- 404 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Cumhuriyet İçin Semaha Durmak
’’ CUMHURİYET İÇİN SEMAHA DURMAK"
- - İsmail TEMİZ Dede ve Amcam Vahap DURAK’ ın yıllar önce Köyüm KARACA’ da birlikte yürüttükleri ve döndükleri semahları hatırladım...hele bir örneği var ki; daha çocuktum o zamanlar(1971-1972) 5-6 yaş var yoktum...
-- Birkaç gün öncesinden öğretmenlerimiz haber verdi; Malatya Valisi bizim köye gelecek ve Cumhuriyet Bayramımızı kutlayacaklar diye.
--O gün geldi, o gün Cumhuriyet Bayramıydı. Benim ilkokula yeni başladığım seneydi. Ancak sınıfımdaki öğrencilerin çoğundan küçüktüm belki de en küçükleri ve çelimsiz olanı bendim ve bundan dolayı okula kaydımı yapmadılar. Okuma yazmayı ufaktan ufağa söktüğüm için beni babam erken göndermişti okula.
-- Babam okumayı çok istiyormuş ancak dedem köyde iş çok diye babamı ilkokuldan sonra göndermemişler. Ha keza annemde öyle. Babamla birlikte ilkokulu okuyan arkadaşlarının neredeyse tamamı okuyup ve babamın deyimi ile büyük adam olmuşlar. Kimisi hâkim, savcı, avukat, mühendis ve üst düzey bürokrat v.s… Babam bu sebepten dolayı diğer iki kardeşim gibi ailemizin ilk çocuğu olan beni okutmak ve okuyup büyük adam olan arkadaşları gibi olmamızı çok istiyordu. Kardeşlerime model ben olacaktım. Belki de hayatındaki en büyük muradı buydu.
--Babam zaman zaman bana derdi ki; Bak oğlum: ben küçük bir çiftçiyim, yaz-kış, gece -gündüz, toz-toprak, çamur-çepel, sıcak-soğuk, yaş-yağmur demeden ve çok günler uykuya hasret, uyku gözlerime harammış gibi ser-sefil çalışıyorum ama bir insan gibi yaşayamıyorum. Bugün benim ilkokul arkadaşlarımla dahi ha deyince görüşemiyorum, ulaşamıyorum. Onların toplumda bir saygınlıkları var, gittikleri yerlerde ve hatta onların adları dahi bir toplumda söylenince herkes onlara saygı ve hürmet gösteriyor. Ben dahi kapılarından ha deyince giremiyorum, şapkamı çıkarıp, önümü ilikleyip, üstümü başımı toparlayıp ancak öyle girebiliyorum odalarına. Ve ancak müsait olduklarını ve görüşmek istediklerini söyleyip izin verirlerse… Oysa, ilkokulda okurken ben onların çoğundan daha başarılıydım. Bugün hâkim, avukat, olan arkadaşlarımın çoğuna ben evimizde ders verir, ödevlerini yapardım. Deden beni okutmadı, bir şey olamadım, cahil kaldım ve buradayım. Ama bak! Onlar okudu, insan gibi yaşıyorlar, tertemiz elbiselerinin içinde, tüm saygınlıkları ile medeni bir beyefendi, hanımefendi gibi yaşıyorlar. Bunla birlikte birde bana bak! Yol, yolak bilmez, bir devlet kapısına gittiğimde ezilip, büzülüyorum... ve tüm çabalarıma rağmen bir çamurun içinde debeleniyorum, yaşamak için! Sizler için!... Sen okuyacaksın! Gerekirse üstümde başımda ne varsa satıp, savıp yine seni okutacağım! Benim gibi, bizim gibi cahil kalmayacaksın! Ve ATATÜRK gibi memlekete çok hayırlı olacaksın! Ve ilkokuldaki okuyan arkadaşlarım gibi okuyup büyük adam olup insan gibi yaşayacaksın! Sen bizim gibide yapamazsın. Yoksa sonun aynı bizim gibi olur! Belki de daha kötüsü, derdi.
-- Oldukça soğuk bir hava ve rüzgarı, ayazı keskin esen bir günde öğleden sonra ikindi vaktine yakın okulumuza gelen Vali Bey, Cumhuriyet Bayramımızı ve bu bayramı Türk Milletine armağan eden kurucu önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ü, yol-dava arkadaşlarını, gazi, şehit tüm atalarımızı saygıyla anan ve bayramımızın önemini ifade eden konuşmasını yapıp bizleri ve köy halkını tebrik ettikten sonra törenin bitimine doğru asıl köy halkının bayramını kutlamak üzere köyün ileri gelenleri tarafından Vali Bey’e usulünce bilgilendirilip rica ederek yanındaki il devlet erkanı ile birlikte misafir edildiler
---Zamanın Malatya Valisi, İl devlet erkanı ve diğer misafirler oldukça kalabalık olduğu için köyün misafir ağırlayacak yeterli büyüklükte ve geniş evlerinden olan Dedem Ali Rıza DURAK’ın konağına misafirlerin bir kısmı, diğer kısmı ise hemen duvar duvara bitişiğindeki İsmail ELİAÇIK amcanın konağında en az dedemin konağındaki odalar kadar büyük odalarında misafirler oturulup, sofralar açılıp ağırlanmışlardı.
--Sohbet epeyce ilerlemişti bir ara Malatya Valisi, Dedeme dönerek; Ali Rıza sizlerde bir Semah varmış, hep duyarım ama hiç görmedim, nedir bu Semah’ diyerek Dedemden açıklama bekledi. Dedem bunun üzerine, Vali Bey’e hitaben; ’Vali Bey, Semahı anlatmakla anlaşılması güçtür, anlaşılması için de yaşanması icap eder’ dedi. Ve Dedem oturdukları sofradan kalkarak, en başta siyah paltolu ve siyah fötür şapkalı Vali Bey ile İl devlet erkanını dışarı buyur etti. Şaşkındı Vali Bey ve yanındaki İl devlet erkanı ve bir o kadarda Dedemi pür dikkat izliyorlardı, vali bey ve il devlet erkanı.
- - O güne kadar, devlet erkanı sayılabilecek köyde öğretmenler, yılda bir iki kere köye aşı için gelen iğneci dediğimiz sağlık memurları ile bağlı bulunduğumuz Yazıhan bucağından arada bir köy muhtarlığına bir çift jandarma ile gelen karakol komutanı başçavuş’ dan başka devlet erkanı görmeyen ve hayatında ilk defa Vali görmüş olan bende hiç bir şeyi kaçırmamak için sanki fotoğraf makinesi gibi silinmemek üzere hafızama kayıt ederek izliyordum Vali beyi ve yanındaki devlet erkanını. Orada bulunan kalabalık Köy ahalisi de benden pek farklı değildi. Nerdeyse tüm köylülerimiz evimizin önündeki geniş ev-damının üzerinde açık alanda toplandı. Gece olduğu için meydanı aydınlatmak amacıyla, ilk önce bir-iki Lüküs lamba, gaz lambaları (o zaman köyde elektrik yok) getirildi, sonra meydana içi hasır dolu bir halı yastığı, düğününe gün sayılan Leyla Halamın çeyizliğinden çıkarılmış ve kılıfından henüz çıkarılmamış bir yeşil koltuk ile sandalyeler getirtildi. Vali Bey’e o esnada kılıfından yeni çıkarılmış koltuk(halamın ceyizliğinden), ve diğer misafirlere de sandalye verilerek yerlerine oturdular. Dedem Ali Rıza’ da, içi hasır dolu bir halı yastığının üzerinde bağdaş kurup oturdu.
--Köy Ahalisi ayakta, Dedemin ve misafirlerin önünde geniş boş bir daire çizdiler. Dedem; ’Bana Curamı getirin’ dedi ve o meşhur Curası getirildi, Dedeme Saygı ile verildi, Dedem de saygı-sevgi muhabbetinde bir hürmetle, sanki bir çocuğunu sever gibi Curasını aldı eline. Tam hatırlamıyorum ama sanırım ’Ya Allah, Muhammed, Ali, Hünkâr Hacı Bektaş-ı Veli’ diye Curayı çalmaya başladı... Hele de O Semah, KIRAT Semahı; Dedem Ali Rıza Zakirliğin’de İsmail TEMİZ Dede ve Amcam Vahap DURAK semahın başında olmak üzere tüm köy ahalisi Bir semah dönmüş ve yürütmüşlerdi. Neydi O Ya!... sanki semahı onlar dönmüyor da dağlar, taşlar, kuşlar, ağaçlar, dereler, çaylar birlikte semah dönüyordu, her biri ayrı ayrı yerinde gibi görünüyordu ama hissettiğim bunların her bir canlısı cansızı birbirleriyle sonsuza dek ayrılmayacak şekilde bir aşk sıcaklığında ve içtenliğinde kucaklaşmış gibi, sanki canlısı cansızı ben olmuştum ve ben olmuştum canlı cansız ne varsa ...O gün öyle hissetmiştim. Dedem Duaz-ı İmam-ı Okudu(ya da Mersiye), KIRAT Semahını okudu ,semah dönüşü-yürütümü yapıldı ve bitti.
- - Siyah paltolu, Siyah Fötür Şapkalı Vali Bey Dedeme; birkaç kez ’Ben böyle bilmiyordum Ali Rıza’ dedi(Niye böyle dedi halada bilmiyorum). Vali Bey Çok duygulandı, en azından öyle görünüyordu, gözlerinin içi parlıyor gibiydi ya da bana öyle geliyordu. İl devlet erkanı da öyle memnun görünüyorlardı. Köylülerimizde Devlet erkanını iyi ağırlamak için ellerinden geleni yaptılar. Başta Vali Bey ve il devlet erkanının memnun kalmaları köy ahalisini de memnun etti. Vali Bey övgüler içeren kısa bir konuşma yaptı, tam olarak neler dedi hatırlamıyorum ve daha sonra köylülerimizle selamlaşarak o eski geniş yaylı makaslı arabalara binerek, benzin ve toprak yolun toz kokusu bırakan arabalarla köyümüzden ayrıldılar.
- - Sanmam ama merak ederim KIRAT semahını İsmail TEMİZ Dede ve VAHAP DURAK Amcam birlikte yürüttüğü ve döndüğü semah’ dan daha güzel yürüten ve dönen var mı diye? Sanki her biri bir Turna gibi Kanat Çırpar ve Süzülür, Kırat gibi Şaha kalkar, Çark eylerdi. Onlar Semah dönünce ben ise rezonansa gelir ayağım yerden kesilirdi. Ayağımın hareket ettiğini görür ama hissetmezdim, beynim görmediğini hisseder, hissettiğini görürdü, yani tam bir içsel aşk hali ...Ne güzel! İnsanı Özüne Döndüren Bir Sevgi Yolunda, Koşar Adım Yürür gibi...
-----
Yazan: Abbas DURAK (25.12.2013)
Not: Yukarıdaki fotoğraf, Köyümüzde öğretmenlik yapmış olan Sayın Adnan KARA Öğretmenim’e aittir. Kendilerine çok teşekkür derim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.