20-Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, bir gün şöyle buyurmuşlardı:
“Pek yakında içinizde Arap olmayanlar çoğalacak, mallarınızı yiyecekler ve boyunlarınızı vuracaklar”

Peygamber Efendimiz Aleyhisselâtü Vesselâm bu ifadeleri buyurdukları zaman henüz Basra ve Bağdat diye şehirler yoktu. Bunların vücuda geleceklerini ve Bağdat’a dünya hazinelerinin gireceğini ve Türkler ve Hazar denizi etrafındaki milletlerle Arapların savaş yapacaklarını ve sonra onların çoğunun İslâmiyet’e gireceklerini, Araplara Araplar içinde hâkim olacaklarını haber vermiş ve aynen haber verdiklerinin hepsi gerçekleşmiştir.

21-Peygamberimiz Aleyhisselâtü Vesselâm Yemâ me gibi bir kısım yerlerde İslam dininden dönme gibi hadiselerinin meydana geleceğini haber vermiştir. Haber verdiği gibi aynen gerçekleşmiştir.

22- Bir gün Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm,

“Yaklaşmış bir kötülükten yazık oldu Arab’a...” diye buyurmuştur.

Peygamber Efendimiz Aleyhisselâtü Vesselâmın bu ifadesiyle yakın bir gelecekte gerçekleşecek Cengiz ve Hülâgû’nun dehşetli fitnesini haber verdiğini belirtmiştir.

Aynen haber verildiği gibi Cengiz ve Hülagu fitnesi bütün İslam Âlemini kavurmuş, Abbasi Devletini mahvetmiştir.

23-Hazreti Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm, Sa’d ibni Ebî Vakkas gayet ağır hasta iken ona şöyle ferman etmişti:

“Bazı insanlar fayda görüp, diğer bazılarının ise zarar göreceği bir zamana kadar hayatta bırakılacağını ümit ediyorum”

Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm ayrıca Vakkas’ın ileride büyük bir komutan olacağı, birçok fetihler yapacağını, birçok insanın onun sayesinde Müslüman olacağını, birçoğunun ise zarar göreceğini haber vermiş ve aynen verdiği haber çıkmıştır.


Bu müjdeli haberler verildiğinde Vakkas ölüm döşeğinde ölümün kendisine gelmesini bekliyordu. Ölüm gelmedi. Aradan yıllar geçti ve haber verildiği gibi Hazret-i Sa’d İslâm ordusunun başına geçti. İran Devletini darmadağın etti. Birçok kavimlerin de Islâma girmelerine ve hidayete ermelerine sebep oldu.

24- Müslümanlar, Mekke’de en yakınları tarafından zulme uğradıklarında onlara kapılarını açan ve adil davranarak onları koruyan önceleri Hıristiyan olan sonradan İslamiyet güneşiyle aydınlanan Habeş Kralı Necaşi vefat etmişti. Bulunduğu şartlar itibarıyla hayattayken Müslümanlığını halka aleni ilan edememişti.

Hicretin dokuzuncu yılında, Necaşi’nin vefat ettiği gün Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm yanında bulunan sahabelere bir Müslüman kardeşlerinin vefat haberini vermiş ve gıyabında cenaze namazını kılmışlardı.

Sahabeler cenaze namazını kıldıkları Müslüman’ın kim olduğunu sorduklarında Peygamber Efendimiz Aleyhis salâtü Vesselâm, Necaşi olduğunu bildirmiş ve ona dua etmelerini buyurmuştur.

Bu hadiseden bir hafta sonra nihayet Necaşi’nin vefat haberi Müslümanlara ulaştı. Sahabelerin dikkatini bir şey çekmişti. Necaşi, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın kendilerine vefat haberini verdiği gün vefat etmişti.

25- Bir gün Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, kızı Hazret-i Fatıma’ya (r.a.) şöyle ferman etti:

“Âl-i Beytimden, (Ev halkımdan) herkesten evvel vefat edip bana iltihak edeceksin” Bu sözü söyledikten altı ay sonra, haber verdiği gibi kızı Hz. Fatma vefat etmiştir.


Ahmet TULGANER