- 160 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MOR ERİK YALNIZLIĞİ VE ŞAİR
MOR ERİK YALNIZLIĞI VE ŞAİR
**
Ali Rıza Navruz
"Gelsen, yalnızlığın belini kırsak
ama yasak”
Çoğu zaman şaire acı çektiren durumun adıdır belki de yalnızlık… Şair; bu ruh hâli içerisinde olduğu zamanki hayata karşı sıra dışı bir duruş sergiler, kendine özgü bir tavır takınır o sahnede. Yalnızlık denen şey sadece ruhta yaşanan bir olgudur. Hangi şair bu duyguyu hissettiği an kendisini sürekli olarak sürgünlerde hissetmez ki? Gözbebekleri özlemleri kadar büyür de büyür!
Ey şair; “sen denize ateş açtın! Şimdi, gece güneşin doğmasını bekle hem de yapayalnız.”
Bilinen odur ki; şiirlerin oluşum süreci çok çok özeldir ve sükûnet ister, yalnızlık ister. İşte bu nedenle yalnızlık en çok da şairlere yakışır. Şair hissederken, duyarken, düşünürken, kurarken hep yalnızdır. Kırılganlığıyla, tutkusuyla, acılarıyla yapayalnız… Onun yalnızlığı eminim ki bir mor erik yalnızlığıdır. Şairdeki huysuzluğunun kaynağı da buradan gelir sanki. O, kimsenin kılının bile kıpırdatmadığı olaylarda bile kendine özgü bir algı yaşar. Şair, yanında en az kendisi kadar bir duyarlılık derecesine erişebilmiş bir başkasını bulabilseydi…… İyi ki de bulamamış!. Herhalde o zaman yaşayamazdı kendisine haz veren bu yalnızlık duygusunu keyfince! Şundan emin olmalıyız, yalnızlık denen bu ruh hali şairin ruh merkezine ne kadar yakınsa o derecede büyük bir şiddet derecesi gösterir… Ve şair o genişçe hüzün yatağından yalnızlığına bürünmüş şekilde uyanır her bir dem!..
Peki, “berisi yok mu?” dediğinizi duyar oldu kulaklarım bakınız! Olmaz olur mu hiç, ötesi bile var elbette Özdemir Asaf diliyle: "Ötesi var/ yalnızlık/ Müziğin bile seni dinlemesidir yalnızlık…/İnsanın kendine mektup yazması/ Ve dönüp dönüp onu okuması/ yalnızlığın tâ ötesidir…"
Pek çok şart, bir araya gelerek şairi bu yalnızlıktan mahşeri kalabalıklara çekmek için bir araya gelmiş olsa da, bunun başarıya ulaşması hayli zor olur biliyorum. Belki bu hal şairin de arzuladığı bir durumdur. Çünkü ondaki bu yalnızlık; bir ruh daralması değildir, tersine onu kendinden bile geçirici çilenin verdiği zevktir bir bakıma…
Herhalde bu noktada başı anne dizlerine hasret oluğu için, kendi dizlerine kapanmış olan bu mor erik yalnızlığındaki şaire kulak vermekte fayda var derim:
………
Önce dizlerini yere koydu şair,
Bengisu içti avuçla kana kana. Ve
Edebe eş bildi suskunluğunu!..
Kocaman bir sitemdi dudaklar arası; umut!
Bir yerde isyanıydı belki de duyguların…
Anımsamadı,
Hüznün rengi kimden idi yadigâr?
Hangi tutku bitirecekti bu sarı gamı?!..
--*--
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.