- 167 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Öğretmenim
23 Nisan hazırlıkları devam ediyordu. Okulun sevilen, bütün velilerin memnun olduğu Türkçe öğretmeni bütün sınıfı kantin katında yer alan boş salonda topladı ve o küçücük yavruların beyinlerine kötü talimatlarını vermeye başladı.
Yüksek sesle bağırıyor, gücünü hakimiyetini gösteriyordu.
"Özellikle kızlar etek giyecek. Hem de mini etek"
Birkaç kız benim babam giydirmez öğretmenim dese de, öğretmen o nefret dolu sözlerini tekrar etti hiç korkmadan ve daha yüksek sesle.
"Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz?
Burası İran mı? Yoksa ben mi yanlış anladım..
Mini etek altı üstü kapalı. Zaten uzun eteklerinizi belinize çekerek,kısaltıyorsunuz, ne farkı var". diyerek üste çıkıverdi öğretmen.
Ne dediysem o olacak dedi ve kestirip attı.
Buna şahit olanlar vardı, ama susmayı tercih ettiler çünkü şikayet ederek işimizden ekmeğimizden oluruz diye düşündüler ama bir yandan da öğretmene çok kızıyorlardı. Gözlerinde kendi çocuklarının düştüğü durumu düşünüyor ve zavallı çocuklarımız diyebildiler sadece..
Öğretmenin dediği oldu, velilerden hiçbir tepki gelmedi, çünkü öğretmen ne derse o olur.
Fikri olan daima Hak’tan ve haklıdan yanadır diye düşünen kahraman deniz kızı susmadı çünkü müdürde aynı fikirdeydi öğretmenle, deniz kızı üzüldü ama çocuklara daha çok üzüldü ve anne babaları uyusada onları kurtarmalıydı. Herşeyi göze alan deniz kızı karada yüzerek açık kapıdan girdi içeri, durumu izah etti..
Deniz kızı başka başka kişiler ile de durumu istişare edince gerçekleri öğrendi ve daha da üzüldü, ne yazık ki öğretmenlerimizin %80-%90 bu durumdaydı.
Deniz kızının aklına şu beyit düştü.
Kalemin önemi;
"Doğru olan kaleme, eğri yazdırma yazar
Kalem eğri yazarsa, millete mezar KAZAR"..
Hayırlı olsun yeni nesil yetişti ataist, deist, dinsiz imansız gelir aklıma yahudi ve hristiyanlara geçmişte ev sahipliği yapan devletimiz var.
Ama deniz kızı bir yandan da çok seviniyordu. Çünkü bir lider vardı ve Kuran’a ve Sünnete sarılan, gerçekleri hakikati toplumun bu acı tablosunu gören. İşi çok zordu ama başaracağına inanıyordu çünkü zeki bir eşe de sahipti onu destekleyen ve çok güçlü bir kadındı nesli kurtarmak için vazgeçmeden deneyen.
Önce öğretmenler gününüz kutlu olsun nice mutlu senelere inşallah der ve canı gönülden ister ki deniz kızı, din ve ahlak bilgisi dersi ilk önce bütün öğretmenlere zorunlu hale getirilsin. Allah’ın ruhlarına üflediği iman ruhunu kimseler söndüremeyeceğini herkes önce kavramaya çalışmalı diye düşündü.
Aynı zamanda önce öğretmenlere zorunlu olarak Kuran dersleri getirilsin. Kur’an’ın anlamı önemi kavransın İLMİHÂL olsun inşallah derslerin arasında ölüm her an kapımızda öğretmenim diye seslendi deniz kızı en tepelere..
Sen düzelmezsen, toplum nasıl düzelecek öğretmenim.
Toplumu yetiştiren kadınlar değil mi onlar düzelirse herşey düzelir, onların dokunduğu yerde kötülük var mı acabaa hanımefendi.
Yüzleşmek.. Kuran ile yüzleşmek acıdır ve acıtıyor öğretmenim kul hakkına nasıl da girdiğini anlayıp insan çok geçmeden Tövbe-i Nasuh ile unutmayalım.
Ve şimdi yetiştirdiğin Kuran’a ve Sünnete ters olarak söylediğin herşey için dön geriye ve ulaşabildiğin öğrencilere itiraf et yanlışlarını, Allah belki kabul eder, bu emeklerini zayi etmez kimbilir,
şimdi Kuran ile temizlenmesini tam vakti..
Ne mutlu ki bunu kabul edene..Değişime hazır mısın öğretmenim...
Not; Rahmetli Şule Yüksel Par’sın 1973 yılında basılan Huzur Sokağını okuyan deniz kızı yıl 2021-2022 öğretim yılında yaşadığı olaylar ile aynı olacağını nereden bilebilirdi ki nur yayınları Hilal doğuyor Güneş..