- 239 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
“Belirsiz Eşik” ile Şiirin Renkleri
“Belirsiz Eşik” ile Şiirin Renkleri
"Belirsiz Eşik" Şair Fırat Werger’in Ekim 2022’de Anima Yayınları etiketiyle okurlarıyla buluşturduğu ilk şiir kitabı. Yirmi iki şiirin yer aldığı kitap altmış dört sayfa hacmindedir. Kitap "Dikişsiz Elbiseler" ve "Belirsiz Eşik" isimlerinde iki bölümden oluşmaktadır. Kitap ismini, ikinci bölümdeki aynı isimli bir şiirden aldığını görmekteyiz. Ek olarak şair, kitabını annesine atfetmiştir.
Şiirlerde başat tema, aşk ve kadın konusu üzerinedir. Bununla birlikte özgürlük (kuş) çocukluk, kızlar gibi yan temalar da kendisini hissettiriyor. Başka bir ifadeyle şair aşkın, kadının, çocuğun, özgürlüğün, mutluluğun diyalektiğini şiirlerle meczetmiş diyebiliriz. Bu şiirlerle şair, kısmen de olsa ruhunun çözümlenmesine imkân veriyor.
Şairin şiirlerinde gördüğümüze göre, şairin kelime haznesinin zenginliğidir. Yeni kelime üretme, kelimelerle oynama, kelimeleri değiştirme gibi cihetleri de taşımaktadır. Bu kelime çeşitliliğin de yer yer de olsa okura sözlük kullandırılmaktadır. "Abbara (geleneksel basık kemer yapı), alevçalısı yüreğim, balıkuykusu ruhum, iştar (ilkel el tezgâhı), sırlangıç, incinek (tütsü), perice, gideğen (gölün çıkış ayağı), aftos (sevgili), hevsel (Diyarbakır’da verimli bir toprak alanı), ansıma, aniye, sabura (gemilerin altına konan denge ağırlığı), hezaren, fado (Portekiz halk müziği), tenere ağacı" gibi bir kısmını, az kullanımda olan bazı kelimeler olarak sıralayabilirim.
Şairin şiirlerinde modern bir söyleyişle beraber geleneğimizin, klasik şiirimizin izlerini de görmekteyiz. Ama daha çok fütüristik bir bakışın yansımalarını görüyoruz desek yanlış olmaz. Şairin şiirleri, geleneğimizde olan "Ferhat, Şirin, neşide, Ömer Hayyam" gibi klasik anlatım kalıplarının ve kimi simgelerin yanında Yunan Mitolojisinden, antik çağ döneminden kimi karakterleri, çağrışımları şiirlerine taşıdığını da görmekteyiz. Hem dikkat celp eden hem de kıymetin nedeni olan nedret bu olsa gerek. "Odysseus, Athena, Kalypso, İkarios, Penelopeia, Telemakhos, Akhalar, Dulikhion, Same, Eugenia, Zakynthos, ’aşk dulcinea, dost rosinante, dağ sancho panza’, Dostoyevski, Mozart, Tarkovski, Don Kişot" gibi birçok ismi örnek olarak verebilirim. Bu anlatımlarla bir noktada batılı bir perspektif çizilmiş diyebiliriz.
Çok beğendiğim şiir bölümlerinin birkaçını da olsa burada paylaşmak istiyorum izninizle. "Duvarın kalbinden kopan çığlık" (sayfa 16), "en güzel tarih sayarım artık seni/ içimden damlarsın büyümemiş zamana" (sayfa 17), "yüreğinde milis telaşı kanatlandıran kuş" (sayfa 28), "ömrüm, bir erkeğin karnını yarıp içine doldurduğum/ doğmamış çocuklar yası. Çok geçmedi. Hiç geçmedi" (sayfa 51)
Şiirlerde aşk temasının önde olduğunu söylemiştim. Aşk olgusu daha çok kadın ve kız üzerinden tasvirleniyor. Ama kadın gözüyle yazılmış şiirleri de görmemiz mümkün. Aşk olgusunu kadın, kız, çocuk ve hatta aile olgusuyla bitişikte görmekteyiz. Bir kaç örneklemeyle de olsa bu söylemimin altını doldurayım izninizle. Bir şiirinde şair; “Kızıl saçlıya aşkımı anlat" demektedir. Başka bir şiirinde aşkı şu şekilde tanımlar şair. "Nerede kalayım? Sen de kalmalık bir yer göster/ kal’dır aşk, ince dalımın dökülen yaprağı/ içime suyunu çektiğim sal’dır aşk" (sayfa 41) Başka bir şiirde; "böyle başlar aşk boğumu" (sayfa 45) denmektedir. "Rüyalarımı sarsan bin bir kadın masalları" (sayfa 60) "Tenere Ağacı" şiirinden bir bölümle bu örneklemeyi nihayetlendirelim. "Her iyi cümle, kötü zaman ibriğinden/ her güzel aşk, cellât kavminden doğar/ tam şimdi bir deniz saatine ihtiyaç var/ okuduğundan emin bile değilim mektuplarımı/ bir potkalın içinde, çöl kumlarına saldığım/ oysa bir defa iki defa, üç, dört, bin... okumuş olsaydın" (sayfa 62) Bu örneklerde sadece aşk yok tabi ki. Şiirlerin sadece bir cihetinde aşk var desek daha doğru olacaktır.
Bazı şiirleri anlamakta zorlandığım ve bazı şiirleri kolay anlaşılır bulduğumu söyleyebilirim. Bu bağlamda şiirlerde göremediğim, eksik gördüğün yerlerde vardır muhakkak. Şairin yurtdışında yaşıyor olması ve bizim dışımızda farklı kültürlerle temas halinde bulunması böyle bir renklilik sonucunu doğurmaktadır diyebiliriz. Bu durum tabi ki de bir zenginlik kaynağıdır. Son tahlilde, şairin şiirlerinde biçem ve tavır vardır diyebiliriz. Son sözü yine şaire bırakalım ve kitap arka kapak şiiriyle yazımızı nihayetlendirelim. "Burada, yüzümün bahçesi solmuş/ alnım gölünü yıkar çıkmaz kokusu/ bunca hiçlikten açamıyor kendini çiçek/ ormanımı aç mektubumu yak burada/ bütün dönüş hikâyeleri eksik" Okunmasını tavsiye ederim. İyi okumalar.
İlkay Coşkun
06.11.2023
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.