- 203 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Felek Osman
.
sevgili Felek Osman rahmetli ile başkalarına oranla “hukukumuz” olmadı bile sayılır..
o illa muhalefette ben hep ortada “ılımlı” idim.. nasıl akıl yetirir, aklında tutardı bilmem.. bakış açısına itiraz ederdim ya da onun kadar sivri çıkışlarım olmazdı daha masum, daha “çocuk”dum..
sanırım o yaşça değil ama zaten cüsse itibarı ile benden büyüktü, olgundu, vakurdu;
o benden bir geri sınıfta idi.. o her zaman ya oğlakta ya işte idi, belki bu yüzden benden güçlü idi de.. akşamları anası rahmetli Felek Haceri köy altında onu bekliyor olurdu, onun içimizi kaldıran fıyıklarını oradan geçerken hala hissederim.. bir gün birlikte oğlak güttük.. biz “Feleklerin sürüsüne katınçtık”.. gün boyu ben uslu bir çoban çırağı idim.. benim ona tek lüksüm keloğlan filmini seyretmiş olmaktı.. hayran hayran dinledi.. filmi anlatırken bile arada bir “şoo yannı bastır irbem”.. “bizimo(ğ)lan horaya dur,.. gonşunun mahsılını yedirtme” tarzı büyüklerinden duyduklarını bana yineliyor, o da bildiği başka “hekaye”leri bana aktarıyordu.
.
Yusuf İle Züleyha’nın sonunu getirmedi soracaklarımı hissederek, “valla bilmen bizim o(ğ)lan, günahı sevabı onnarın boynuna, ben bana annadannarın yalançısıyın” aynı zamanda sürüyü göz altında tutup benim beceremediğim keskin sesler çıkararak, merhameti elden bırakmadan bana kalfalık ediyordu, bende onu gözlemlerken “bir gün bu adamı yazacağım”ı düşledim. aklımdan onun dediklerini bir defterin sayfalarına not ediyormuşçasına memnun oluyordum.. yaşımız 11.12 olmalı.. Felek Osman o yaşta bile görmüş geçirmiş edalarında idi.. sevmedikleri çoktu, onları anacağında bu gün küfür sayılan ama o zaman pekiştirme sıfatı olan sözcükler kullanıyordu.. ilk defa o gün Osman’ın sayesinde Asar’a çıkmıştım.. (sanırım daha da nasip olmadı) o bana köyün katındakileri soruyor, cevabıma itiraz ediyordu.. yürüyüşünden tanıyordu kimi söylese haklıydı..
.
gerçek o idi ki.. köy hayatı hususunda çok acemi idim.. gün geldi boyuna posuna bakmadan besicilik işine girdi.. Osman’ın "beceremeyeceğine" köycek kani idik.. o bahar ilk fırsatta yolumu düşürdüm .. saygı duyarak yardım ettim aklım sıra.. bir kaç kova çamur doldurmakla.. o aklınca beni kolluyor, "sen edemen bizimoğlan".. “gaç urban pislenir”, “ayileyin gönnü olmaz”, “elin gabarır valla bilmen sen” “-isgarpinnen ovaya mı enilir”, “işin ucundan dutcağ adam böyle ğelmez”
.
elimden küreği alınca yüklendim kovaları.. ama merdivene kadar.. o geri gelene kadar iki kova çamur ağaç merdivenin önünde hazırdı.. bu işin bir kolayı olmalı hususunda icadlar düşündüm sonraki yıllarda bile..
.
Ah bu Felekoğlu.. ömrünce çok çile çektiğine şahit de oldum ama onurlu güzel insandı.. candı,.. (ama sağ başparmağının sırtı ile orta parmakucu kıskacıyla canımızı yakardı, Osman herkesin çayını içmez ama taşı gediğine koymak onun işi kurnazdığını-acımasızlığını “özellikle zengin yakışıklı gürbüz olanlara” da bilirdik), o yine hem bana tavsiyelerde bulunuyor hem de yardıma gelen akrabaları ile besihanenin çatısını çamur kaplıyordu.. kendinden büyük yük taşıyan karınca gibi..
.
bir gün kahvede aylak yalnız oturuyorum, kapıdan "bizimo(ğ)lan gel" dedi "minibüsü ittirelim, Macar Halil ile epey iteledik.. minibüs çalışınca "bin" dedi.. mecburen bindik, geri dönmek için başka şansımız yoktu. çok soğuk bir gündü Gencelliye varalakdan yol boyu Çalgırındaki ağılların telef olan koyunlarını gördük,.. Kabaca’daki Eskişehir bankasına.. ardından gördüğümüz ilk bakkala girdik.. kova, çay şeker vs vs bakkalın önerdiği her şeyden 5 er, 5 er aldı., (beş den başka sayı bilmiyor gibi) her şeyden “beş”er.. taşımasına zevk duyarak yardım ettim.. o zaman daha bir göğsüm kabardı Felek Osman’la.
.
bizim jenerasyonun sıfırdan değil eksilerden gelip hayatı beceren tek kişisi idi gözümde.. bir seçimde birileri bana tepeden bakarken “ı-ıhh bizim o(ğ)lan zenginnere oy vermez” dediğinde niye kime oy vereceğim ya da vermeyeceğim katileşti.
.
orta okul bir de bilmediğimiz kelimelerin karşılıklarını yazardık defterimize hani.. benim başka bildiğim kimse yoktu “nev-i şahsına münhasır”.. birlikte oğlak güttüğümüzde bu mu dedim “ı-ıhh”, belki kıskançlıkla münasip görmedim Felek Osman’ı.. “besihane”de de, derken aklına gelenden değil.. başka babaları tanıyınca; özellikle çocukları için her şeyden 5 er alması vs.. çocuklarına düşkünlüğünü görünce karar verdim.. Nev’i şahsına münhasır karakter Felek Osmandı.
.
şimdi fark ettim ki benden küçüklerin hikayesini yazdığım tek kişi Felek Osman’dı, herkesten önce öbür tarafta yer kapan, başı çeken de o.. haberi çok geniş masamda interneti ilk kullandığım yalnız günlerden biriydi, artık çok daha yalnızdım köye gitmeye sebepler azaldı bir bir.
.
o gidince fark ettim ki öbür tarafta tanıdıklarımız çoğalıyor.. köyde kimse kalmıyor.. köye gitmeye sebep de;
Yakıp Emmi,
Hacı Adil, Arif Ağa,
Hacıbey, Köse Emmi, Potak, Karahaççanın Alihsan
Yine de bizim jenerasyondakilerin yerleri dolmuyor.. bil vesile taraşıp gidenlere rahmet dilerim..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.