VESAİRE -Roman -19' UNCU BÖLÜM
19 üncü bölüm
Sırrı ve Hülya Bursa’ya yerleşmiş altı ay geçmişti .Sırrı bir fabrikada vardiyalı olarak çalışıyordu.Hülya oğlunun ismini vefat eden babasının ismi olan Naci ve Hastanede doktordan çok aileden biri gibi yardımcı olduğu için vefa borcu olan ayrıca Hülya’nın yüregine çöreklenmiş aşkını yaşatmak için Mert doktorun ismini verdi Bursa’da komşuları olan Ethem Hoca kulağına ezanı okumuş ve ismi Naci Mert olmuştu
Hülya Naci Mert’e gözü gibi bakıyor üzerine titriyordu.Gelisimi yaşıtlarına göre daha ağır ilerlediği için sürekli doktor kontrolünde idi. Sırrı’nın Cemal ağadan almış olduğu borç para evin bir yıllık kirası, ev eşyaları derken kısa sürede bitmiş,fabrikadan aldığı maaş fazla mesai yapmasına rağmen yeterli gelmiyordu.
Mert Doktor ve Buse yardım ve dayanışma vakfından gelen yazı ile şok oldular karar bölümünde ""Sırrı’nın üzerine kayıtlı işyeri olduğu işyerinin yeri, konumu itibari ile bu borcu ödeme imkanı olduğundan sosyal hizmetler müdürlüğümüz tarafından yardım talebi oy çokluğu ile reddedilmiştir" ibaresi kalın puntolu harf ile belirtilmişti. Mert Doktor ve Buse gelen karar ile şok olmuşlardı Melahat hanımın imzalamış olduğu senet ödenmedigi takdirde borcun icra yolu ile alınacağı yazılı idi.
Mert Doktor başhekim ile görüşmüş Melahat hanımın borcunun yüzde ellilik kısmından feragat edimesini talep etmiş Başhekim hastanenin genel giderleri çalışan maaşları bakımından bu teklifi reddetmiş Mert doktorun ısrarı üzerine "Mert hocam hastanemiz özel hastane Yardım vakfı ve yardım kuruluşu değil kaldi ki Sırrı beyin üzerine kayıtlı işyeri olması nedeni ile Sosyal yardım Müdürlügu bile yardım talebini reddetmisken bizim özel hastene sıfatımızla bu yardimi yapmamiz akıl işi değil "dedi Mert Doktor başhekim ile yardım konusundaki konuşması uzamış Başhekim tarafından "Kuralımız bu Mert hocam beğenmezseniz ve ısrar ederseniz dış kapı yerini biliyorsunuz"diyerek "müsade ederseniz iyilik melekliginiz bitti ise ben hastane işleri ile uğraşmak zorundayım"diyerek resmen Mert doktoru odasından kovdu.
Buse Asuman hanımı arayıp telefondan arayıp yüz yüze görüşmek istediğini belirtti.Asuman hanım ilk dolmuşla Kayseri’ye gelmiş bir pastanede Buse ve Asuman hanım konuşmaya başladılar.
Buse Asuman hanıma hal hatır sorduktan sonra direk konuya girdi."Asuman hanım çok özür dileyerek sizi buraya kadar yordum kusura bakmayın öncelikle hakkınızı helal edin"dedi.
Asuman hanım"öyle şey olurmu kızım,ben senide Mert doktoru’da evladım gibi sevdim,Buyur kuzum konuşmak istediğin her ne ise"dedi.
Buse’nin gözleri dolmuş gözlerinden yaşlar dökülüyordu"Asuman hanım benim söz verdiğim ve hastane masrafları ile ilgili size yapacağım yardım maalesef Sosyal Hizmetler tarafından kabul edilmemiş"dedi.
Asuman hanım tebessüm ederek "Sil o güzel gözlerinin yaşını kuzum bizim hastaneye olan kuruş borcumuz kalmadı onu Sırrı ödedi ne var ne yok Hastanede herhangi bir borcumuz kalmadı "dedi.
Buse "İnanmıyorum bu mucize o zaman" dedi gözyaşları bu sefer sevinçten ağlıyordu.
Asuman hanım Buse’ye sarılarak "Sende bizi tanımadan bilmeden karınca misali çalıştın sen hakkını helal et kuzum"dedi.
Buse bu sevinçli haberi Mert’e vermek istiyordu telefondan Mert Doktoru aradı.
Mert Doktor ödeme hakkında bilgisi olmadığını muhasebeden öğrenip geri dönüş yapacağını belirterek telefonu kapattı.
Asuman hanım Buse ile gelecek hakkında konuştu iki yıldır Nişanlı olduklarını evlilik hazırlıklarını anlattı Mert doktorun aslında hastaneyi sevmediğini yeni Hastane teklifleri olduğunu teklif gelen hastanelerin büyük şehirlerde olduğunu orada kalabalık içinde nasıl yaşayacakları hakkında biraz korkuları olduğunu,Kayseri memleketi olduğu için Kayseri’nin havasını suyunun bir başka olduğunu anlattı Buse.
Sohbet esnasında biten çayları kahve söyleyerek kutlamak istedi Buse Garsana "Beyefendi bize Okkalı iki Türk kahvesi getirirmisiniz ufak bir kutlama varda "dedi.Garson kahveleri getirmiş kahveleri yudumlarken Aradan on dakika geçmişti Buse’nin telefonu çaldı "Mert arıyor" dedi sevinçle telefonu açan Buse "Efendim Mert"dedi.Mert telefonda konuştukça Buse"nin konuşması titriyor"Nasıl ya,olurmu öyle şey,Mert bunda bir iş var,"dedikçe yüzünün şekli değişiyor gözlerinden yaş süzülmeye başlamıştı.
Asuman hanım Buse’nin konuşmasını pür dikkat dinliyor ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Buse telefonu kapattıktan sonra Asuman hanımın masada olan ellerini avucunun içine alarak "Asuman hanım hastaneye borç kalmdı demiştiniz,Sırrı tüm borcu ödedi ,borcumuz kuruş kalmadı demiştiniz,hastaneye herhangi bir ödeme olmamış "dedi "Hatta Mert muhasebeden sizin imzaladiginiz senedi görmüş muhasebe ödeme olsa zaten senedi imha ediyoruz "demiş
Asuman hanımın dünyasi başına yıkılmış gözleri kararmıştı "Nasıl olur yavrum, nasıl olur kuzum Sırrı gitmeden hastaneye bir kuruş dahi borcumuz yok tamamını ödedim ben içiniz rahat olsun demişti" dedi
Sırrı’nın hesabı tutmamış ve Asuman hanıma ağır bir yük bırakmıştı.
Asuman hanı"Şerefsiz,haysiyetsiz gurursuz Sırrı yaptı yine yapacağını hiç olmazsa bizi güvendirmese de ben kendi çareme baksaydım"dedi gözyaşları ile.
Asuman hanım müsade isteyip"akşama kalmadan ben yola çıkayım kuzum "dedi bakalım daha neler göreceğiz daha çekecek ne dertler var alın yazımızda "dedi.
Ağır ağır adımlarla pastane den çıkıp otogar yolunu tuttu.geldigi anki neşesinden ümidinden eser yoktu sanki dünya üzerine yıkılmış enkaz altında kalmış gibiydi Asuman Hanım.
Mert Doktor Başhekimin yaptıklarından dolayı istifasını vermiş hastane ile ilişiğini kesip Kayseri’den ayrılarak İstanbul’da bulunan özel bir hastane de göreve başlamıştı.
Hakkı pazar tezgahı ile sebze meyve hali ile pazar arasında mekik dokuyor alnının teri ile kazanmanın gururunu yaşıyordu.Hülya’nın verdiği kitap bitmiş tekrar baştan başlamıştı okumaya.Kitabı nadide kutsal bir kitap gibi okudukça huzur buluyor huzur buldukça okumaya devam ediyordu.
Asuman hanım Yeşilyurt’a yaklaşmış aklımda binbir türlü sıkıntı tekrar başa dönmüştü radyoda çalan şarkıya kulak verdi başını otobüs camına yaslamiş boş boş bakıyordu .
Ne karaymış su alnımın yazısı.
Biri biter biri başlar ne fayda.
Eksilmiyor gönlümdeki sızısı.
Tükenmiyor gözde yaşlar ne fayda.
Bahtimda çileyi firak eyledim.
Ruhumda yaşamı kurak eyledim.
Daha ne gelecek merak eyledim.
Kanadı kırılmış kuşlar ne fayda.
Harmanım mı varki mahsulum ola
Dualarım dilde kabulum ola.
Feleğe kedere mesulum ola
Başımdan eksilmez kışlar ne fayda
19’uncu bölüm sonu
(19/20)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.