OYUNCAK AHŞAP EV
Herkes biraz çocuktur... Her çocuğun bir isteği vardır... Her isteğin bir sınıfı, her sınıfın bir sınırı vardır... Çocuklar için isteklerin büyük küçük olması önemli değildir... En küçük görünen istekleri; aslında hiçbir sınıfa ve sınıra tabii değildir... Çocuklar istekleri yerine getirilmediği zaman yerlerinde duramaz... Yalnız istediğine ulaşmayı arzu eder... Başka hiçbir yol aramaz... Hiçbir çocuğa teselli yaramaz... Her çocuk yaramazdır, afacandır; heyecandır çocuklar için elde edilemeyen istekler... Canından bile değerlidir bazen...
Bir oyuncak ev... Sadece ahşaptan yapılmış oyuncak bir ev... Oyuncakçı dükkânında; cam bölmedeki oyuncak evi almak en büyük isteğiydi... İçine milyon kere saraylar, apartmanlar, hazineler sığardı sanki... Bir yandan okuyor bir yandan da çikolatacıda çalışıyordu küçücük bedeniyle; kocaman kalbiyle... Ağzının tadı bozulmuştu belki... Üç yüz Lira değerindeki oyuncak evi almak istiyordu, fakat kazandığı parayla engelli annesine bakmak zorundaydı.
Bir gün oyuncakçı dükkânına girdi. Dükkân sahibine yalvarırcasına oyuncağı istedi... Parasını daha sonra ödeyeceğini söyledi. Söylediği ciddiye alınmamıştı... Ne dediyse nafile... Kapının önünde ağlamaya başladı... Dükkân sahibi sinirlenip; çocuğu azarlayınca, zavallı korkusundan yola attı kendini ve otomobil çarptığında talihsiz bir şekilde can verdi...
Ne kadar acı üç yüz Lira değerindeki; sıradan bir oyuncak ev yüzünden, bir çocuğun hayata gözlerini yumması...
Aradan birkaç gün geçti ve oyuncakçı; gözyaşları içinde küçük bedenin mezarına geldi... Oyuncak evi başucuna bıraktı...
Fakat kara toprağa hiçbir faydası yoktu, bu davranışın... Belki vicdan azabını kısmen dindirecekti...
Yağmur yağdığına mezardan yavaş yavaş uzaklaştı... Yağan yağmurla birlikte mezarı ve başucundaki oyuncağı da sırılsıklam oldu çocuğun... Allah; öteki dünyada sana en güzel cennet bahçelerini nasip etsin... Arkanda gözü yaşlı çok insan bıraktın ama sen sonsuza kadar ağlama... Elveda...
İnsanların değerini, kıymetini ölmeden önce anlamalıyız... Hani derler ya; neye yarar yaşadığı zaman sevemedikten sonra toprağını sevmek?
İbrahim Halil MANTIOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.