DEVRİMCİ
Biri dolandırıcı, biri kalpazan diğeri de düşünce suçlusu üç mahkum cezaevinden dışarıdaki arkadaşlarının yardımıyla firar etmiş.
Geçici olarak bir barınağa yerleşmişler. Daha sonra dışarıdan yardım eden arkadaşları onlara yiyecek, elbise ve bir çanta dolusu sahte para tedarik etmiş.
Bir süre sonra başka şehire kaçmak için plan yapmışlar. Ve gün gelince yola koyulmuşlar. Vapurla kaçmaya karar verip kalkacağı vakti hesaplamışlar. Limana giderken dikkat çekmemek için ayrı taksilere binmişler.
Taksiler birer birer limanın yakınına gelmiş. Ve üç mahkum sorunsuz bir şekilde vapura ulaşmış.
Aralarında muhabbete başlamışlar:
Dolandırıcı, kalpazana bakarak sahte parayı taksiciye verdiğini söylemiş ve sormuş:
"Ne oldu? Senin şoför şüphelendi mi sahte paradan?"
Kalpazan:
"Ben bile ilk gördüğümde zor anladım. Tabii ki şüphelenmedi."
Bu kez düşünce suçlusuna yönelmiş ve aynı soruyu sormuş.
Düşünce suçlusu:
"Ben adama para vermedim. Cezaevinden kaçtığımızı söyledim. ’Eğer, beni polise şikayet edersen, arabana beni aldığın için sen de yanarsın.’ dedim korktu." demiş.
Kalpazan:
"Oğlum, sen manyak mısın? Paralarımız zaten sahte!.. Versen zarar etmezdin ki..." deyince düşünce suçlusu:
"Yolda biraz muhabbet ettik. Onun oğlu da cezaevinde yatıyormuş. Yarın görüş günü olduğunu söyledi. Harçlık verecekmiş." şeklinde cevap vermiş.
Dolandırıcı:
"İyi de sana ne bundan?" deyip şaşırmış.
Düşünce suçlusu da:
"Oğlu devrimciymiş..." demiş.
İbrahim Halil MANTIOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.