- 241 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
Kâbe’yi Yıkmaya Gelenlerin Başına Gelenler
İrhasatlardan bazı örnekler vererek Kâinatın Efendisi Aleyhissalâtü Vesselamı tanımaya ve başından geçen harika hadiseleri vermeye başlayalım.
Tarihe “Fil Vakası” olarak geçen ibretli hadise şöyle olmuştur:
Hz. Âdem zamanında ilk kez inşa edilen Kâbe’nin her devirde kutsallığı devam etmiştir. Kâbe belki görünüşte dört duvar olmasına rağmen, manevi olarak çok derin anlamlar taşımaktadır. Bu bakımdan insanlar Kâbe’ye tarih süresince çok iltifat etmişlerdir. Bu durum her zaman olduğu gibi bazı kişileri rahatsız etmiştir.
Rahatsızlık hissedenlerden biri de Yemen valisi Ebrehe idi. İnsanların bu dört duvara bu denli önem vermelerini anlayamıyordu. İnsanların Kâbe’ye gitmelerini önlemek istiyordu. Bu gaye ile Sana şehrinde Kulleys adında, altın, yakut ve değerli taşlarla çok muhteşem bir kilise yaptırdı. Bu gerçekten görenlerin çok ilgisini çeken bir yapı olmuştu. Fakat Ebrehe planladığı gibi insanları ilgisini Kâbe’den bu kiliseye çekmeyi başaramamıştı.
Ebrehe kendince planlar yapıp, bu hadiseyi kökünden çözme kararı aldı. Kâbe’yi yıkacaktı. Durumu Habeş Meliki Necaşi’ye bildirip yardım istedi. Necaşi de dünyada bir eşi olmayan dev fil Mamud’u ve çok sayıda asker gönderdi.
Ebreh’e fillerle muhteşem bir ordu kurup, yola çıktı. Bu sırada Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamın dedesi Abdulmuttalib Kureyş Kabilesinin reisi idi. Ebrehe’ye karşı koyacak güçleri yoktu. Çünkü Ebrehe’nin ordusu çok kalabalıktı. Abdülmuttalib’in tek güvendiği varlık Cenab-ı Hak’tı. Kâbe Allah’ın evi olduğuna göre burayı ancak O koruyabilirdi. Kureyşliler Kâbe bölgesini boşalttılar.
Ebrehe Kâbe’ye saldırıya geçmeye karar verdiği esnada deniz tarafından Cenab-ı Hak Ebabil kuşlarını üzerlerine gönderdi. Nohut büyüklüğünde biri ağzında ikisi ayaklarında üçtaş ile adeta bombardıman uçakları gibi Ebrehe’nin ordusunu bombalıyorlardı. Kaçmaya başladılar fakat kurtuluşları mümkün değildi. Kâbe’yi yıkmak istemenin cezasını canlarıyla ödediler. (Fil Suresi)
Kâbe’nin Ebrehe ordusu tarafından yıkılmasına müsaade edilmemesinin sebebi, Yüce Yaratıcı habibi Hazreti Muhammed Aleyhissalâtü Vesselamın hatırı için bu kutsal mekânı korumasıdır. Ayrıca bu hadise Peygamber Efendimizin, peygamberliğinin de bir delilidir.
Ahmet TULGANER
YORUMLAR
Kalemin daim olsun bilgi verici yazılarını zaman zaman ilgimi çekenleri okuyorum. Bu da onlardan biridir. Güzel bilgiler ellerine sağlık, ancak Kabe ile ilgili Atatürk’ün; Hz. Muhammed Mustafa’nın (asv) kabrinin, o zamanki, Suud Kralı tarafından yıkıp yerini değiştirmek istendiğine dair yayılan haberler üzerine Suud Kralına başlangıcında Sayın kelimesini de kullanmadan çektiği ve Suud Kralını geri adım attıran telgrafın orijinal metni aşağıda olduğu gibidir. Bunun asıl metni Cumhurbaşkanlığı arşivindedir. Vefa borcunun gereği olarak bu çok özel ve önemli telgraftan da söz etmek yerinde olurdu...
“SUUD Kralı Dikkatine!!
Tarafımıza ulaşan habere göre ALLAH’IN Sevgili ve özel kulu elçisi Peygamber Efendimiz HZ. MUHAMMED MUSTAFA’NIN Kabrinin yıkılıp yerini değiştirecekmişsin O mezarın Tek Taşına dokunursan KURTULUŞ Savaşını bırakır ordularımla aşağıya inerim.
26 Haziran 1919 Mustafa Kemal Atatürk (Cumhurbaşkanlığı Atatürk Özel)”
Kalemin daim olsun. Selamlar.
İlhan Kemal
Öte yandan Haziran 1919 da Mustafa Kemal (Daha Atatürk soyadını almasına on yıl kadar var) neredeydi? 22 Haziran'da Amasya genelgesi imzalanmıştı ama Mustafa Kemal hala Osmanlı ordusunun bir subayı idi (8 Temmuz 1919 da istifa edecekti). Ünvanı ordu müfettişi idi, komuta ettiği herhangi bir birlik yoktu, organize bir direniş henüz başlamamıştı. Daha dört gün önce Erzurum ve Sivas'ta kongre yapılması kararı alınmıştı. Kaldı ki Fransızlarla 1921 deki Ankara anlaşması imzalanmamış, güney illerinde Fransızlarla çatışma devam ediyordu (Arabistan yolu kapalı anlamında). Özetle Haziran 1919 da Mustafa Kemal ne öyle bir mektubu yazacak konumdaydı ne de fiziki olarak imkanı vardı. Saygılarımla.
Gönül Pınarı tarafından 18.9.2023 14:00:51 zamanında düzenlenmiştir.