- 249 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
PEYGAMBER EFENDİMİZİN (A.S.M.) MUCİZELERİ
Kâinatın Efendisi Aleyhissalâtü Vesselâmın hayatı incelendiğinde hiçbir insanın geçmediği çok çetin sınavlardan geçtiği anlaşılmaktadır. Kırk yaşına kadar yaşamadığı sıkıntı kalmamıştır. Bu sıkıntılar onu olgunlaştırmış, aynı zamanda insanlara en ideal bir örnek olmasını sağlamıştır. Fakat asıl sıkıntı henüz yeni başlamıştır. Çok zorlu bir görev olan peygamberlik, önderlik kendisini beklemektedir. Bu açıdan top yekûn bir milletin hayatını temelden değiştirmek ve çağlara ışık tutmak o kadar basit bir şey değildir.
Hazreti Muhammed Aleyhisselâtü Vesselâmın, bu zorlu peygamberlik vazifesinde en büyük yardımcısı, Cenab-ı Hak olmuştur. En sıkıntılı hallerde Yüce Yaratan imdadına yetişmiş sevgili kulu ve habibini namerde muhtaç yapmamıştır. İnsanların en olmadık anlarda, en olmadık istediği şeyleri, Allah’ın izniyle gösterdiği mucizeler ve harika hallerle gerçekleştirmiş, inanmayanları susturmuş, inanların da imanının güçlenmesine yardımcı olmuştur.
Şimdi bu mucizelerden ve harika hallerden bazılarını gruplandırarak sizlere sunmaya çalışayım.
Dağ, Taş ve Cansız Varlıkların Konuşması Mucizeleri 1
Cansız dağ, taş ve kurumuş ağaç parçası olarak görüp hiç önem vermediğimiz varlıkların aslında Cenabı-Hak’kın itaatkâr birer kulu olduklarının kaçımız farkında? Belki bu varlıklar insanlardan daha çok vazifelerine sadıklar. Hatta bu cansız varlıklar Kâinatın Efendisi olan son peygam beri tanıyıp, onunla çeşitli mucizeleri birlikte paylaşıp, onu takdir edip, sevmektedirler. İsterseniz şimdi bu ifadelerin doğruluğunu ispatlayan mucizelerden bazılarını nakledelim:
1-Cenab-ı Hak’tan, ilk emri alıp, peygamberlikle vazifelendirilen Hazreti Muhammed Aleyhissalatü Vesselam, İlahî emri almanın verdiği heyecanla, çok sarsılmıştı. Nur dağının Hira mağarasından derhal evine doğru harekete geçti. Yolda ilginç hadiselerle karşılaştı. Yol boyunca dağlar, taşlar, ağaçlar kendisine “Esselamü Aleyke Yâ Resû lallah!” diyerek, selam veriyor ve peygamberliğini kutluyor lardı. Peygamber Efendimiz de bu hadiseyi bir hadis-i şerif’lerinde şöyle ifade buyurmuşlardır:
“Cebrail bana peygamberliği getirince öyle oldu ki, yanından geçtiğim her taş ve ağaç mutlaka “Sana selam olsun ey Allah’ın Resûlü” diye beni selamlıyordu.
2- Birinci örneği onaylayan bir başka nakilde ise, Hazret-i Ali ve Hazret-i Câbir ve Hazret-i Aişe Peygamber Efendimizle ilgili yaşadıkları bazı ilginçlikleri şöyle ifade etmişlerdir:
“Dağ, taş, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma “Esselamü Aleyke Yâ Resûlallah!” diyerek, selam veriyor” diyorlardı.
3-Peygamber Efendimiz Aleyhisselâtü Vesselâmın hizmetinde bulunan, yanından ayrılmayan Hazreti İbni Mes’ud Kâinatın Efendisi Aleyhisselatü Vesselam ile yedikleri yemeklerde yaşadığı harikalığı şöyle ifade etmiştir:
“Biz Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanında bir şey yerken, yemeğin tespihlerini işitiyorduk.”
4-Yine Hazret-i Enes’de yaşadıkları harikalıkları şöyle ifade etmiştir:
“Bir gün Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanında idik. Yerden avucuna küçük taşları aldı. O taş parçaları mübarek elinde tespih etmeye başladılar. Sonra taşları Ebu Bekri’s-Sıddık’ın eline koydu; yine tespih ettiler. Son ra Hazret-i Ömer’in eline koydu; yine tespih ettiler. Sonra aldı, yere koydu, sustular. Sonra yine aldı, Hazret-i Osman’ın eline koydu; yine tespihe başladılar. Sonra, taşları benim ve Ebu Zer’in eline koydu, sustular.”
5-Bir gün Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, amcası Abbas ve dört oğlunu da (Abdullah, Ubeydullah, Fazl, Kusem) "mülâet" adı verilen bir perdenin altına alarak üzerlerine örttü ve şöyle dedi:
“Yâ Rab! Bu benim amcam ve babamın öz kardeşidir. Bunlarda onun çocuklarıdır. Onları bu perde ile örttüğüm gibi, Sen de onları Cehennemden öyle koru.”
Bu duayı yapınca birden, evin çatısı, kapısı ve duvarları “Âmin, âmin” diyerek duaya iştirak ettiler.
Ahmet TULGANER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.