- 251 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
PEMBE BİR MUTSUZLUK
Off ne dağınık bu kız
Bu günlerde iyice şaşırdı.Bu odanın hâli ne böyle her yer"karman çorman olmuş "bu kız daha dün söz vermedi mi bana "Anneciğim sana söz veriyorum oda mı artık dağıtmayacağım derli toplu tutacağım."Diye.
Okuldan hele bir gelsin ona bunun hesabını fena soracağım diyerek dağınık olan odada "dört dönmeye" başladı.
Her yer her yerdeydi.Kızının dağınık olan kıyafetlerinden kirlileri kirli sepetine gerisinide dolaba yerleştirdi.
Tam masayı topluyordu ki ayağının altına yatağın köşesinde bir şey takıldı.
Eğilip ayağına takılan şeyi çektiğinde kızının bazen gizli gizli bir şeyler karaladığı defteri buldu.
Önce bu defteri masanın üstüne kitapların arasına koydu.
Ama için için bir şeyler merakla içini tırmalıyordu.
Daha fazla dayanamadı.Kızının o deftere ne yazdığını merak ettiğinden günlüğü kitapların arasından önce eline aldı ama sonra yerine bıraktı.
Bu kızının özeliydi. Okumamalıydı...
Ama yine de merak ediyordu. Ama daha fazla dayanamayarak "kızının günlüğünü "eline kızının günlüğünü tekrardan aldı..
Ve İlk sayfayı açtı...
Okulla gittikleri geziden bahsediyordu.
Beraber okulca gittikleri Minyatür müzesinden ve herşeyin minyatürü olan bu müzenin ilgincliğınden ve ne çok eğlendiklerinden bahsediyordu.
Sayfanın sonunda "o’ da geldi
Yazıyordu..
Gülseren’in içindeki merak daha da artmıştı. O’ da dediği kim di acaba..?
Defterin bir sonraki sayfasını açtı.
Tenefüste ",0"bizim sınıfa geldi.Ve seninle arkadaş. olalım mı diye? bana sordu.
O,’na;
Yok benim arkadaşım var dedim ve gönderdim.
Bu çocuk benden ne istiyor her yerde karşıma çıkıyor bir türlü yazıyordu..
Gülseren kızının günlüğünde bu yazılanları merak ile okumaya devam etti.
Dedim ona ben küçüğüm sevgili olmak istemiyorum dedim..
Olsun eninde sonunda senin bir sevgilin olacak zaten. Neden bu ben olmayayım dedi.
Aslında çok yakışıklı ve karizmatik bir çocuk sanırım ondan hoslanıyorum yazıyordu.Bir başka sayfada .
Gülseren kızı Gülendam’ın iç dünyasına ve hayatına dair bilmediklerini ögreniyordu.
Merakı na biraz daha artık korku karışmıştı..
Çünkü kızı daha 14 yaşında idi ve kızı için geleceğe dair güzel planları vardı..
Bugün anneme ilk defa yalan söyledim.Onur ile okulun arka sokağında ki kafede buluştuk..
Beni çok güldürdü bir de bana "çok güzelsin" dedi.
Gercekten güzel miyim..?
Ah Gülendam saf ve masum kızım sen daha çocuksun önce oku sonra sevgili yaparsın senin yaşın dah kaç ki Ah Gülendam ah..
Gel de okuldan sen, ben sana göstericem diye de sinirlenip kendi kendine konuşmaya başladı
Bir sayfa daha açtı.
Bugün "o" beni sokağın başında ki parkta yanyana otururken öptü.
Hayretler içindeydi..
Kızının aşık olduğunu nasıl da hissetmemişti.
Elinden telefon düşmemesi, onca mesaj trafiği de bundandı sanırım diye düşünürken kızgınlıkla;
Gel sen bi akşam elinden alıcam o telefonu görürsün sen diye söylendi durdu.
Hey Allahım bu günlük ortaya çıkmasa hiç bir şeyden haberi de olmayacaktı.
Sonraki sayfayı açtı.
Bugün Onur’un doğum günü.Annrme yine yalan söylemek zorunda kaldım..
Elif’in doğum günü var dedim annem de" iyi git ama iki saat sonra gel" dedi.
Sonra Onur’la bir partiye geldik..Eğlenceli bir yer bazıları dans ediyor, bazıları kola içiyor, kimi de içki içiyordu.Ama ben meyve suyu ictim.
Ama;
Onur sonra cebinden bir hap çıkardı ve icti.İçtikten sonra cebinden bir tane daha çıkardı .Bana uzattı.Sende ister misin? Dedi..
Onur’a hayır istemiyorum, icmeyecegim dedim..
Onur ’ da ama bu güzel bir şey seni mutlu edecek enerji verecek herşeyi unutturacak ve çok egleneceksin bak bana güven dedi.
Bu küçük pembe bir haptı.
Gülseren dehşet içindeydi..
Küçük prensesi böyle ne yapıyordu..
Neler yaşıyordu.. Ve bunu ne babası ne de kendisi biliyordu bunu..Ama benim kızım hala bir çocuk ve hâlâ ayısıyla uyuyor.Dedi.Gözyaslarını tutamazken..
Günlüğün yazılmış başka bir sayfası daha yoktu .Günlüğü orada bırakıp, eline telefonu alıp eşini hemen aradı ve ona derhal eve gelmesi gerektiğini söyledi.
Eşi yarım saat sonra eve geldi.
Telaş içinde "ne oldu ne olduğunu bana artık anlatacak mısın neredeyse kaza yapacaktım?"
Günlüğü ve içindeki yazılları göstererek sesli bir sekilde okudu.
Eşi çökmüş bir halde zar zor sandalyeye oturdu..
Gülseren eşine;
"Peki şimdi ne olacak "dedi.
Eşi Altan bey;
"Görür o önce bir gelsin eve Gülseren’in bacaklarını kırıcam onun ifadesini alıcam dedi.Sonra hışımla yerinden ayağa kalktı.
Gülseren;
Altan böyle çözümleyemeyiz olayı sakin kalmak ve bunu kızımıza sormak, kendini ifade etmesini beklemek lazım dedi..
Okul çıkışını iple çekdiler..
Güldane kapının zilini çaldı. Karşısında babasını görünce biraz şaşırdı .
"Aaa baba hoşgeldin sen bu saatten evde olmazdın hayırdır?’
Babası:
Gel kızım pek hayır değil ama hayır olsun inşaallah" dedi
Güldane annesine dönerek;
"Anne sen agladın mı niye gözlerin kırmızı?"
"Boş ver kızım beni.Sen üstünü değiştir öyle gel yanımıza.
Belli ki bir şey vardı.. Alelacele odasına girdi üstünü değiştirdi..
Günlüğünü masada görünce uyandı sanırım annesi günlüğünü okumuştu..
"Eyvah dedi şimdi bir sürü fırça yiyecem’
İçeri girdi.
Annesi babası günlükte yazdıklarını okuduklarını söyledi.
"Ama anne o benim ozelim" diyecekti ki annesinin öfkeli bakışları onu susturdu..
Başlarım ozline anlat bir açıklama bekliyoruz.
Hadi şimdi doktora gidicez seninle .
Ne doktoru anne saçmalama ma ben o pembe haplardan hiç kullanmadım.
İçeriden günlüğü alıp gelen babası sayfaları tek tek çevirerek" bunlar ne o zaman?" dedi..
"Orada yazılanlar doğru ama ben o pembe ilacı hiç almadım ki..O kadar salak mıyım anne?"
Babası:
"İnkar etme kızım aldıysan aldın bundan sonrası için çözüm aramaya çalışıyoruz."
Senin tedavi olman gerekiyor sanırız ve biz o bu yönde yol çizmemiz gerek..
Çünkü o küçük haplar göründüğü gibi masum," değil..
Gülendam;
Anne baba beni dinlemiyor musunuz?.Almadım o hapı..
Babası bu sefer sakinligini koruyamayarak,’başlarım şimdi inkarına kızım;
"Eğer başka bir şeye bağımlı olursan yaşamaktan koparsın.Yaşamdan kopmaman için ne gerekiyorsa biz senin iyiliğin için yapıcaz biz kızım..Bu bizim ana baba olarak görevimiz seni kötülüklerden korumalıyız.
Hadi yürü doktora gidiyoruz..
Güldane ısrarlı bir şekilde;
"Baba ben o hapı içmedim dedi ağlayarak o çocuk ısrarcı olunca onu orada bıraktım bir daha da onunla yemin ederim ki konuşmadım.
Ben o beni seviyor sanmıştım..
Gülseren baba kız konuşmalarının arasına girdi.
" Seven böyle mi yapar mı hiç kızım.Sevdiğini uçuruma sürükler mi? Hem sen daha çok küçüksün bu işler için..O kadar duyuyorsun haberlerde biz de kaç kez dedik sana;
Böyle birisi sana bir şey uzatırsa uzak ol diye.
"Biliyorum anne...
Biliyorum"
Bende o yüzden ondan ayrıldım.Görüsmüyorum artık o günden sonra onunla dedi.
Kızının bu kadar ısrarlı duruşundanve onu ikna eden sözleri karşısında ağlayan kızına daha fazla dayanamadı anne yüreği kızının doğru söylediğine ikna oldu .
Daha fazla dayanamayarak;
Gülseren kızına sevgiyle sımsıkı sarıldı sonra babası da;
Bak kızım bağımlılık, aklı ve iradeyi çalışmaz hale getirir. Sana güveniyor ve inanıyoruz bize hem sen hiç bize yalan söylemezsin.
Ve kızım "Bağımlılık yapan şeyler merakla başlar sonu ölümle biter." Bunu sakın unutma!
Ve yine unutma biz senin aileniz hep senin yanındayız..Uzak dur böyle şeylerden, böyle kimselerden akıllı kızım sen oku ve hayatın içinde ol seni hayattan koparacak şeylerden de uzak dur emi kızım dedikten sonra bu kucaklaşma ya o da katıldı.
Ailecek hafif atlatmışlardı bu durumu.
İşte bu yüzden Gülseren ve eşi çok şükür diyerekten derin bir nefes aldılar.
Kızları temizdi ve o hapı reddetmişti.Kucuk kızları onların kanatları altında hâlâ guvendeydi.
Ama bilmedikleri bir gerçek vardı ki bunu onlar öyle sanıyordu.
Nevin Aktekin Gülfırat
17/10/2023
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.