- 230 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YEDİ GÜNLÜK EDEBİYAT
Sözlerin acımasız bir dünyadan kaçışı, zamanın derinliklerinde bir yolculukla kaç insana esir olduğunu, kaç insanı esir ettiğini ve kaç özgürlük savaşı vererek hayatta kaldığını bilebilmek mümkün müdür, diye düşündüm.
Eğer hiç kimse bilmiyorsa, durum gerçekten karmaşık. İlk adım, bu bilinmezliği ortaya çıkarmak olmalıdır. Bu şekilde, görmek ve anlamak artık birbirinin tam zıttı olmaktan çıkacak, birbirini tamamlayan kavramlar haline gelecektir.
Her kelime, anlamın kapısını aralıyorsa, yazarın kelimeleri, okurun hayal dünyasına bırakılan ipuçlarından oluşan bir mozaik, edebiyatın sanatsal kimliğinin ilanıdır.
Düşüncelerimiz, yaşamımıza sonradan giren misafirlerdir. Yaratıcı düşüncelerimizi, hayal dünyamızdan kağıt üzerine aktararak eğitmemiz, onları şekillendirmemiz için en iyi okuldur. Okul sıralarında yetiştirdiğimiz çılgın düşünceler, her gün büyüyen ve anlamları derinleşen arkadaşlarımız gibi olacak, her bireyin düşüncelerine rehberlik edecek, düşünce öğrencilerimiz olacak.
Edebiyat, düşünce dünyasına her türlü fikri entegre edebilen bir sanattır. Her çağda yetiştirdiği sanatçılar, kendi çağlarının ruhunu yansıtarak büyülemişlerdir. Homer’ın İlyada ve Odysseia’sında yıldızlarla dolu savaşın epik hikayesi, Cervantes’in Don Kişot’unun absürt savaşları, Dante’nin İlahi Komedya’sındaki cehennem ve cennet tasvirleri, Montaigne’ın Ronesans denemeleri, Goethe’nin Romantizm’i, Shakespeare’in aşkın her dönüşünde ölümsüzlüğü, Dostoyevski’nin vicdanın derinliklerindeki cezayı ve Steinbeck’in insanın kendi içindeki savaşı, hepsi edebiyatın büyülü dünyasında hayat bulur.
Gerçek dışı bir dünyayı dünyadan alarak, hayal dünyasında dolaştırarak, kağıt üzerinde yeniden inşa ederek, edebiyat, herkesin sahip olduğu, ancak kimseye ait olmayan bir dünya yaratır. İçini insanlarla doldurarak, sanatı insana ekler.
Edebiyat, bizi, sizi ve her okuyucuyu eğiten, dilin bir silah ve araç olduğunu gösteren bir sanattır. Yazı, dilin zamandan öteye taşıdığı yol arkadaşıdır ve EdebiyatDefteri, bu yolculuğun ta kendisidir.
Her nefesin bir hikayesi, her bedenin bıraktığı iz, edebiyatla sonsuz bir deniz yolculuğunda bir araya gelir. Her liman, bu hikayeleri bekleyenlerle doludur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.