- 376 Okunma
- 4 Yorum
- 4 Beğeni
HAMAS VE HAMASİ NUTUKLAR
HAMAS VE HAMASÎ NUTUKLAR!
Efendim son günlerde insani ve dini vicdanların hassasiyeti gereği sosyal medyada dua, ah-u zar, boykot ve cihat çığlıkları yükselmekte. Amin. Yardım kampanyaları da başka bir yönü. Velakin savaş başka birşey. Kefen giyinip savaşmaya gidelim diyen bir Sn Devlet Bahçeli’den başkası olmadı.
Bu durum bana Dede Korkut Hikayelerinden birini hatırlattı. Hikayeye göre Deli Dumrul bir gün köprüde Azrail ile karşılaşır. Azrail der ki senin vaktin geldi. Canını alacağım. Deli Dumrul şaşırır. Nasıl olur der. Ben yiğitim bileğim güçlü kılıcım keskin gözüm kara . Düşmana aman vermem savaşırım. Daha yasım da genç. Evlatlarım küçük evde genç evdeşim var. Ecelin sırası nasıl bana gelir diye Azrail e dil döker. Hikaye bu ya; Azrail de der ki madem ölmek istemiyorsan git senin yerine canını verecek birini bul! Deli Dumrul rahat bir nefes alır tamam der bulacağım. İlk aklına gelen babasıdır. O hem yaşlı hem Dünyadan hevesini almış benim için canını seve seve verir der. Soluk soluğa babasına gider. Babaamm babamm diye başlar söze. Sen ki benim atamsın gençliğinde şöyle yiğitmişsin şöyle yapmışsın böyle yapmışsın ömrünü safanı da cefanı da sürüp bu güne gelmişsin. Bütün muradlarını almışsın. Başıma geleni sorma! Az önce Azrail yolumu kesti benden canımı ister! Vermek istemedim o zanan git senin yerine canını verecek birini bul dedi. Benim evlatlarım.küçük hanımım taze ben daha ölmek; çin gencim. Babam! Benim yerime canını verir misin?
Babasının yüzü birden değişir. Oğul oğul can oğul diye söze başlayıp. Evet dediklerin doğrudur ama... deyip anasının yalnızlığını bir iki yarım dünya işini bahane ederek kırk dereden su getirir oğlu için canını vermek istemez. Sen anana git o sana kıyamaz acıma dayanamaz . Canından cansın. O senin için canını esirmemez der. Deli Dumrul koşarak anasının yayına varır. Gözlerinde biraz dehşet vardır. Anaaam anaaan can anamm diye ünler. Anası oğlunun kanter içinde kaldıgını görüp endiselenir hayırdır oğul bu ne hal der. Sorma anam başıma geleni. Azrail yolumu kesti. Benden tez zamanda canımı ister. Ne yigitligim ne kul çim ona söz geçiremedi.Benim yaşım genç evlad-ı ıyalime doymadım büyütemedim dedim. Madem canını vermek istemezsin git yerine canını verecek birini bul dedi. Babama gittim o kendince sebepler söyleyip canını vermek istemedi. Ama anana git o seni candan sever senin ölümüne dayanamaz olsa olsa sana canını ancak o verir dedi ve beni sana yolladı der.
Anası bu sözü duyar duymaz vay. Oğulll diye bağrını dövmeye feryad figan ağlamaya başlar. Oğluna övgüler düzer sevgisine dair büyük laflar eder. Deli Dumrul tam anam benim için canını verecek diye umutlanacağı sıra anası birden sakinleşip ama... diye sözlerine devam eder. Ama ben ölürsem baban yalnız kalır ona benden başka kimse bakamaz o benim can yoldaşım onu yalnız koyamam, işte daha şunu şunu yapacaktım bahaneler sıralayıp kısaca vakti saati gelmeden kendi vadedini yaşamak istediğini ve canını veremeyeceğini ifade eder.
Deli Dumrul şaşkındır.Duyduklarına inanmakta güçlük çeker ama yapacak bir şey de yoktur. Peki anam deyip huzurundan ayrılır. En güvendiği iki kişiden red cevabı almıstir.
Bir kenara çekilir düşünür. Vakti de gittikçe daralmaktadır. Aklına evdeşi gelir. El kızıdır küçük kuzuları vardır kendi yaşlı anam babam benim için canını vermedikden sonra ben ona bunu nasıl söylerim diyerek ölmeden önce son defa eşini evlatlarını görmek üzere ve eşinden utana sıkıla kendisi için canını vermesini istemek, Azraille konuşmasını anlatmak üzere evine gider.
Evi cümbüş yeri gibidir. Eşi yigidini ayakta hürmetle karşılar çocukları koşup babaaa babaaa diye bacaklarına sarılır. Sevinmişlerdir baba geldi diye. Lakin Deli Dumrul un yüzü değişiktir. Hanımı hemen yüzünd n anlar hayırdır yiğidim bu ne hal diye sorar. Sen ki şöyle yigitsin böyle namin var seni bu halde hiç görmedim der. Deli Dumrul evlatlarını kucaklayıp öpüp kokladıktan gönüllerini hoş ettikten sonra hanımını bir kenara çekip sorma başıma geleni hatunum der. Bu gün Azrail yolumu kesti benim ecelimin geldiğini söyleyip canımı istedi... Diye söze başlayıp bütün olanı biteni anlatır. Bilirim ki sen de gençsin kanasın küçük evlatlarımız var el kızısın senden canını istemeye yüzüm bile olmaz ! Sizi son defa görmeye geldim der demez hanımı atılır.
O nasıl söz yiğidim der! Sen olmadıktan sonra bu dünyada olmanın tadı ne? Bir değil bin canım olsa sana feda olsun! Yürü gidelim.Senin yerine ben Azraile canımı seve seve veririm der.
Velhasılı kelam, ağlaşırlar sarışırlar ama elele tutuşup yola revan olurlar. Azrailin Deli Dumrul un yolunu kestiği yere varırlar. Gerçekten de Azrail olduğu yerde hâlâ beklemektedir. Deli Dumrul, babasını anasını anlatır bir de evdeşini anlatır. Kendisi yerine eşinin can vermek istediğini söyler...
Efendim, hikaye bu ya! Azrail Deli Dumrul’a der ki eyy yüreği cesur kılıcı keskin yiğit. Senin ecelin daha gelmemiştir. Lakin ben seni sınadım. Evdeşinin kıymetini bilesin diye. Var git ömrünü yaşa!..
...
Biz de Gazze ile sınanıyoruz. Ülkücülerin kıymetini bilin! O yardım tırları kuyrukta bekliyor Gazze parayla kurtulmaz. Öyle olsa Arap şeyhleri ne güne duruyor? Okuduğunuz için teşekkür ederim.
YORUMLAR
Güzel bir yazınız olmuş Bulem hatun hanımefendi
Can-ı gönülden kutlarım sizi
Sevgi ve selamlarımla efendim
Bulem hatun
Mehmet İmran Sevinç
Günaydın Bulem hatun hanımefendi
cem3453 e yazacağınız cevabı sehven bana yazmışsınız
Kan gölüne benim gülmem mümkün değil
Hele hele Mescidi Aksa ve Gazze'li din kardeşlerimin haline üzülmekten başka bir halimin olması da mümkün değil
Sevgi ve selamlarımla
Türklük ikiye ayrılmış durumda, islamcılar, ümmetçiler ile çağdaş muasırlar türkçüler. filistini yine türk kurtarır lakin... bize bir nebukadnazar veya cengiz han lazım. ya da yarın bir gün robot askerler sürülür piyasaya çeliğin karşısında etten askerler ve insanlar bir şey yapamaz fazla. kim robot insanı yapmayı becerirse bu yüzyılı ve sonrasının egemen gücü o olacak. o da istediği düzeni kurar sonra.
robor teknolojisi veya robotton kurulmuş askeri birlikler yeni çağın kapısını açacak gibi....
lakin tüm bunlar olurken akacak kanın da haddi hesabı olmaz. umarım dünya üstündeki 80 ve öncesinin nesilleri 3 . dünya savaşını başlatıp sonraki nesillere bir savaş mirası bırakmaz.
canın ve canlının pek bir önemi kalmadı sanki. vicdan rahatlatmasınlar ihtiyarlar, sefere mi çıkacak bu sefer tarih tersinden işlesin gençler savaş kararı versin ihtiyar siyasetçiler savaşsın.
netanyahu kendini kurtarmak için hamasa sarıldı, hamas kendini devam ettirmek için acıya ve dine sarıldı, gerisi mi ölen ölsün kalanlarla yola devam mı? yeniden tanrının dünyaya biçtiği kanun işlesin mi? alta kalanın canı çıksın. dünya bu maalesef.
ülkücülük mü dediniz? yeni çağın yapısında tanımını yeniden düşünün, lakin 80 ve öncesinin anlatıları ile değil. Yeni çağda ülkücülük nedir? bana kalırsa, kalmaz da; ülküler bir an önce teknolojik insan yapımında bir kuram veya enstittü veya fabrika kurmaya başlasınlar.
velhasılı anadolu umarum bir köle toplama yarımadasına dönüştürülmez önümüzdeki çağda. çünkü dünya hiç olmadığı kadar gerildi, zaten dinistlerin istediği ve bildiği ahir zaman çıkarımları ve din savaşı. sonra ver elini kıyamet kopsun ne olacaksa olsun. tüm hazırlıkları bu savaş için değil mi?
yukarıdaki hikayeden ne anlamamız gerekiyor; deli dumrul; kendi canı için ata anne ve eşinin mi ölmesini istiyor. bu nasıl yiğitlik, bizim bildiğimiz yiğitler kendini feda eder, azrail da ona ben seni sınadım mı diyor, yeni çağın çok gerisinde bir anlatı. bir şekilde son 5-10 bin yıllık dünya kültürünün yansımaları.
delirmezsek iyi bu çağda.
üstadım; yeni çağ, geçtiğimiz 5-10 bin yıla benzemiyor. sonumuzun ne olacağının da bir önemi pek kalmadı bu çağda.. çünkü zihinler hiç olmadığı kadar patlama noktasında..
acınızı paylaşıyorum lakin elden bir şey gelmez. saygılarımla..
Mehmet İmran Sevinç
Birincisi dünyevi görüşlerimiz zıtlıklar modunda ve yazılarınız hep islam karşıtlığında
İkincisi de saklısınız kim olduğunuz meçhul
Ama şu bir gerçek ki dil yetiniz ve edebi diliniz üst düzey de
Aslında Bulem hatun hanımefendinin bu güzel yazısına yorum yazacakken sizin yorumunuzu okuduktan sonra yazmayı yeğledim
Sizin yorumunuza da cevap yorumumu yazmayacaktım ama '''hamas kendini devam ettirmek için acıya ve dine sarıldı''' cümlenizden dolayı yazmadan edemedim
Çok sığ görüşünüz olmuş halbuki sizin bilgi seviyenizin de üst düzey de olduğunu düşünüyordum ama HAMAS hakkında hiçbir bilginizin olmadığını anladım ya da böyle bir cümleyi kullanmayı tercih ettiniz
Her neyse pek önemli de değil
Siz HAMAS'I öyle bilin biz çok farklı biliyoruz HAMAS ve o muhteşem HAFIZLAR ordusu olan HAMAS'IN EL KASSAM TUGAYLARINI
Müslüman Türk olarak şahsım adına HAMAS ve EL KASSAM TUGAYLARI her zaman baş tacımdır
Yine de gönül dünyanıza mütenasip bir ömür dileklerimle meçhul olan Yinsanı yazar arkadaş