O da geçer..
Bazı kapıları kapatırken içeriden kilitlememiş olsan da, kimsenin çalmaması ve senin içeride hep o zil sesini bekliyor oluşun, en güçlü sandığın anlarına görkemli bir yenilgi düşürüyor.
Kimseye hatta kendine dahi itiraf edemediğin, ama "keşke" de hiçbir zaman demeyeceğin, anlamını tarifleyemediğin o duygu gelip bir Ekim akşamında göğsünü yumrukluyor..
Aynaya bakıp bir zamanlar hata olduğunu bildiğin ya da bilmediğin tüm o yaşamaya tahammül ettiğin şeyler için zamanda nasıl da ziyan oluşunu seyrediyorsun.
Bazı idrak edişler çok geç geliyor. Önüne bakman gerek evet ama artık gözlerini açmak bile istemiyorsun.
"Yeniden başlayabilseydim eğer.." diye geçirip içinden, her şeyin çoktan bir masanın örtüsünü çeker gibi devrilip gittiğini hatırlıyorsun.
Üzgün olmak da bir duygu durumudur ve elbette o da geçer, her şey gibi..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.