- 255 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Çok zaman harcadım,
“Çok zaman harcadım, şimdi zaman beni harcıyor,” diyen Shakespeare gibi diyorum ben de.
Zamanın şahitliğine sığındığımız bir dünyanın sonuna geldik sanki. Yaşamanın perde perde bakış açılarımızı örttüğü ve duygularımızın yanlış yollarda oyalandığını fark etmemiz bizi ne kadar da örseliyor böyle!
Acaba bizler bir şeyleri kanıksayıp alışagelmiş bir düzenin çarkları arasında eziliyor muyuz? Bunca senedir hayatta olup da bir fikri olmadan yaşadığını iddia eden nice ölülerin gözlerine baka baka nefes almak, bir çeşit cehennem azabı değil de nedir?
Cevapsız sorular yürüdüğüm ormanlarda kuşların kursaklarında bir taş gibi, boğuyor bu dünyayı. Soru sormaktan aciz kalanların, seslerine bir ünlem işareti koymadan koca bir ömür sürenlerin, koca bir yangın çıkmadan ve bizi küle çevirmeden insanlığı konuşamayanların derdini çekiyorum oysa...
Yıllar, hayatta olma ihtirasıyla gösteriş kanseri olanları izlemekle ve onların arasında yaşam mücadelesi vermekle geçti geçiyor.
Bir toplulukta kendini koruyamayacağını düşünen bir kimsenin kendini o toplumdan geri çekmesini söyleyen İslam filozofu İbn Bâce’yi ne çok sevdim ben. Saçlarımdan akan ıstırap akları anlatsın bu hemfikir oluşumu ona. Belki tarihte bir yere giderim de konuşuruz bugünün karanlıklarını... kim bilir...
Ya da İmam Gazâlî’nin hakikat arayışında bulurum kendimi, karşılaşırım bendeki hakperest Gazalî’yle. Cevapsız bırakılan soruları o cevaplasın...
Ben şimdi bir yangının ortasında yangınlar seyrediyorum. Kalbim dayanmaz diye sandığım her demde, sanki yeniden dirilip yakıyorum kalbimi. Zaman harcadığımız harcanası zamanların harcanmayacak zamanların harcanan dünyanın harcandığı için harcamaktan korkanların fikrinde ilerliyorum...
Evet Shakespeare, doğru söyledin. “Çok zaman harcıyoruz…” Ama bizimkisi birbirimizi anlamak için, anlatmak için ve anlaşılmak için...
Zaman da bizi harcıyor. En nihâyetinde harcanmadan bir şeyler olmuyor...
Zeynep Zuhal Kılınç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.