Cinlerin bizzat kendileri de Resul-i Ekrem Aleyhissa lâtü Vesselâmın geleceğini haber vermişlerdir. Ruhani bir yapıya sahip olduklarından görünmeyen cinlerin ancak sesleri duyulmuştur.

Cinlerin Peygamber Efendimiz Aleyhisselâtü Vesselâm ile ilgili haberlerinden bazılarını sizlere aktarmaya çalışalım:

1-Zeyyab ibnü’l-Hâris adlı kişiye, bir cin şöyle seslenmiş:

“Ey Zeyyâb, ey Zeyyâb! En hayret verici bir haberi dinle: Muhammed, Kitap ile gönderildi, Mekke’de insanları hakka dâvet ediyor. Fakat dâvetine uyulmuyor”

Bu sözleri işiten Zeyyab ve bazı insanlar Müslüman olmuşlardır.

2-Nakledilen meşhur bir kıssaya göre, Mâzen kabilesinin putu bağırıp, şöyle demiş:

“Bu gönderilen peygamberdir. İndirilen gerçekleri getirmiştir.”

3-Abbas ibni Merdâs’ın Müslüman olmasını sağlayan meşhur hadise ise şöyledir:

Abbas ibni Merdâs’ın Dımar namında bir putu varmış; o put bir gün şöyle demiş:

“Muhammed gelmeden evvel bana ibadet ediliyordu. Şimdi Muhammed’in beyanı gelmiş; bu beyanda sapıklık olamaz.”

4-Hazret-i Ömer, İslâmiyet gelmeden evvel, put için kesilen bir kurbandan şu sözleri işitmiş:

“Ey Zebîh denilen Hz. İsmail’in çocukları! Başarıya ulaşacak bir durum var. Açık ve net sözlü bir zât “Lâ ilâhe illallah” diyor.”

Şimdiye kadar örneklerini sunmaya çalıştığımız Kâinatın Efendisinin henüz doğmadan, doğduktan sonra ve peygamberlik vazifesi verilmeden önce yaşanılan birçok hadise onun geleceğini yerde ve gökte bulunan varlıklara haber verip, müjdeliyordu. Sanki bu hadiseleri yaşatarak onları bu büyük zatın gelişine hazırlıyordu.

Kutsal kitaplardan Zebur, Tevrat, İncil’e insan eli karışıp, karıştırdığı bozduğu halde, sizlere nakletmeye çalıştığımız ayetlerde Hazreti Muhammed’in peygamber, kurtarıcı, yol gösterici, insanları saadete ulaştırıcı olarak gönderileceğine dair birçok haberler ve müjdeler verilmiştir.

Ayrıca Cenab-ı Hak’kın Kur’an’dan önce gönderdiği kutsal kitaplar, gelecek ile ilgili bilgiler ilham ettiği bazı veli zatlar, krallar, kâhinler, cinler, putlar ve hatta putlar için kesilen kurbanlar dahi verdikleri haberlerle Kâinatın Efendisini tasdik etmişler ve insanoğluna doğru yolu gösterip, sapıklıktan kurtulmalarına yardımcı olmuşlardır. Birçok bahtiyar insan bunlara şahit olup imanını kurtarmıştır. Bu örneklerde tarih içinde çeşitli yerlere kaydedilerek her devirde insanlara ibret vesikası olmuş ve olacaktır. Yeter ki, insanın kalp gözü açık olsun ve bunlardan istifade etmek istesin. Yoksa insan bütün kaynaklara yalan ve yanlıştır nazarıyla bakıp, önemsemezse Kâinatın Efendisini ve gösterdiği yolu inkâr ederse cehennem çukurlarına yuvarlanması söz konusu olabilir.

Bu açık ifadelere karşı inat ve inkâr boşunadır. Bediüzzaman’ın İfadesiyle “İslâmiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez; gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan, yalnız kendine gece yapar.”


Ahmet TULGANER