- 677 Okunma
- 18 Yorum
- 4 Beğeni
Ütülüp Ütülüp Durduk
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Şimdiki bebeler pek misket oynamayı bilmezler... Alparslan abimiz var mahallede... Misket dehası adeta... Kitabını yazmış bu işin o tarihte... Yazın evimizin önünde misket oynuyoruz ama hep Alparslan abi kazanıyor. Adamın kavanozlar içinde dolu dolu misketleri var. Bazen gıcıklık olsun diye kavanoz içinde misketleri getirip bize gösteriyor...
O tarihte benim ve hemen hemen bütün çocukların anneleri ile aralarında şuna benzer diyaloglar geçmiştir mutlaka...
- Oğlum gittin yine misket aldın, misket oynadın değil mi?
- Evet aldım hem de bir güzel oynadım.
- Ne oynadın?
- Müselles ile baş filan oynadık işte.
- Ne oynayacaksın Alparslan hepinizi üttü yine değil mi?
- Yok ya biz de kazanıyoruz ara sıra...
- Eşeğin ayağı kazanıyorsunuz. Ben bilmez miyim malımı...
- Ya yaaaa! Arada biz de kazanıyoruz anam.
- On kere yirmi kere Alparslan kazanır bir kere de siz kazanırsınız...
- Ne yapalım o bizden yaşça da büyük.
- Her gün üç beş liran misketlere gidiyor akşama sıfıra sıfır elde var sıfır...
- Ders alacağım Alpaslan abiden.
- Ne dersi alacaksın yavrum, on derste nasıl misketlerin parası Alparslan abinin cebine girer dersi mi alacaksın?
- Görürsün sen bak ben nasıl oynayacağım biraz zaman geçsin de...
Annem çok sinirlidir hep ütülmem konusunda...
- Görelim bakalım. Alparslan oynuyor kazanıyor, siz de mal mal bakıyor sonrada misketlerim gitti, paralarım gitti diye arkasından zırıl zırıl ağlıyorsunuz. Yalan mı?
- Biraz para versene Amerikan misketleri alayım bu sefer.
- Ne parası oğlum git işine... Hem misketin Amerika’nı Türkü de ne misket miskettir...
- Yaaaaa bana ne bana neeeeeee!
- Sus bakayım sus! Akşam gelince babana söyleyeceğim zaten, verdiğim paralar ile hep misket alıyor hep ütülüyor diye...
- Söylersen söyle beeeeee!
- Yok sana para filan. Git başka bir şeyler oyna, saklambaç oyna, arkadaşlarınla evcilik oyna, kör ebe filan oyna ne bileyim. Başka oyun mu yok?
İşte böyle dostlar ütülüp ütülüp durduk bir misket oynamayı beceremedik. Şimdiki çocuklar misket oynamayı da bilmez, ah keşke bilselerdi, ne de zevkliydi o senelerde...
NOT: Müselles üçgen dedikleri oyundu...
YORUMLAR
O alparslan bendim 🙂 usta cok kavga ettik... çocuk aklı...
Abi ve kardeşi ile mahallede bos arsa vardı. Engin kardeşi cetin abisi yaşlarımız 14 arası ben mors bilirim o üçgen. Bazı arkaslar yuvarlak cember yapardı.
Başladık oyuna 1 birer az yutulalım diğe sonra 5. 10. 15 cepler ufalmaya başladı.
Ben ise poşet doldurmanın peşindegim en zon birer mistekleri kaldı
Dedim olmaz akşam oldu karnım aç. Elleri öpülesi Anneler bağıyor çabuk eve bak, baban geliyor. Tmm geliyoruz.
Biz hala devam neyse cetin engin benim peşinde. Ben olmaz diğince başladı kavga cetin önden saldıyor ellerimiz kenetli güçüm yetiyor ama engin arkada taş elinde.
Mistek poşedi montumun cepinde cıt cıtlı RAhmetli Annem almıştı. Hüzünlendim şimdi... Ona üç nokta...Aşk o değerini bilemedik...
Rahmetti görmüş olun ne yapyon sen diğince ben yerde cetin üste dön babam dön. Engin taşı yanıma salladı Allahtan değmedi. Bizide o arada ayırdılar.
Hale devam eder Dostluğumuz.
Usta hem ağlattın beni hem güldürdün.
Yüreğine emeğine sağlık. Bir tık mükembel bir hikaye.
Güne altın gibi parlamış...
Bir emekti...
Hakan... tarafından 6.10.2023 01:09:54 zamanında düzenlenmiştir.
Hakan... tarafından 6.10.2023 01:11:35 zamanında düzenlenmiştir.
Ahmet Zeytinci
Çocukken hiç misket oynamadım ben.
Fakat içine bakardım hep.
İçleri çok güzeldi büyüleyici.
Şimdiki çocukların elinde tabletleri var.
Zamanla her şey ne kadar da değişti değil mi?..
Belki de, yıllar sonra tablet çocukların yerini başkaları alacak.
Şimdiki zamanın çocukları da tarihe karışacak.
Tıpkı bizlerin tarih olduğu gibi.
__Kutlarım değerli kalem bu güzel yazınız için ,sevgiler saygılar...
Ahmet Zeytinci
Ne diyelim hocam aynen yazdığın gibi oldu kutluyorum çalışmanızı ve sizi
Ahmet Zeytinci
Güzel yazılmış bir yazı olmuş. Okura samimi davet veriyor. Çocukluk oyunlarımız ya bu zamanki yetişkinliğimizle sanal alem iletişim bilişimimiz. Yazınız bu zamanı düşündürdü. Kaç yıldır internet edebiyat sitelerine üye ve yazı yazarım. Ahmet Zeytinci gibi aşina olduğum isimlerle karşılaşırım. Sanal alem bir gölge oyununda gibi gölgede/karanlıkta ışık misali bir görünür bir görünmeyiz. Bir nevide sanal körebe oyunu gibi gelir. Bana. Ve yazıdaki karakter gibi her severinde misket alır gibi yazı yazarım ama çoğunlukla ütülürüm. Silik kalırım. Oyuna ve ortama aidiyet konusunda eksik kalırım. Halada nereye ait olduğumu tam bilemem. Bilemem. Güzel yazınız bana bu düşünceleri düşündürdü.
Ahmet Zeytinci
Naki Aydoğan
Ahmet Zeytinci
Keşke ütülselerdi miskette,
sobelenselerdi saklambaçta..
Şimdiki yenme ve galip olma arzusuyla oynadıkları ve yenilmeyi hiç hazmedemedikleri o ekranlarda hapsolmasaydı çocuklarımız.
Ne yazık ki gelişen teknoloji
ellerin altında bir tık kadar kolay olan hazırcılıkla hem tembelleştirdi hem de çocuk ruhlarını köleleştirdi.
Yine de onlar için elimizden geleni yaparız inşaallah.
Farkındalık adına paylaştığınız yazı güne yakıştı tebrik ederim emeğinize sağlık.
Hürmetle
Ahmet Zeytinci
Çocukluğumu hatırlattınız :)
Düzlük derdik, evler arasında geniş bir ara arsa vardı. İçinden yol geçiyordu. Orada toplanırdık tüm çocuklar.
Ne oynasak beraber oynardık.
Misketi erkek çocuklar oynardı geneli.
Ben de katılırdım oyunlarına.
Akrabaydık hepimiz alırlardı aralarına.
Sonra misketleri kaptırınca daha sen kızsın girme oyuna demeye başladılar :)
Bir iki almadılar oyuna. Ben de misketlerini bozdum. Dövmek için peşimden koştular. Ben hızlı koşardım, yetişemezdiler.
Köşe başına kadar koşup , köşeden dönüp bir de nanik yapmıştım.
Apartmanın çevresinden dolanıp eve gitmiştim.
Üç gün düzlüğe gidemedim. Sonra misket oynama hayalimi bıraktım.
Daha doğrusu farklı oynadım. Kendime misket alıp kızlar arasında oynadım. Ablam üterdi bizi de. Onu hiçbir oyunda kimse yenemezdi.
Elif V Mim tarafından 5.10.2023 05:11:29 zamanında düzenlenmiştir.
Ahmet Zeytinci
Elif_V_Mim
İstop, yakantop, dokuztaş, saklambaç vs.
Sabah çıkar akşam dönerdik. Öğlen ekmek arası bir şeyler. Hepimizin yeri belliydi. Ailemiz endişe etmeden orada akşamlardık. Pencereden görürlerdi zaten. Evlerin ortasında toprak zemindi.
Çamlar selviler meyve ağaçları. Bayağı da sağlıklı bir ortamdı.
Bugün çocukların eksiği böyle bir ortam.
441 - O/NUR/dan
O yun oynayanın karnı acıkmaz
N e kadar çağrılsa oyundan çıkmaz
U yumak istemez koşmaktan bıkmaz
R uhunun gıdası hayat iksiri
Onur BİLGE
Ahmet Zeytinci
440 - O/NUR/dan
O günlerim nerde ninem nerede
N erde misketlerim annem nerede
U çurtmam nerede sinem nerede
R uhumdaki çocuk büyüyemedi
Onur BİLGE
Ahmet Zeytinci
439 - O/NUR/dan
O nlara gındık ve cillop diyorduk
N e çok alıyorduk ne seviyorduk
U tsak utulsak da seviniyorduk
R engârenk can alan ışıltılardı
Onur BİLGE
Ahmet Zeytinci
438 - O/NUR/dan
O zaman tek derdim bilyelerimdi
N asıl kazanırım gayelerimdi
U ğraşıp boş kalan da ellerimdi
R akibim büyüktü ben küçücüktüm
Onur BİLGE
Ahmet Zeytinci
Şimdikiler teknoloji çocuğu hocam. Ne bilsinler çelik-çomak , misket, aşık, saklambaç, ne bilsinler karpuz kabuğundan kağnı, çamurdan bilye yapmayı. Oynasak da, ütülsek de yine arkadaşlık kazanırdı.
Ahmet Zeytinci
O/NUR/dan
O günler gelir mi tekrar geriye
N ereye gitti o mazi nereye
U tuldu misketler hem kaç kereye
R üyamda müselles şıkır şıkır ses
Onur BİLGE
Ahmet Zeytinci
Misket oynayanlara ilk kez 12 yaşında, Kınalıada'da denk geldim. Oranın Alpaslan Abisi benim arkadaşımdı. İki kafadar daha bulmuş, üttükleri misketleri arkadaşımın evindeki kavanozlarda biriktiriyorlardı. Soramadım sonrasında o misketlere ne oldu diye? Bana birkaç tane vermişti. En kötü oynayana bile ütülürüm diye bir kere bile oynamadım onlarla. Üniversiteyi bitirip yüksek lisans için yurt dışına giderken hala masamdaki kalemliğimde duruyorlardı. Yıllar sonra geri döndüğümde odamı yerinde bulamadığım için misketlerin akibeti de benim için bilinmez oldu. Özetle, ütmedim, ütülmedim ama oynayanları, onların kavgalarını seyretmeyi hep sevdim. Saygilarimla.
Ahmet Zeytinci
Hiç beceremediğim şeylerden biri.
Biz başka oyunlar da oynardık.
Çocukluğumuzda bol bol oynadık sokakta.
Şimdiki çocuklar çok şanssız hakikaten.
Daha 1-2 yaşındaki çocuğun elinde telefon. Bildikleri tek o.
Sokağa çıkıp oynamak yok.
Çok güzel bir paylaşım. Yerini de hak ediyor. Var ol sevgili dost.
Selam ve saygılar.
Ahmet Zeytinci
Gındık derdik o senin misket dediğine.
En iyi gındağımıza da enek enek derdik.
Müsellesin köşelerine dikilen gındakları enekle vurup kazanmaktı tek düşüncemiz.
Sağ elimizin çıkıntıları nasır tutardı.
Kazandığımız da olurdu. Kaybettiğimizde.
Eve geldiğimizde azarlar işittiğimiz de olurdu, dayak yediğimiz de.
Her şeyi her şeyi Teknoloji bozdu.
En başta da internet.
Güzel bir konu, ama o günler acıyla dolu.
Biliyorum üslubunu tarzını sen mizahı seversin.
Acı da ancak bu kadar mizaha çevrilir.
Gönlüne kalemine sağlık kardeşim...
Ahmet Zeytinci
Keşke usta. Ama sokaklar eski sokaklar değil maalesef.
Yüreğinize kaleminize sağlık üstad.
Saygılarımla...