- 200 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
UMUT YOK OLUNCA AT KOŞMAZMIŞ"
"Zülfün görenlerin hep bahtı siyah olurmuş
Tek zülfünü görseydim bahtım siyah olaydı.
Olmazdı kalb-i mahzûn tâ böyle zâr u mecnûn
Çeşmin kılaydı efsûn zülfün penâh olaydı."
Sevgilisinin saçının bir tek telini görmek için bütün ömrünü feda etmeyi düşleyen bir aşığın o koskocaman hasretini, ben bu günkü neslin aşıkına maşukuna nasıl izah etsem ki şimdi. Haydi izah ettim diyeyim, bu izahım bir işe yarar mı ki sizce? "Hangi devirde yaşıyoruz be adam!" Şeklinde sözler duyacağımı bile bile şunu demek istiyorum burada: "Şimdiki zamane kızlarımız, oğlanlarımız meydanlarda, caddelerde, vapurlarda, yürüyen merdivenlerde, hatta toplu taşıma otobüslerinde çevrelerindeki onlarca, yüzlerce kişiyi yok sayarak birbirlerini kucaklıyor, öpüyorlar! Bunun adı ne midir? Aşk imiş onların dediklerine göre. Hay başınıza çalınsın böyle aşkınız… Herkesin gözü önünde yapılan bu davranışın adı bence aşk falan değil, düpedüz "mart kedileri" davranışıdır. Görüntüsü de düzeyliymiş. Sevsinleeer!..
Oysa benim zamanımda aşkın tılsımı; bir neyin o yanık sesindeydi. Eylülün sarısında, Ekimin frezinde, Kasımın patısında, baharın taptaze diriliğinde ve kokusunda, yataklara bıraktığımız öksüz uykularımızda, ötelerden bir türküdeydi. Derinden bakınca o çağla yeşili gözlere, baş öne eğilirdi. "Bir bahar akşamı rastladım size" derken sevgiliye "sizli" hitabın adı neydi bir düşünsenize… Bizim toplumumuza nereden bulaştığını bilmediğim, fakat hemen herkesin ağzında gevelenen şu "kanki" sözcüğünün sırıtkanlığına bir bakar mısınız? Güya; "tıpkı bir kardeş gibi olmak" demekmiş kanki, ya da kanka… Peki bu sözün daha sıcağı ve dahi samimisi yok mudur dilimizde? Hem de kıyamet gibi; "kan kardeş, can kardeş, can ciğer arkadaş, gizdeş, sırdaş" vb. Yok, popüler kültür böyle gösterdi, duyurdu ya illaki bu güzelim kelimeler, kavramlar çöpe atılacak…
Amma da abarttığımı söylemeyin sakın bana. Şu ruhuma ve gözlerime yansıyan, bu türlü rezaletlerin tuvalidir. Bu tuvaldeki aşkın, sevdanın renkleri gittikçe çirkinleşiyor, kirleniyor billah! Son iki senedir bir göbek faslı sergilemeye başladı kızlarımız, hatta orta yaştan kadınlarımız. Göğüs sergilerini geçeli hayli oldu da…
Bu nasıl devrandır dönen, anlayana aşk ola!..
Bugünün gençleri, bir ömür boyu sürecek aşkları yaşamak istemiyorlar nedense? Zamanın hızla akıp gidişine, duygular da ayak uyduruyor gibi. Bir günde aşık olup, iki günde sevgilisinden ayrılanlara pek sık rastlıyoruz çevremizde. Elbette kalıcı aşklar da var ama şu fırtına gibi esip birden etkisini kaybeden aşkları şahsen ben yakıştıramıyorum gençlerimize. Bir yaşam boyu sürecek aşk ilişkilerinin geçmişte kaldığını düşünenler de var. Onlara ‘sizler çok yanılıyorsunuz’ diyebilmeyi çok isterdim... Diyemem!
Sanırım bu kirlenmeye sebebin bir yanı biz analar ve babalarız. Çocuklarımızı, torunlarımızı "salıyoruz çayıra, Allah onları kayıra!" Merak ettiğim şu; bu kızlarımız evden çıkarken farklı giysi ile mi çıkıyorlar acaba? Sonra da çarşıdaki, pazardaki, okuldaki uygun yerlerde üstlerindeki bu giysileri çıkarıp, sırt çantasındakileri mi giyiyorlar? Yok, evden o gördüğümüz şekilde çıkıyorlarsa o ana, baba nasıl müsaade ediyor onların o hallerine anlamak mümkün değil… Ey Asımın neslinin şairi bir kez başını kaldır da şu düşlediğin nesle bak!..
Heyhaaaaaaat! "Umut yok olunca at koşmaz" mış!..
Hey mor şaiiiiir! "Haydi şarkını söyle/ İnsani bir ton içinde"
^
Ali Rıza Navruz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.