramiye çıkıp çıkmadığına. Kızlar ise kazıdılar fakat bi bok kazanamadılar.
Kör piyangocu,bu trenlik satışı yeterli görerek, istasyonun çıkış kapısına doğru seğirtti. Sopasıyla önünde uzanan engellerle dolu yolu yokluyordu. Kah bir mazgal deliğinden içeri girdi sopası, kah sopaya zaten aşina bir kaldırım kenarını fordladı.
Bir yandan da sessiz sessiz bağırmaya devam ediyordu:
-Size de çıkabilir!
Kendi önüne neyin çıkacağını bilmeden.