- 352 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Kendince
İnsan, bir yazmaya çalışan biri olarak, dışarıdaki yağmur gibi dökülmek istediği yeri, yağmak istedi anı yakalasın ister ki, benim gibi ev hali, pek de yalnız sayılmayan biri için, bir meşguliyet sizi kopartırken bile, içinizden sürekli akarken düşünce ve duygular, o anda neyden sıyrılıp ya da neye konsantre olup dalmışsanız, sizi o şekillendirecek, dolu mu, sağanak mı, sakin sakin mi o belirleyecek gibiydi.
Dedim ya dışarıda gündüzden beri fırtına, habire dört bir yana savuran rüzgar, sonunda kendini yağmura bıraktı, insan yazarken bile dağılmak istemiyordu, o, inatla yatmayan duyguların düşüncelerin peşinden gitmek istiyordu, yazıp yazmamak arası, daha önce dedim ya parmaklarım yetişemiyordu o hıza ve telefonun ekranına...
Nerde kalmıştım, az önce elektrik kesildi biraz, hani beni anlaman belki zor, bulunduğum mekan ve şartları tasvir edecek, uzun metraj hikaye yazmalıydı
Basitçe akşamlari ev hali, arada gelip ayaklarınıza sarılan bir kedi, kendi yorgunluğu ve iç dünyasında gelgitler yaşayan, benle de paslaşmaktan çok şükür vazgeçmemiş varlığı gölgesine şükrettigim can yoldaş, bir eş olunca. Kendi halinizde kalmak için vakit, bazen köşe bucak yer kollamak, oda oda dolaşıp, bir sandelyeden bir tabureye, bir koltuğa geçmek gerekiyor, herkesin, kendine alanlar yaratması için bazen ve en çok mutfak ve balkonda buluyoruz kendimizi herhalde, saati kaç olursa olsun.
Belgesel, sanatsal, gerçek hikayelere dayanan film, gösteri izlemeyi seviyordum, seslendirmeler ilgimi çekiyordu elbette, ayrıca radar gibi tüm algıları açıp, bihaber olmaya çalışırken pek çok konudan, gündemden. Ve ne olursa olsun, bulunduğum bu ortama da, akışa uyumlu olmak adına, fırsat buldukça şiir ekleyebilmek nasip olsun dileyerek, bazen görünür olsam da, sürekli telefonla gezer bir halim yoktu.
Bu gece seyiir yolculuğuma, belki sadece son sahnesini yakaladığım, bir filmin sonunda geçen, o kısa şarkı eşlik ediyordu, hatırlayabildikce
"İstiyorum
İstiyorum
Sadece bir melodi olarak kalmak
Yalın bir ses olmak"
Bana daha önce yazdığım bir şiirimi ve izlediğim Her Salı Morie ile filmini hatırlatarak.
Konusuna tam vakıf olamadığım yeni gösterim film sonrası, beni, bir düş olmayan, ilginç bir şekilde eklediğim şiire cevap verir bir belgesel karşılıyordu,
"Dağlar çağırdı ve Gitti" önsözlü belgesel biyografide, Bir ormanda yıllarca cesaretle, biraz yaşadıklarına inat, tam bir doğa insanı olmuş Fatma Teyze karşılıyordu, çok uzaklarda bir Karedeniz yaşamından, insanın aldığı yolda, ona biçilen rol ya da roller yanında , başına gelenler ve kendi iradesiyle seçerek ,nasıl yürümek istediğine, kendince iyi kötü ama öyle güzel örnekti ki, Yalnız ama Doğasını korumak adına yaptıkları ile dolu, ağaçlara, ormana, toprağına sarılmış bir el uzanıyordu, finalde…
İnsan sarılmak istediğine Sarılmalıydı, kendince ve sımsıkı...
YORUMLAR
Semiha hanım öncelikle o kediye dikkat edin balkon veya pencerelerden atlıyorlar bu şekilde çevremde iki kedinin öldüğünü biliyorum.
Gelelim şu sarılma meselesine
Valla yok öyle bir dünya
Bu sarılma işleri müşkilat ister
Hele birde sımsıkı
Karaborsa da bile bulmak mümkün değil yani.
Ütopyalar yaşamaz belleklerde yaşatılır
Oysa gerçekler acı ve sevilmez
Keşkelerle yatıp keşkelerle kalktıgımız
Çok zamanlar olmuştur ve olacaklardan
Neyse ki yazarların kalemleri beyaz sayfaları ve umutları vardır.
Yazarak gönül dünyalarını dingin leştirmeyi başarıyorlar.
Güzel bir yazıydı kaleminize sağlık olsun.
İyi çalışmalar
Semiha Türkmen Çiçekoğlu
Değişim kaçınılmazdır. Hiçbir şey göründüğü gibi değildir önce onu belirteyim, Ayrıca hayatı fazlası ile, çok ciddiye alan biriyim, küfrü de hiç sevmem, çok teşekkürlerimi sunuyorum, size de iyi çalışmalar diliyorum