- 165 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Peygamber Efendimizin (a.s.m.) Gaipten Verdiği Haber Mucizeleri 7
31- Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etti:
“Ammâr’ı isyancı bir grup öldürecektir.”
Aradan yıllar geçti ve Ammar Sıffin harbinde bir grup asi tarafından katledildi.
32- Bir gün Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm, şöyle buyurdular:
“Hazret-i Ömer sağ kaldıkça içinizde fitneler zuhur etmez.”
Gerçekten de Müslümanların en sakin, fitnesiz yaşadıkları devir Hazreti Ömer’in halifeliğine rastlamıştır.
33-Süheyl İbni Amr esir edildiğinde henüz iman etmemişti. Hazret-i Ömer Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma şöyle dedi:
“İzin ver, ben bunun dişlerini çekeyim. Çünkü o düzgün ve açık ifadesiyle Kureyş’in kâfirlerini bizimle savaşması için teşvik ediyor.”
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş ki:
“Seni sevindirecek bir makâma çıkacağını umuyorum ey Ömer!”
Bu ifadeden sonra aradan yıllar geçmiş ve Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın vefatı hadisesi meydana gelmişti. İnsanlar büyük bir boşluğa düşüp, ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Hazreti Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın vefatına inanamıyorlardı.
Böyle bir ortamda, Hazreti Ebu Bekir Medine’de büyük bir sabır örneği göstererek, metanetle herkesi sakinleştirmek ve teselli etmek için bir hutbe okumaya başlamıştı. Aynı sırada Süheyl de, Mekke’de Hazreti Ebu Bekir gibi Sahabeye teskin ve teselli etmek için, o güzel düzgün ve açık ifade etme kabiliyetiyle, Hazreti Ebu Bekir’in hutbesinde ifade etmeye çalıştıklarının benzeriyle halkı sakinleştirmiştir.
34- Bir gün Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Sürakâ’ya şöyle ferman etti:
“Kisrânın bileziklerini takacaksın, biliyor musun?”
Bu müjdeden sonra yıllar geçmiş ve Hazreti Ömer halife olmuştur. İran ele geçirilmiş ve Kral Kisranın saltanatına son verilmişti. Zinetleri ve şâhâne bilezikleri getirilmişti. Müslümanlar Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın gaybi olarak yıllar önce haber verdiği bu hadisenin gerçekleşmesinden çok memnun olmuşlardı ve Allah’a şöyle dua ettiler:
“Onları Kisranın kollarından çıkarıp, Süraka’ya taktıran Allah’a hamd olsun.”
35- Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm,Hâtıb İbni Ebî Beltea’nın, kimsenin haberi olmadan, gizlice Kureyş’e gönderdiği mektubu, manevi olarak keşfetmiş ve haber vermiş.
Haber verdikten sonra Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm, Hazret-i Ali ile Mikdad’ı göndererek, “Filân mevkide bir şahısta şöyle bir mektup var; alınız, getiriniz” buyurmuş. Onlar gittiklerinde, bildirilen aynı yerde mektubu buldular ve getirdiler. Resul-i Ekrem Efendimiz Hâtıb’ı yanına çağırıp ona:
“Neden böyle yaptın?” demiş; o da hatasını anlayıp, özür beyan etmiş, Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm da özrünü kabul etmiş.
36-Mekke fethedilmişti, Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın emri üzerine Hazret-i Bilâl-i Habeşî Kâbe duvarına çıkıp ezan okudu. O esnada Müslümanlığı henüz kabul etmeyen Kureyş’in ileri gelen reislerinden Ebu Süfyan, Attab İbni Esid ve Hâris İbni Hişam oturmuş konuşuyorlardı. Attab dedi:
“ Babam Esid bahtiyardı ki bugünü görmedi.” Hâris, Hazret-i Bilâl-i Habeşîyi alaya alarak, dedi ki:
“Muhammed bu siyah kargadan başka adam bulamadı mı ki müezzin yapsın?”
Ebu Süfyan dedi:
“Ben korkarım, birşey demeyeceğim. Bizi kimse duymasa da, şu Batha’nın taşları ona haber verir, o da bilir.”
Kısa bir zaman sonra, Ebu Süfyan’ın korktuğu başına geldi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm onlarla karşılaştı ve aralarında konuştuklarını, harfiyen onlara söyledi. Bu harika hadise üzerine Attab ile Hâris şahadet getirdiler ve Müslüman oldular.
Ahmet TULGANER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.