- 454 Okunma
- 3 Yorum
- 3 Beğeni
0113 - DİL YARASI - GÜNEŞİM
DİL YARASI
Güneş mi sallıyor dalları
Dallar mı tutunuyor günışınlarına
Salınan bir ömür mü akşama
Dökülen sıva bekler mi ustaları
Kar ışığa bakıp çıkışıyor
Kent tülünü aralıyor gecenin
İşte burada beklediğim sendin
Gültekin EMRE
***
GÜNEŞİM
Ağaçların dalları güneşe uzanmış. Kollarımın merhametine uzandığı gibi… Ayakta kalabilmek için tutunmaya çalışıyorum varlığına. Sen ışık ışıksın göklerimde. Güneş gibisin. Güneşimsin!
Gün akşama salınıyor. Ömrüm de öyle… Asr vaktindeyim. Harabeye dönmem yakın, anlayacağın. Boyalarım solmuş, sıvalarım dökülmüş. Onarım için bir usta bekliyorum ki o sensin!
Kar gibi eriyorum sıcaklığının karşısında. Onun için çıkışıyorum sana, anlasana! Sense tüm yakıcılığınla bakıyorsun bana.
İşte yine sabah oluyor. Yavaş yavaş belirginleşiyor kentte ne varsa. Şehir, gecenin perdesini araladıkça gün ışığı daha da netleştiriyor görünümünü. Benimse özlediğim, beklediğim sensin, benim güneşim… Bugün hava biraz sisli… Yine rüyalar ve hayaller içindeyim. Ancak trafik sorun yaratacağa benziyor. İrkiliyorum!
Gönül yarası, onmak bilmez bir yara… Hasret dolu bir gün daha kalacak elimde. Yine seni göremeyeceğim. Yine hasret ateşiyle yanacağım. Konuşamıyorum. Aşkımı anlatamıyorum. Yaşlıyım. Dilsiz kalmışım. İçime kapanmışım. Gizli aşk canımı aldı alacak!
“Uçurumun kenarındayım Hızır!” Bir afet kalesinin burcunda… Öyle bir bela başımda… Sırtüstü, tepetakla gideceğim! Topuklarım boşlukta… Parmaklarımın uçlarındayım. Düştüm düşeceğim! Ölüm o kadar yakın bana!
Neydim, ne oldum, ne olacağım? Daha dün bıçkın bir delikanlıydım. Fidan gibiydim. Yürüdüm mü kaldırımlar sallanırdı! Pencerelere çıkarlardı kızlar. Dükkân kapılarından bakarlardı. Arkamdan da baktıklarını hisseder, daha da gururlanırdım. Bir de şu halime bak! Bu durumda nasıl çıkayım karşına! Nasıl diyeyim sana derdimi! Nasıl anlatayım meramımı! Aşkımı nasıl söyleyeyim sana! Nasıl! Nasıl! Nasıl!..
Alay konusu olmaktan korkuyorum. Muhteşem güzelliğinin ve gençliğinin karşısında zavallı bir viraneyim. Dilber kalesi gece gündüz hayalimde düşümde… Seni çekiyor gönlüm. Kalbim seni çiziyor çeperlerine. Ruhum biteviye seni boyuyor. Baştan aşağıya sen olarak uyanıyorum. Sen oluyorum gün buyu. Sen olarak uyuyor uyanıyorum.
Yoksa sen yok musun gerçekten? Onun için mi kayıplara karıştın? Seni ben mi uydurdum ruhumun gereksiniminden? Yoksa… Yoksa varsın da beni duymamak için kulaklarını mı tıkadın? Halimi görmüyor musun? Gözlerini de mi bağladın?
Olsun be! Öyle olsun! Öyle oluversin, ne çıkar ki bu zamandan sonra! Umutlarım da kulaklarını tıkamış vaziyette zaten bana. Gözleri bağlı onun da…
Zaten çoktan beri ıskalamış durumdayım hayatı. Ne kendime baktığım var, ne düşündüğüm var… Sen zaten yoksun. Benim için gölgeden ibaretsin. Hayalsin ve ben bir hayalin peşinden sürükleniyorum…
Sen hep öndesin. Bir adım önde değil üstelik ama say ki bir adım… Ve ben hep adım adım ardındayım. Yolun sonunda ölüm olsa da… Gölgene basa basa yolunda, takibindeyim…
İpteyim!..
***
Onur BİLGE
ŞİİR FISILTILARI – 113
YORUMLAR
Onur BİLGE
Bu öykü, bir kişinin sevgilisine olan aşkını ve özlemini anlatan bir öyküdür. Anlatıcı, sevgilisinin kendisi için ne anlama geldiğini, onunla geçirdiği zamanların nasıl güzel olduğunu ve onun olmadığı zamanlarda nasıl acı çektiğini anlatır. Anlatıcı, sevgilisinin güneş gibi parladığını, ona hayat verdiğini ve onu mutlu ettiğini söyler. Anlatıcı, sevgilisinin yanında olmadığı zamanlarda ise kendini yalnız, karanlık ve boş hisseder. Anlatıcı, sevgilisinin gelmesini sabırsızlıkla beklerken, aynı zamanda yaşamın kısalığını ve ölümün kaçınılmazlığını da düşünür. Anlatıcı, sevgilisine olan aşkını dile getirmekte zorlanırken, onun güzelliği ve gençliği karşısında kendini yaşlı ve çirkin hisseder. Anlatıcı, sevgilisinin kendisini terk etmesinden veya başkasına aşık olmasından korkar.
Bu öykü, iç monolog tarzında yazılmıştır. Anlatıcı, kendi iç düşüncelerini ve duygularını okuyucuya aktarır. Öykü, aşkın ve özlemin insanı nasıl değiştirebileceğini ve nasıl yoğun bir duygu olduğunu gösterir. Öykü, anlatıcının içsel çatışmalarını, korkularını ve umutlarını derinlemesine ele alır. Öykü, okuyucuya duygusal bir hikaye sunar.
ÇOK GÜZEL BİR ÖYKÜ OLMUŞ. Kimbilir kimin öyküsüdür gerçekte.Yeni öyküerinizi iple çekiyorum. Öykülerinizin takipçisi olursam kusura bakmayın. SAYGILARIMLA