Kasabanın delisi Süleyman son aylarda yaşadığı sağlık sorunun anlattı bugün bana uzun uzun.
Merakla dinledim Süleyman’ı.

-Abim benim, biliyon mu, kaç aydır başımda bir ağrı, bir ağrı, kafatasım çatlayacak gibi oluyor, sancısından, baş ağrısından duramıyor, ağrıdan zonklayan başımı duvarlara vuruyordum, bu bendeki baş ağrısı bir türlü geçmiyordu. Dünyam daralıyor, başımı kopartıp atasım geliyordu.
-Geçmiş olsun Süleyman, hele çoktandır görünmüyordun. Şimdi nasılsın, geçti mi baş ağrıların bari? Doktora gitmedin mi Süleyman.
-Doktora gitmedim abi. Gitmedim, tanıdık bildiklere derdimi anlattım da, her diyen “Seninkisi Doktorluk değil, seninkisi Hocalık dediler. Ben de onlara inandım gitmediğim üfürükçü, muskacı, cinci hoca kalmadı ama, hocalar okudular, üflediler, başımı ovaladılar, okunmuş su içirdiler, muska yazdılar,hurmaya deve sidiği döküp içirdiler ama hiç biri de fayda etmedi. Çok da para harcadım hocalara… Baş ağrılarım hayatı zehir etmişti bana. Şimdi iyiyim çok şükür.
-Nasıl yani, kendiliğinden mi geçti baş ağrıların?
-Yok abi, komşumuz Halil amca “Süleyman, hacı- hoca ile bu iş olmaz, sen doktora gitmelisin diye ısrar edince, Naçar kaldım Halil Amcanın dediğini yaptım, doktora gittim. Doktor bana birçok sorular sordu, ağzıma baktı, sırtımı dinledi, gözlerim açıp içine baktı ve reçete yazdı. Yazdığı ilaç da sadece 1 kutu Aspirin. “Sabah akşam yemek arasında 1 tane Aspirin iç, geçer “dedi. Doktorun dediğini yaptım. Üçüncü günü baş ağrılarım “ŞIP” diye kesildi. Yeniden doğmuşa döndüm. Yarın Doktora gidip teşekkür edeceğim, ellerini öpeceğim.
-Sevgili Süleyman, baştan yapman gerekeni sonradan yapmışsın sen. Hastalığın için neden Doktora gitmedin de onun bunun sözüyle üfürükçü, muskacı hocalar gittin be adam.
-Töbe abi, bir daha mı, bin kere töbe gitmem bir daha onlara.
Bir aspirin bin hocadan daha faydalı olduğunu öğrendim böylece.
-Aferim Süleyman, Halil amcaların sözünü tut bundan sonra
-He valla abim, sağ olsun Doktorum, sağ olsun Halil amcam. Ha bir de sen sağ ol abim benim..…
.
*muzaffer yıldırım