- 333 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Y KUŞAĞI VEYA YAKLAŞAN TEHLİKE
rı Y Kuşağı Üzerine Denemeler
0:00
/ 0:43
Y KUŞAĞI VEYA YAKLAŞAN TEHLİKE
Nerede kütüphaneler, nerede Y kuşağını kurtarıcı projeler? Nerede din ve ahlak eğitimi, nerede idealizm? Nerede inancı uğruna yaşayan gençlik? İslamcı gençlik gitgide eriyor, dünyevileşiyor.
Gençler yaşlılara yer vermiyor, fakirin halinden anlayan yok. Trafikte canavarlaşan, birçok değeri alt üst eden bir nesil yetişiyor. Face, tweeter nesli. Her şeylerin 140 karaktere sığdıran zavallı kuşak. Cafe’ lerde boy göstermeyi marka giyinmeyi, hızlı araba sürmeyi, fast food yemeyi avm’ lerde hayat geçirmeyi, sinema kültürlü, pop ve topçu, uzun saçlı, top sakallı, hiçbir şey hakkında bilgisi olmayan, slogancı bir güruh geliyor.
Bu nesil zorluyor kapıları. Giderek artıyor sayıları. Önlem alınmazsa binlerce gezi parkı olaylarına malzeme yapılacak, sokakları yakıp yıkacaklar, cami bahçelerinde öpüşecekler.
Vatan sathını bir eğitim yuvası yapmadan, fakiri, zayıfı gözetmeyi, sanat ve kültürü, erdem ve inancı bayraklaştırmadan kurtaramayacağız bu nesli.
Gençliği kültür ve bilim dünyasına dâhil edecek büyük projeler gerek. Kentleri beton yığını olmaktan kurtaracak yeni projelerle birlikte doğal hayatı her yerinden kucaklayacak yeni kenti kurmadan bu gençliği bulamayacağız
. Milli değerleri her köşesinde anıt gibi yükseltmeyen bir ülke kendi insanını yetiştiremez. O halde önce yeni mimari, sonra yeni sosyal kurumlar ve eğitimde yapılacak kendine dönüşle sağlanabilir ancak bu. Bunun için düşünsel planda büyük araştırmalara ihtiyaç var. Sonra ortaya çıkacak büyük eserler ışığında yapılacak sempozyumlar, paneller tartışmalar yolumuzu görmemizi sağlayacak.
Osmanlı ve Selçuklu ekseninde geliştirilecek bu yeni gelişimin ilk çalışmalarını acilen başlatmalı yönetim. Cami çevresinde bütünleşecek sosyal kurumların şekillenmesi ivedilikle gerekli.
Sanata kültüre yapılacak yatırımlar o alanlara rağbeti arttıracak, gençliği pop kültürden klasik kültüre geçirecek, eğitimde kantiteden kaliteye geçilmesi, her mahallede kurulacak mahalle konaklarında açılacak spor ve kültürel mekânlar yeni bir gençliğin oluşmasını sağlayacaktır.
Bu alanda iş aslında sivil toplum kuruluşlarının önünün açılmasıyla sağlanacak, her il ve ilçede yapılacak gönüllü kültür teşekkülleri sarayları mahalline ışık saçan bir meşale olacaktır.
Tekkeleri ve zaviyelerin yeni bir mimari ile neşv-ü nema bulması halk eğitiminin öz mekânları olarak çekirdek oluşumunu sağlayacak. Orada kozasını örecek ipek böceği kozasını toplum yapraklarıyla beslenerek, ipeksi kumasını örecektir.
Vakıf ruhunun yeniden diriltilmesi, vakıfların bazılarını zengin edecek, halkın Allah için yaptığı bağışları ailenin mülkü haline getirecek durumdan kurtarılması, onun yerine kanun kontrolünde şeffaf ve sosyal amaçlı hale getirilmesine çalışılmalıdır.
Daha söylenecek çok söz, yapılacak çok iş var. Ancak buna yönetim erkinin sahip çıkması ve Hitlerin 10 senede Alman milletini yönlendirmesini ters örnek alırsak, halkı iyiye doğruya yöneltmede SİVİL ÇABALARIN BELEDİYE VE MERKEZİ HÜKÜMET ELİYLE TEŞVİK EDİLMESİ ZARURETİ AÇIKTIR. Tarımın desteklenmesinden daha az önemli değil mi acaba bu çalışma?
Neden vakit kaybediliyor. Neden bir sosyal araştırma yapılmıyor? Neden uzmanlar aranmıyor onların görüşlerine başvurulmuyor? Ne bekleniyor? Y Kuşaklarına olumsuz anlamda X ve Z kuşaklarının katılması mı beklenen? Anarşizmin hortlaması ya da hippi gençliğinin oluşması, alkolik ve uyuşturucu müptelası, serbest yaşama ilkesini hayat gayesi edinen, feminist, pornocu, eyyamcı dahası tedhişçi bir gençliğin sökün etmesi mi isteniyor? İnternet in, kitap aut, serbest yaşam in, geleneksel değerler aut. Bu son mu hazırlanıyor ülkeye?
Necip Fazıl Kısakürek’in İdeologca örgüsünün şekilleneceği toplum için daha ne bekleniyor? Sezai Karakoç’un Diriliş Nesli ’nin sökün etmesi için daha ne kadar bekleyeceğiz? Asım’ın Nesli daha büyümeden çöplüklerde mi can verecek? Büyük Doğu nesli yitip gidecek mi bu kargaşa içinde? Bu dünyevileşme daha ne kadar sürecek? Bediuzzaman’ın "İstikbalde ey yüksek sada "dediği İslam’ın sedasını daha ne kadar bekleyip duracağız? Nurettin Topçu’nun hareket ordusu ne zaman hazır olacak? Nerede ilim irfan orduları ,nerede ahlak timsali insanlar, nerede Yunus misali erenler, dervişler?
Nerede Mevlana yolunun yolcuları? Nerede Hacı Bayram- ı Velinin müritleri, nerede "Müminler somun" diyen Somuncu babaların müminleri kuşatan tatlı soluğu, nerede Yeniçeri kuran Hacı Bektaş nesilleri, nerede Sarı Saltuk, Ahi Evran torunları?
Ne zaman diriltici soluğa kavuşacağız? Ne zaman bu davanın çilesini çekecek yöneticilerimiz olacak? Nerede manevi kalkınma nereden başladı ya da başlayacak? Bu konular üzerinde kafa yoranlar nerde? Bunun sosyolojisi süt üretiminden daha az mı önemli?
Bunun felsefesi gereksiz mi? Bu davanın çilesini çekmeye talip olan yok mu? Nerede çilekeş idealist araştırmacılar? Nerede onları destekleyecek vakıflar? Batıda binlerce vakıf Bizans araştırmaları yaparken doğuda İslam, Selçuklu ve Osmanlı araştırmaları? Hani bu araştırmaları destekleyecek yönetim nerde, nerde o batının bizden çalarak uyguladığı vakıf ruhu? Neden yetişmiyor, bu ihtiyaca neden el vermiyor? İş işten geçtikten sonra mı çare arayacağız? Daha kaç gezi parkı olayı gerekli? Başımızı ellerimizin arasına alarak düşünelim şimdi. ya da düşünen adamları arayalım, aratalım. Yoksa yakın zamanda kafamızı taşlara vura vura parçalamamız işten değil.
Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 7.7.2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.