- 166 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
CİLBAB 1
CİLBAB 1
Cilbabımla ilk kez gitmiştim doktor kontrolüne. Tercihim bayan doktordu ama yoktu, dinimiz bu konuda kolaylık sağlıyordu. Yeri geldiğinde haramlar mübah olabiliyordu, zaten deprem bölgesi Elbistan olduğu için fazla da bir seçenek yoktu, özellikle bu bölgede görev yapan, vatan için kalan sağlık personellerimizde çok kıymetliydi halkın gözünde. Doktora bir parça yüksek sesle konuşulduğunda müdahale edip tepki verdim, çünkü var olanı da elden kaçırmak hiç iyi olmazdı ve bağırıp çağırmak ne işe yarardı ki, güzel konuşarak anlaşmak zor olmaz sanırım.
Neyse sıram gelince doktora girip muayene olduktan sonra, doktor ameliyat dedi ve defterine numaramı kaydetti daha sonra aramak için, tam kapıdan çıkarken doktor seslendi "yabancı numara diye telefonu açmamazlık yapmayın lütfen" dedi. Elbette dedim doktordan ayrılırken.
Bir gün sonra doktor bana niçin böyle demişti diye düşünürken, giymiş olduğum cilbab nasıl da beni tanıtmıştı doktora. Bu duruma çok sevindim çünkü cilbabım Kuran’a göre hareket ediyor ve uyarı yapıyordu çevreye, saygınlığımıda arttırıyordu bir taraftan ve en önemlisi İslâma göre kadını koruyor, kırmızı kart gösteriyordu ben bir tek kelime etmeden o konuşuyordu benim yerime.
Uzun zamandır aradığım güvenliği sonunda cilbabımda bulmuştum. Güvenlik herkes için önemlidir ama biz kadınlar için bir başka önemlidir. "Taciz olmadan tecavüz olmaz" derdi şu an hastanede yoğun bakımda yatan kıymetli Hocam.
Sabahın yedisinde eşi aramıştı beni biz hastanedeyiz gel diye, alelacele evden ambulans ile çıktıklarından ayaklarına çorap giymeye fırsat bulamamış, ayakları üşümüş Hocam’ın çorap getiriver diye rica etmişti. Evde oğlumun çoraplarından birini hemen giydiriverdim ayaklarına hastaneye varınca. Acildeki pratisyen doktoru MR’da hiçbir şey yok çıkabilirsiniz diye bizi eve gönderdiler. Hocam’ı tekerlekli sandalyeye oturturdum ve bizi götürecek aracı bekliyorduk, birden aklıma Hocam vedalaşmadan nereye gidiyorsunuz böyle, hakkınızı helal edin deyivermişim. Hocam durdu; nazik, kibar ses tonuyla helal olsun diyerek helalleştik acilin çıkış kapısında gün ışığında. Hocam öğretmişti Müslüman için helalleşmenin önemini. Allah şifasınızı versin inşallah dualarım sizinle Hocam.
Aklıma birden Eskişehir’de okulda çalışırken, beden dersinde bahçeye salıverilen bırakılan tayt giymiş öğrenci kızlarımız geldi, bahçe duvarı dışında bu kızlarımızın resimlerini çeken kötü niyetli kimselerde tesbit ediliyordu emniyet güçleri tatafından. Fotoğraflar kimbilir kimlere emanet ediliyordu sahibinden habersiz.
Hocam beyitleri ile seslenirdi moda sektörüne.
"Moda güzel olsaydı, değişir miydi sık sık?
Ruh köküne yabancı, ne varsa sen karşı çık"...modayı maskaralık olarak görüyor, ferasetli bakış açısı ile yanlış olanı düzeltmeye çalışıyordu.
Bizleri modanın nasıl da esir aldığını şu beyitiyle ifade ediyordu.
"Kılıkta/kıyâfette, serbestlik olsa bile
Bu kadar olmamalı, kimi hippi, kimi köle" …
Öyle değil miydi zaten, kendimize baktığımızda acınacak durumdaydık, "erkeklerimiz kadınlaştı, kadınlarımız erkekleşti" yine derdi Hocam benim bir eser ortaya koymamı çok istiyordu, söylemese de sık sık bunu benden bekliyordu eminim.
Devam edecek...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.