BOŞ VAKİT
Boş zaman nedir diye sorulunca, günlük hayatımızda zorunlu olarak yaptığımız işlerin dışında kalan süredir deriz. Yani çalışmamız, işimize gidip gelme, yada yemek sürelerimizin dışında kalan zamandır. Biz her ağzımızı açtığımızda boş zamanımız yok diye şikayet ediyorsak, ya zorunlu işleri yanlış anlıyor, ya da yapmamız gereken işlerden fedakârlık yapıyor olabiliriz demektir. Peki, saatlerce TV seyreden, geç saatlere kadar bilgisayarda oyun oynayan, yada internette vakit öldüren, hele doksan dakikalık futbol maçını günlerce konuşan insanların hali size neyi anlatıyor? Sizce de vaktimizi düzgün değerlendirebiliyor muyuz?
Boş vaktini iyi değerlendirenlerden biri de Fatih Sultan Mehmet’tir. Herkes bilir ki küçük yaşlarda kendine bir hedef koymuş, bu hedefi gerçekleştirmek için her şeyi ile hazırlık yapmıştı. Alınamaz denilen İstanbul için önceden yapılan hataları araştırmış, kendini dil öğrenmeye vermiş, kenti yalnız bırakacak ve daha çok sıkıştıracak tedbirlere kendini adamıştı. Bu çalışmasının karşılığını da bütün tarihin önünde hakkıyla almıştı.
Aslında yaşadığımız can sıkıntısı hayatımızdaki boş vaktin fazlalığının bir işaretidir. Belki de bu halimiz bizim için neyin önemli olduğuna karar veremediğimizi göstermektedir. Yol ayrımına gelince bir karar veremediğinden sıkıntı yaşayanlar takdir edersiniz ki büyük işlerin altına giremezler. Girseler bile en küçük aksaklıkta hemen cayıp, vazgeçerler. İnatla karar verdikleri işlerini takip edenlerse mutlaka başarılı olacaklardır. Mermeri delen suyun gücü değil, sürekliliğidir sözü bu yüzden meşhur olmuştur.
Hayatının bir anlamı, bir amacı olamamış insanlar, rüzgârın önündeki yaprak misali olayların arkasından savrulur, dururlar. Bunları kimse ciddiye almaz, bulundukları yerlerde de bir iz de bırakamazlar. Ama ahlaki değerlerini günlük hayatında yaşayan kimseler olaylara seyirci kalmayıp, müdahalede bulunurlar. Bu şekilde kendi fikirlerini ifade ederek, belki de uygulamaların değişmesi için katkıda bulunurlar. Yani hem kendi hayatını, hemde yakın çevresindeki insanların hayatını olumlu yönde etkilemiş olurlar.
Bir de hayatının amacını doğru tespit etse bile bu yönde çalışmak cesaret ister. Böyle kimseler, bir şeyler yapmaktansa dost sohbetlerinde fikir yürütmeyi daha çok severler. Çünkü iş yapan, bazen hata da yapacaktır. İşte hata yapmayı göze alamayanlar çalışmayı da sevmez görünürler. Hatalı duruma düşmektense hata yapanlarla alay etmek daha garanti bir hayat sunar. Aslında iyi düşünürsek hayatımızdaki hatalar ders çıkarmamız için vardır. Hata yapmaktan korkmayan ancak hatalarından ders çıkaranlar her zaman karlı çıkanlardır.
Hayatımızı güzelleştirecek, öyle bir amacımız olmalı ki, bu hayal tüm vaktimizi doldursun. Bu amaç için yazılmış kitapları okur, bu konudaki yayınları takip eder, bu doğrultudaki arkadaş gruplarına katılıp, hatta uykumuzdan fedakârlık yapacak kadar seversek bir gün uyandığımızda hayallerimizi süsleyen güzellikleri yanı başımızda görürüz.
Eğer cesaretiniz varsa, hayatımızdaki bu boşluğu doldurmak için bir hedef edinelim. Bu fikir doğrultusunda kendimizi geliştirelim. Yeni fikirlere açık olarak bu hedefe ulaşmak için çaba gösterelim. Unutmayalım ki kendini geliştiremediğinden sürekli kendini tekrarlayan kimseler elbette mutsuz olacaklardır.
YORUMLAR
İYİ GÜNLER EFENDİM. YAZINIZI BOŞ VAKTİM OLMADIĞIMDAN ÇALIŞIRKEN OKUDUM. KISA BİR SÜRE DE OLSA NEFESLENMEME YARDIMCI OLDU. BOŞ VAKİT YOKTUR İNSANA, BOŞA HARCANAN VAKİT VARDIR DİYE BİTİREREK KALEMİNİZE SAĞLIK DİYOR, HAYATINIZIN HER ANINI DOLU DOLU YAŞAMANIZ DUASI İLE SELAMETLE KALIN.....
Abdullah ALTUNKUP tarafından 19.9.2023 11:43:43 zamanında düzenlenmiştir.