- 352 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bugün başka düşünüp başka yazacağım!
Bugün başka düşünüp başka yazacağım!
Türkiye kendi bölgesinde kopacak fırtınalara karşı kendisini ve dostlarını kurtaracak olan selâmet sahilini şimdiden inşâ etmeye başlamıştır. Bu devlet çok büyük ve sandığımızdan daha güçlüdür. Onu çökertmeye çalışanlar, günün sonunda kazdıkları kuyuya kendileri düşecektir.
Canım ülkem gözbebeğim bana anasın ,bana yarsın, iyi ki varsın. Hiçbir derdin bitmiyor. Kem gözler hep senin üzerinde geziyor. Ne tarafına baksam başında kara bir duman ne yana dönsem bir düşman. Hiç bitmez mi senin başından boran.
Nerden başlasam nasıl bir yazı yazsam ki senin hakkını ödesem. Mavi vatan mı desem, Batı Trakya mı desem 12 adaları mı, Kıbrıs’ımı yazsam, yoksa doğu Akdeniz’imi yazsam. Sende biliyorsun ki dünyanın merkezi sensin. Her nerde bir hareket olsa bir ucu sana geliyor. Afrika’da bir çocuk ağlasa sen yas tutarsın Avrupa’da dine biri saldırsa senin derdin olur. Evet elbette sen dertleneceksin. Zira batıyı doğuya bağlayan sensin, doğunun batıya açılan kapısı da sensin. Kosova’nın Evladı Fatiha’nın gözü sende, Kırım’ın bakışları senin üzerinde, nede çok sevenin var canım vatanım .Ama bir o kadarda düşmanın var senin bulunduğun yer dünyanın kilidi. sen dünyanın yükünü çekiyorsun .Büyüklerin derdi de büyük olurmuş.
Asırlarca seni yıkmaya çalıştılar sen onlara inat güçlendin hep uyanık olmak durumundasın kuzeyden mi ,güneyden mi batıdan mı doğudan mı gelecek düşmanının. Bak işte gördün mü sen çok çetin bir coğrafyasın dediğimde haksızıyım. Şu zengezur geçidini açarsan sana dünya sensin diyeceğim. Seni çetin kılan ne biliyormusun, Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlıyor olmandır. Bir geçiş yolu olmasından dolayı geçmişte bu coğrafyada vatan tutan pek çok millet, süreç içerisinde tarih olmuştur. Sen uyanık olmak zorundasın. Zira samyeli ne taraftan eser bilinmez. Bu yurdu kolay kazanmadık dolayısıyla korumakta kolay olmayacak. Bu yurt geçmişte kimlere otağ olmadı ki ama en çok Türk’e yakıştın bin yıla yakın seninle haşır neşiriz.
Bin yıldır çok büyük badireler atlatarak bu topraklarda kalıcı olduk. Kalıcı olmaya devam etmek için de ceddimizin yaptığı gibi daima uyanık olmak zorundayız. Allı gelinim ,güzel yurdum senin teline dokunan bana dokunur sana bir ziyan gelmesin diye her Türk’e uyku haramdır. Uyursak namahremin eli sana değer onun için uyanık olmak zorundayız. Dört bir yanının düşman dolmuş. Bu düşmanlara karşı savunmak sanıldığı kadarda kolay olmasa gerek .Bu topraklarda yaşayanlara uyku haramdır. Bu toprakları, savunma gücünden mahrum olduğunuz an elinizde tutmanız mümkün değildir. Çünkü bu topraklar, stratejik konumundan dolayı pek çok milletin azgın iştihasını üzerine çekmektedir ve çekmeye de devam edecektir.
Dünyanın birbirine girdiği bir dönemden geçiyoruz. Bu bizim içinde çok baskı unsuru oluşturmaktadır. Şunu iyi bilmeliyiz. Hiçbir dünya kargaşası Türkiyesiz olmuyor ve çözülürken de Türkiyesiz çözülmüyor. Dünyanın oyana bu yana dalgalanması bizim için bir beka sorunu oluşturuyor. Açıkça bizi uyarıyor. Uyuyan Karadeniz Ukrayna ve Rusya savaşıyla çırpınmaya başladı. Nazlı nazlı dalgalanmasını bozup hırçınlaşmaya başladı. Çoktan kan gölüne dönebilirdi Boğazlardaki hakimiyetimiz tam olmasa da yine de geçit verilmeyen savaş gemilerinin baskınına uğramadı. Karadeniz, Rusya-Ukrayna Harbi’nden sonra yüzyıllık sükûnetine son verdi. Boğazların kontrolü bizde olduğu için, sözde ittifak ortaklarımız Karadeniz’i bir ateş denizine çevirmek için açık ve gizli birtakım plânlar peşinde koşmaktadırlar.
Türkiye’m izlediğin strateji işe yaradı. Hem Ukrayna hem Rusya ile ilişkilerimiz gayet güzel gidiyor. Âmâ bu bozulmayacak anlamına gelmez. ABD ege adalarını silahlandırdı. Dedeağaç’a üs kurdu, Romanya Bulgaristan’ın NATO üyesi olmasını da hesaba katar, Moldavya’daki Rus nüfusunu da düşünürsek her an patlak vereceği ihtimal dışı değil. Kuzey doğumuzdaki Gürcistan’da düşündüğümüzde Karadeniz’in kan gölü olabileceği ihtimali uzakta değildir. Savaş kızıştıkça Karadeniz’deki sükûnetin bir kaosa doğru evirileceği kendisini belli etmektedir.
Egede alarm çanları zaman zaman çalmakta ve bizi uyarmaktadır. Dikkat edilirse Yunanistan’a ABD tarafından sürekli Türkiye korkusu pompalamaktadır. Bunun nedeni çok açık yunanı korkutarak akdenizdeki adalarını Akdeniz’i koruma bahanesiyle silah deposu haline getirip kontrolünü elinde tutmak istiyor. ABD’nin Ege Deniz’indeki bütün kritik adalara büyüklü küçüklü askerî üsler kuracak pozisyona gelmesi, Türkiye’nin güvenliği için alarm çanlarının çalması anlamını taşımaktadır.
ABD’nin Dedeağaç’ta yaptığı yığınak, bir gün Türkiye’yi tehdit için kullanılacak bir kapasite taşımaktadır. Zaten Avrupa Birliği ve ABD’nin Yunanistan’a hadsiz hesapsız modern uçak, gemi ve sair silahlar tedarik etmesi amaçsız ve rastgele değildir. ABD ve Avrupa Birliği’nin asıl amacı, Yunanistan’ı ileri bir karakol olarak kullanıp Akdeniz’in zengin hidrokarbon yataklarını gayr-i hukukî taktiklerle elde etmeye çalışmaktır. Adaların silahlandırılması bize korku ortamı oluşturmak ve sessiz kalmamızı sağlamak içindir bunu görüyor ve biliyoruz. Atlantik ittifak geçmişe göre hesap ediyor. Oysa bugün Türkiyenin askeri gücü geçmişten çok farklı. Türkiye’nin yeni siyasî rotası ve hükümet etme biçimi, kendi çıkarlarını önceleyen bir rota ve iktidar anlayışı olduğu için bu anlayışın Atlantik ittifakıyla bir şekilde çatışması kaçınılmazdır. Zaten Türkiye bu gerçeklerle er veya geç yüzleşeceğini bildiği için, cansiperane bir gayretle savunma sanayiinde olmazları başarmak için zamanla yarışmaktadır.
Çünkü Türkiye, amaçladığı kritik silah sistemlerini yerli ve millî olarak üretirse artık Atlantik ittifakının baskısına boyun eğmeyecektir.
Nitekim Türkiye, bütün açıklamalarında böyle bir oldubittiye boyun eğmeyeceğini ve bedeli ne olursa olsun “Mavi Vatan” tabir ettiği, deniz kaynaklı hak ve çıkarlarını koruyacağını kararlılıkla beyan etmiş ve bunun arkasında gözünü kırpmadan durmuştur. Şu an dünyadaki bakış ve anlayış Türkiye’ye sıcak bir bakışta olduğu için ABD ve ÂB birazda olsun sessiz kalmakta ama bildiği üzerinde de devam etmektedir. Bunun en bariz örneği PKK’ya yaptığımız baskında SİHA’ mızı vurması bunun en büyük göstergesi. Gazze’deki savaş bize bazı şeyleri hatırlatmıyor mu. Ne dedi İsrail. Gıda akışını durduracağım iletişimi keseceğim ve daha birçok yaptırımların kararını aldı. Akdenizde çıkabilecek herhangi bir kargaşada ABD’nin ve AB’ nin yaptırımlarından etkilenmeyecek bir durumda üretime silahlanmaya gıda ve enerji doyumuna ulaşmamız açık ve net olarak görülmektedir.
Orta doğu ,türk illeri ve akdenizde söz sahibi olacaksak Akdeniz’i elimizde tutmalıyız. Bunu kör bile görür. Enerji konusunda bir gelin gibi süzülen ve nazlı nazlı dalgalan Doğu akdeniz yatmaktadır. Ecdadımızın uyguladığı politika neydi Karadeniz’i ve Akdeniz’i Türk gölü haline getirmek değil miydi? Türkiye artık Araştırma gemileriyle denizaltılarıyla İHA,SİHA ve diğer silahlarıyla belli bir askeri güzce ulaştı. Siyonizm’in ve kapitalizmin kıskacından çıkmanın zamanı geldi ve geçiyor.
Bizi Anadolu’ya sıkıştırmak elini kolunu bağlamak isteyen batıya iyi bir ders vererek Akdeniz’de bizde varız ısrarında ayak diremeli, hatta biz sahip olmalıyız. Bizim Ege’ye ,Karadeniz’e ve Akdeniz’e sahip olup elimizde tutmaktan başka bir çıkış yolumuz yok. Böyle bir niyetimiz olmadığına göre, bize denizlerde açılım sağlayacak güçlü bir donanmayı bütün güçlüklere göğüs gererek var gücümüzle tesis etmek zorundayız. Bizim bunu gerçekleştirmekten başka bir çıkışımız da yoktur. Bu yazıyı yazarken bir yandanda Hamas’ın attığı füzelerle yanan evlerin videosunu çeken Yahudi hem ağlıyor hemde çekiyor. Merhamet dileniyor Siz merhamet etmediniz ki size merhamet etsinler. İsrail savaşı da gösteriyor ki biz denizlerde de güçlü olmak ve Okyanuslara da açılabilmeyi düşünmeliyiz.
Artık dünyada yeni müdafaa şekli tipi, hudutlar ve iç denizlerden değil, Okyanuslardan başlamaktadır. Şu an bizim acilen çözmemiz gereken konu IRAK ve SURİYE’DEKİ PKK. Irak eğer bağımsız devlet olmayı istiyorsa ki çok zor. PKK konusunda Türkiye ile hareket etmek zorundadır. Irak ile Türkiye arasında kara ve demiryollarıyla örülmüş “Kalkınma Yolu” hem Irak’ın kurtuluşu hem de Türkiye’nin kalkınması anlamına geldiği için, Irak yönetimi bölgedeki çıban başı olan PKK’yı bitirmek konusunda bizimle her zamankinden daha yakın bir iş birliği içinde olmalıdır. Suriye’de ise Irak’tan daha karmaşık bir problem var Amerika ve avenesi , Rusya, İran, İsrail ile , Türkiye var ve kısmen Arap ülkeleri var. Bu kadar küçük alana büyük büyük devletler nasıl sığdı aklım almıyor. Eğer bu kadar dar bir alana büyük büyük devletler gelip otağ kurdularsa hiçte hayra alamet olmadığını görmemek için kör olmak lazım. Bence bu kadar kaosun asıl hedefi ve sebebi Türk ve Türkiye herhalde.DEVAM EDECEK
===================AR=====================
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.